08 Nisan 2016

Mesele Gazetecilik Değil

“Üç gazete, beni yüz sancaktan daha çok korkutur.” der, Napolyon Bonaparte… Gazetelerin yapabileceklerini anlatmak isteyen cümlelerinde özetle... Türkiye'de gazeteler çeşitli operasyonların temeli olarak kullanılırlar. Özellikle hükümete yönelik algı operasyonlarının ilk adımı gazeteler aracılığıyla atılmaya devam ediliyor. Hele de Doğan medyası bunu göstere göstere yapmayı ayrı bir şekilde yapıyor.

Malumunuzdur Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta Amerika'daydı. Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyet Amerika'ya giderken Erdoğan, Obama'dan randevu alamayacak diyerek Türkiye Cumhuriyetini küçük düşürmek için ellerinden geleni yaptılar. Amerika'da bulunan 52 devlet başkanından sadece iki devlet başkanıyla görüştü Obama biri Recep Tayyip Erdoğan diğeri de Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping'di.

Doğan Medyası ve diğer guruplar istedikleri manipülasyonu yapamamış olacak ki, ikili görüşmelerde hiçbir gazeteci olmamasına rağmen geziye katılan gazetecisi Verda Özer'in iddialarını köşesine taşıyordu. Verda hanım, "İki ülke yetkililerinin yaptığı resmi görüşmelerin ana gündemi Suriye'ydi. Türk kaynaklarımdan edindiğim bilgiye göre, bu ziyarette Ankara Washington'a şu öneride bulundu: “Gelin PYD'den vazgeçin. Onlar yerine biz, desteklediğimiz Arap ve Türkmen gruplarla birlikte IŞİD'e karşı karada savaşalım.” Türk askerinin karadan müdahil olması için de, ABD'nin havadan destek vermesi istendi. ABD ise bu teklife, mealen “PYD'den vazgeçmem” diye karşılık verdi."

Verda Özer, öte yandan ABD tarafının “Türk askeri karadan girerse Rusya vurabilir” çekincesini dile getirdiğini de aktarırken, ABD'nin Türkiye'nin önerisini kabul etmemesinin asıl sebebi ise şunlar;"Bunun bir sebebi, Obama kasımdaki başkanlık seçimi öncesi giderayak Suriye stratejisini değiştirmek istemiyor. Diğer sebebi ise, ABD Türkiye'nin Irak ve Suriye'de kalıcı ve etkili olmasından çekiniyor." Diyerek kendince yazdıklarına uygun kılıflar uydurmaya da devam ediyor. 

Konu çok konuşulmadı, lakin böylesi bir manipülasyon sayın Cumhurbaşkanının “savaş sever” ilan edilmesinin Hürriyet'çesi olsa gerek. Hâlbuki Sayın Cumhurbaşkanının Türkiye'nin Suriye'de savaş pozisyonuna girmemesi için ciddi çaba sarf ettiğini bilmeyen, duymayan kaldı mı acaba? Suriye'ye girilmesi durumunda İran ve Rusya ile çatışma riski, hatta 3. Dünya savaşı riskini sokaktaki çocuklar bile bilirken birilerinin Verda Özer'e ‘bak Türkiye böylesi bir Ucube teklif götürdü' demesi ne kadar da doğru olabilir ki…

Kargalar bile gülüyordur bu iddiaya, zaten konunun gündemde kendine yer bulmaması da böylesi saçma bir kurgu olasından kaynaklanıyordu aslında. Tüm sol çevrelerin bile “Siyaset Dâhisi” olduğunu kabul etmek zorunda kaldığı Cumhurbaşkanının bu kadar komik bir iddiayla Obama'ya gittiğini söylemek gazetecilik sıfatını üstünden çıkarmak yolunda ciddi bir adım olmalı. Verda hanım artık bir gazeteci değil sadece “ Keşke böyle olsaydı tarzında hülyalarını köşesine taşıyan” bir şahsiyettir.

Türk basın tarihine yeni bir not düştü. Belki de şu dış gezilere davet edilen gazetecilerin vasıflarıyla ilgili yeniden düşünme zamanı gelmiştir noktasına getirmiştir idarecilerimizi…

Algı operasyonu tutmadı, zaten kimse de bu komik iddianın üstüne atlamadı ve konu bir daha ki operasyona kadar rafa kalktı, Mesele gazetecilik değil hala anlamadınız mı!...