13 Şubat 2017

Masalcının ölümü

‘Masalcının ölümü' kitabı bana geçtiğimiz gün ayaküstü ko6nuştuğumuz sevgili Muharrem Dere abimizi hatırlattı. Ne alaka demeyin? Muharrem Dere abimiz şu an bin bir güçlükle ve bir o kadar da zevkle ‘Kıssahanlık' mesleğini sürdürmeye çalışıyor. ‘Kıssahanlık' isminden de anlıyacağınız gibi, kıssa anlatan, masal anlatan demektir.

Büyük bir üzüntü ile “tek ben kaldım Ahmetcim” demişti. Bir çoğunuzun izlediğini düşündüğüm ‘Ulak' filmini yönetmen Çağan Irmak sevgili Muharrem Dere abimizden esinlenerek yapmış. Çetin Tekindor üstat hakkını vermişti karakterin.

Muharrem Dere gibi ağabeylerimizin televizyonların sayısının hızla çoğaldığı günümüzde paylaşılamaması lazım. Belgesel tadında ‘Ulak' filminde ki masalcı dede gibi köy köy, şehir şehir gezen bir program ne güzel olur. Şu an kaç çocuk dedesinden ninesinden masal dinliyor sizce? Sevgili Semiha İkbal'in şiir kitabının adı gibi masalcılarımızla birlikte, masallarımız da mı öldü?

Bahattin Karakoç ustanın övdüğü bir şairdir Samiha İkbal

Bazı insanlar vardır yaşarken etrafını hayatıyla, yaptıklarıyla, sözleriyle etkiler, kendi de etkilenir, yaşadığı toplumun dertlerini derdi bilir, sevincini sevinç.

Hep gözlemler, gönlü ve zihni, etrafında olanlara duyarsız kalamaz, çözüm için kafa yorar, hâsılı duyguları coşkun sular gibi çağıldar. Diğer taraftan tefekkür ufukları oldukça geniştir ve günübirlik konuşulan dilin klasik yapısıyla oynayarak ifade sınırlarını genişletebilirler.

Şairler bunları gerçekleştirebilen, duyguları coşkun, duyarlılıkları normalin üzerinde olan, söz ustalığını başaran insanlardır.
Charlie Chaplin der ki; “Dünyayı anneler, şairler ve öğretmenler yönetseydi kimseler sızlanmazdı.”

Bir şair düşünün, “bu toprakların medeniyetinden beslenen, dili pıtraksız, mısra örgüleri sağlam, şiir işçiliği ve şiirleri, kaynağı ve uğradığı menzilleri belli olan, sonunda denize karışan bir nehir gibi ayrıca üslubu da yetkin.”

Bu donanımları kuşanmış bir şair neler başarmaz ki?

Tüm bu donanım şair Samiha İkbal'in şahsında ve şiirlerinde toplanmış.

Şairin şiirleri telaşsız ama dopdolu, daüssıla kokulu, vişne bahçeleri gibi ışıltılı bir şekilde mısralarda hayat bulup okuyucuya ulaşıyor.

Bazen görünmez karanlıkta güzellikler
Güneş doğsun diye beklerim,
Kurur dudaklarım bir kelam edemem
Yağmur yağsın diye beklerim…

Çağıldarken köpüren duygularını, şiirsel düşüncelerini, marazi olmayan hayallerini, iç ve dış gözlemlerini etik ve estetik çerçevesinde temellendirerek şiire dönüştüren Samiha İkbal, yeni yayınlanan “Masalcının ölümü” adlı 3. şiir kitabıyla yine okuyucularını selamlıyor.
Şair kitabına isim olarak kullandığı şiirinde, modern hayatın bizi biz olmaktan çıkardığı ve çağımız karanlığının içine çektiği benliklerin, çocukların masum, saf, dürüst, temiz, ön yargısız, güzel ve aydınlık dünyalarına taşınması gerekliliğine işaret ediyor. Tehlikelere karşı dikkatlerimizi çekiyor.

Usta şair Bahattin Karakoç, Samiha İkbal'i değerlendirirken;
“Güzel ve kalıcı olanı selamlamaktan kıvanç duyarım. Yolun açık olsun İkbal, şiirlerinin kemali daha da artsın” şeklinde yorum getiriyor.

Şairin daha önce yayınlanan iki şiir kitabı var. Bunlar; “Üç Noktanın İkisi” ve “Kırda Kelebek Kovalarken Adını Unutan Çocuk.”

Ayrıca şiir ve deneme dallarında aldığı pek çok ödülü bulunan şair Samiha İkbal'in şiirleri muhtelif dergilerde ve antolojilerde yayımlandı.

Kitap Akil Fikir Yayınlarından çıktı. Şiir kitaplarının yayımına mesafeli yaklaşıldığı bu yıllarda böyle güzel bir kitabı şiir severlerle buluşturan yayınevi yöneticilerini tebrik ediyorum.

