04 Aralık 2017

Mehmet Şimşek ekonomiyi hangi paradigma üzerinden okuyor?

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne (MTV) yüzde 40'lık zamma ilişkin  ‘'Hiçbir hükumet durup dururken vergileri artırmaz'' demişti. Nitekim bir düzenleme yapıldı. Oranlar  Cumhurbaşkanının müdahil olmasıyla  aşağıya çekildi. Mehmet Şimşek  ‘'Hiç bir hükumet durup dururken vergileri arttırmaz'' diyerek, adeta başka bir yolun borçlanma olduğunu, biz ise cari açık kaygısı ile vergilerin arttırılmasını tercih ettiklerini ifade etmişti.

Hükümetin uyguladığı vergi politikasını belirleyen politikalar, hangi paradigma/değersayıma sahipse vergilerin artması, çoğalması da o değer kabule hizmet eder. Mehmet Şimşek'in paradigması/değersayımı hangi değer  kabullere göredir? Uygulanan ekonomik model ve politik kararlar, bu değer kabulün kaynağına bizi  çok rahatlıla götürmektedir.

 Mehmet Şimşek'in uyguladığı ekonomik model, millidir, yerlidir, milletin menfaatinedir diyebilecek bir iktisatçı var mıdır ? merak ediyorum. Biz Mehmet Şimşek'in uyguladığı ekonomik modeli, ne yerli ne de milli görüyoruz.

Sonuçlarına baktığımızda Türk ekonomisini sürekli açık saldırılara maruz bırakan, iç yapılanmasında çok başlılık olan bir finans sitemi ile, sürekli bankacılık sektörünün güçlendirilmesi ile reel sektör iyice bankalara köle haline getirilmiştir. Halk zaten bankaların esiri...

Mehmet Şimşek, son yaptığı açıklamada ekonomideki paradigması/değersayımı, yerli ve milli olmadığının çok açık bir ifadesidir. Peki neymiş bu açıklama?

Bakan Mehmet Şimşek yaptığı açıklamada;  Türkiye Cumhuriyeti devletini küresel finansçılardan 2018 de 210 milyar dolar gibi bir  büyük borçlanmaya gideceğini ifade etti. Şimşek  mevcut borcun yaklaşık % 50 oranında daha milleti borçlandıracağını söylüyor.

 Şimdi ben soruyorum; millet Mehmet Şimşeğe kendisini borçlandırsın diye mi yetki verdi? Cumhurbaşkanı Mehmet Şimşeğe ekonomiyi böyle yönetmesini mi söylüyor? Elbette  hayır. Çünkü Cumhurbaşkanı  neredeyse ekonomi ile ilgili her konuşmasında, ekonominin bağımlı kılındığı faiz konusunda, aynı düşünmediğini söylüyor. O halde  ekonomiye büyük by pas lazım. Hem sisteme hem sistemi yönetene.

Peki sayın Mehmet Şimşek, ekonomi politikalarını bütün çıplaklığı ile seçimlerde halka ‘'Sizi ben küresel finans sistemine borçlandıracağım'' şeklinde açıklamış olsaydı, milletten oy alabilir miydi? Elbette hayır. Şimdi Mehmet Şimşeğe soruyoruz? Sizi seçtik diye bizi, çocuklarımızı, torunlarımızı, bizim iznimiz olmadığı halde, neden borçlandırıyorsunuz?

Sizin ekonomik çözüm olarak tek bildiğiniz vergi arttırmak veya sürekli milleti borçlandırmak mı? Borç ile milleti  sömüren küresel finans sitemine, millete ödettirilen faize karşı mısınız taraftar mısınız? Karşıysanız neden bu yönde politikalarınız yok?

Çözüm üretmeyip, yerli milli bir iktisat modelini ortaya koymayarak; neden milletin iktisadi kaynaklarını küresel düzene borçlanarak faizle transfer ediyorsunuz? Milletin önüne '' Ya vergileri arttıracağız ya borçlanacağız'' küresel finans faizci düzene hizmet eden bu politikaları neden başka çıkış yolu yok muşcasına ısrarla uyguluyorsunuz?

Daha önceki MTV üzerinden Mehmet Şimşek'in yaptığı açıklamada ''Borç yerine vergi arttırmayı tercih ettik'' demişti. Borçlanmanın  makro ekonomide istikrarın riske atılacağını söylemişti. Şimdi 2018 yılında Türkiye 210 milyar dolar Türkiye borçlanacak diyor. Bu çelişkiyi nereye koyacaksınız?

Mehmet Şimşek, katıldığı bir TV programında ‘'Küresel ekonomide kısa vadede durumlar iyi, orta ve uzun vadede  dünyanın önde gelen aktörlerine bağlı diyor. Kısa vadede 2018 de dış borçlanma % 50 yakın bir artışla, daha önce söylediğiniz makro ekonomik dengeler risk altına girmeyecek mi? Ekonomi günü birlik açıklamalarla nereye kadar idare edilecek?

Mehmet Şimşeğin ekonomi deki dışa bağımlı politikaları Ak partinin siyasal geleceğine nasıl bir darbe vuracağı hala görülemedi mi?

Borçlanma ve vergiden başka uygulama bilmeyen ekipler değişmelidir.  Her türlü açık iç ve dış ekonomik saldırılara karşı; alternatif, bağımsız, iç dinamitlerini kendi öz kaynaklarından beslenerek alan yerli ve milli bir modelin (Taban ekonomisi) uygulamaya konulması, iktisadi bağımsızlığımızın en güçlü çıkışı olacaktır.

Selam ve dua ile...