Mazi
-Ruzname; Kelime Günlüğü’nden-
Yok etmek pahasına yaşamak; günümüz dünyasında bir kazanma
reçetesi olarak sunuluyor. İlkel bir kokusu var.
“Bir çağ ölürken, yenisinin henüz doğmadığı bir zamanda yaşıyoruz”
diyor Rollo May. Bir değişim ve dönüşüm kasırgasından ve yok ettiklerinden söz
ediyor aslında.
Elbette değişim insan için önemli. Ama değişmeyi mümkün kılan şey
değiştirilenin ölümü mü? May’in işaret ettiği de bu. Öncekini, eskiyi,
bıktıranı, sıkıntı vereni öldürmekten başka çare görememek, yeniyi de ancak
öncekinin ölümü ile karşılayabilmek bugünün en mühim sorunu.
Zira yeni, eskiyi kovmak ve reddetmek durumunda. Modern dünya
düşünce sistemlerini, toplum kurallarını, devlet yapma, toplum meydana getirme
çabasını hep eskiyi reddederek, yani öldürerek inşa etti.
Bu bizde de böyle oldu. Eski öldürüldü ve yenisi kuruldu. Fakat
biz uzun yıllar boyunca eskiyi bir mazi, en azından nostalji olarak bile yâd
etmekten alıkonulduk. Eski, anılması kınanan kötü ve berbat bir şeydi. Eskiyi
inşa edenler korkunç insanlardı ve o yüzden yok edilmişlerdi. Bize “biz” demeyi
mümkün kılan ne kadar birleştirici varsa yok edildi. Yok edici yeniler ise
mutlak iyi olarak dayatıldı, benimsetildi.
Günden güne insanların fikirlerinin değişkenliği, toplumdan
yükselen avazların çelişkisi, tuhaf, nereye ait olduğu anlaşılmayan mesnetsiz
açıklamalar, yıkıcı ve yok edici yorumlar biraz olsun şaşırtıyorsa, işte bu
ölümcül zihniyetin bir ürünü ve uzantısı olan, dijital çağda bilgiye boğulduğu
hâlde onu nasıl yorumlayacağını bilemeyen insanın bir çırpınış manzarasını
yansıtıyor.
Paramparça edilmiş maziye ait kayıp parçalar bulundukça bir
heyecana sebep oluyor ve bu heyecan kimilerinin benimsemeyeceği, istemeyeceği
türden. Onun için belki hep bir gürültü var dur durak bilmeyen; sükûneti, sabrı
ve beklemenin verdiği huzuru mantık dışı tanımlayan tuhafların tâbi olmamızı istediği
bir kargaşa var.
İnsanlığın yok etme kudretiyle tanışması, büyük savaşlar sayesinde
oldu. Yakmak, yıkmak ve yok etmek savaşın en mühim parçasıydı ve kapitalizmin temelini
oluşturdu.
İkinci Dünya Savaşı’nda bilim aracılığıyla sınırsız güçle tanışan
insanlık, atom bombası tehdidini güvenlik duvarına dönüştürdü. Tehdit, yok
edicilik ve güvenlik yan yana yürümesi imkânsız görünen kelimelerden birkaçı
hâlbuki.
Bu düzeneğin öncesindeki her şey belki biraz daha masum ve
iyileşmeye meyilli sayılabilir. Ancak yok etmek pahasına yaşamak ve yaşatmak
fikri insanı ve insanlığın iyi niyetlerini boşa çıkarmak adına özel bir düzenek
gibi görünüyor.
İkinci Dünya Savaşı’na dair sanat unsurları üzerinden dayatılan
algılar, büyük çelişkilere hizmet eden dev ve derin düzenlerin izleyicisi
olmayı ve hakikat ile kurguları ayırmakta büyük çaplı başarısızlık gösteren
insanlığın yanılgılarını besleme adına bir örnek.
Toplumsal duyarlılık, analiz etme ve olayları soğukkanlı
değerlendirip yorumlama aceleciliği ile sosyal ve kültürel kaygıların doruğa
çıktığı bir devri yaşıyoruz. Bugün sosyal katmanların çoğaldığı, farklı kültür
altyapıları içeren bir dünyayı yaşıyorsak da toplumların çoğu alt yapılarından
ve arka planlarından uzaklaşmış durumda.
Bildik ezberler üzerinden gidip ferdî yargıları herkesin
kabullenmesinin hayalini kurmak yerine, çözümleri bu gidişattan endişe duyan
arı seslerde aramak zorunluluğumuz var.
* * *
Künye: Mazi; geçmiş ve geçmiş zaman
anlamına gelir (TDK Türkçe Sözlük).