 “MEHMET DOĞAN KARDEŞİMİZ, FİKİR HAYATIMIZIN HER ALANINDA ÜLKEMİZE KATKI SAĞLAMIŞTIR”

 Türkiye Yazarlar Birliğinin Kurucu ve Şeref Başkanı D.Mehmet Doğan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü” ile ödüllendirildi.

1979 yılından beri her yıl verilmekte olan "Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri” çok titiz bir çalışma ile belirleniyor. Ödülleri Cumhurbaşkanımız R.Tayyip Erdoğan takdim etti.

Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan D. Mehmet Doğan beye ödül verirken onore eden çok güzel ifadeler kullandı.

 “Adı Türkiye Yazarlar Birliği ve Büyük Türkçe Sözlük ile adeta özdeşleşen Mehmet Doğan kardeşimiz, fikir hayatımızın her alanında ülkemize katkı sağlamıştır. Kendisinin Türkçe konusundaki hassasiyetini uzun zamandır takdirle takip ediyorum. Aynı şekilde Mehmet Akif Ersoy'un ismi, hatıraları, eserleri ve fikirleriyle yaşatılması genç kuşaklara tanıtılması konusunda gösterdiği gayreti çok yakından biliyorum. Belediye başkanlığım dönemimden bu yana Mehmet Beyin bu konuda ortaya koyduğu gayret inkar edilemez. Mehmet Doğan sadece kendisi eserler vermekle sadece ülkemizin önde gelen yazarlarını bir araya getirmekle kalmamış, aynı zamanda gençlerimizi edebiyata, sanata, kültüre yönlendirmek için her yolu kullanmıştır. Yazarlığın okulunu dahi kurmuştur. 40 yıldır coşkun pınar gibi eserleriyle fikir, edebiyat hayatımızın çoraklığını gideren Mehmet Doğan kardeşime yeni çalışmalarında başarılar diliyorum.”

 ÜSKÜDAR KİTAP FUARI BAŞLADI

Üsküdar Kitap Fuarı artık rüştünü ispatlamış gözüküyor. Bu yıl üçüncü kez kapılarını açan fuara ilgi bir hayli büyük. Pazar günü gezdim çok kalabalıktı.  Fuarın onur konuğu ise, Rasim Özdenören.

Fuarın açlışını yapan Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Rasim Özdenören'in "onur konuğu" olmasının ayrı bir önemi olduğunu belirtti. Avcı, Özdenören'le hukuklarının çok eskiye dayandığını, kendisinin Kültür Bakanlığında memuriyete müşavir Rasim Özdenören'in yanında Fethi Gemuhluoğlu'nun tavsiyesiyle başladığını anlattı.

Bağlarbaşı Kültür ve Kongre Merkezinde 100 yayınevinin katılımıyla 19 Şubat'a kadar açık olacak fuarda, 200'ün üzerinde yazarın söyleşi ve imza etkinlikleri de oluyor.

TÜRKİYE ARAPÇA KİTAP VE KÜLTÜR GÜNLERİ BAŞLIYOR

Bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri;  22 ülkeden, 50 Yayınevi'nin yanı sıra  100 ilim adamı ve yazarın katılımı ile 17 Şubat'da başlıyor.

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi, Haşimî Yayınevi ve İstanbul Sultanahmet Vakfı'nın, ortaklaşa düzenlediği organizasyon, bu yıl Sultanahmet Medresesi'nde gerçekleşecek.

Türkiye, Suriye, Suudi Arabistan, Lübnan, Ürdün, Mısır, Cezayir, Tunus, Fas ve Kuveyt'ten pek çok yayınevi ve yazarın katılacağı Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri, “Asırlardır sönmeyen Işığımız: Âlimler-Kitaplar” vurgusuyla alimlerimizi ve kitaplarımızı öne çıkarmayı hedefliyor.

Amaç; Arapça'nın İslâm dünyası ve Türkiye için önemini vurgulamak. Bunun yanında mülteci durumunda olan Suriyeli kardeşlerimize, özellikle Suriyeli çocuklara özel etkinlikler içeriyor. Geçtiğimiz yıl Arapça Kitap ve Kültür Günleri kapsamında ücretsiz dağıtılan 10 bin Arapça çocuk dergisi, bu yıl çok daha fazla Suriyeli çocuğa ulaşmayı hedefliyor.

Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri'nin, coğrafyanın kültürel birlikteliğinin yeniden fark edilmesine ve canlanmasına katkı sağlayacağı bir gerçek.  

Arapça Kitap ve Kültür Günleri, sadece yayınevlerinin katıldığı bir etkinlikten ziyade bir kültür şöleni havasında geçmesi bekleniyor. Türkiye ve İslâm dünyasından birçok âlim, akademisyen ve yazar, bu büyük buluşmaya katılacak.