02 Temmuz 2015

MHP'DE 'LALE DEVRİ' SONA MI ERİYOR?

Ne ilginçtir ki; 7 Haziran'da HDP'den sonra oyunu en çok arttıran parti MHP fokur fokur kaynıyor.

Parti tabanında, Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin hem kendi içinde hem de kamuoyu önündeki tutarsızlığı büyük rahatsızlık yaratmış.

7 Haziran gecesi ve hatta 8 Haziran'ın ilk saatlerinde, bütün partilerle koalisyon kapılarını kapatıp, erken seçim çağrısı yapan Bahçeli, bir süre sonra bu çağrısını yumuşatmıştı.

"Koalisyon için sorumluluk düşmesi durumunda bundan kaçmayacaklarını" dile getiren Devlet Bahçeli, bir takım kırmızı çizgiler öne sürmüştü.

Sonra bu kırmızı çizgiler üzerinden kamuoyunda çıkan tartışmalar altında ezilmiş olmalı ki; birden erken seçim için 15 Kasım tarihini verdi.

Bahçeli'nin 7 Haziran gecesinden bu yana tutarlılık gösterdiği tek şey ise HDP'ye yönelik tutumu. Bu partiyi yok sayan ve bu partinin gölgesi ile bir araya gelmeyeceklerini her fırsatta dillendiren Devlet Bahçeli, son olarak TBMM Başkanlığı seçimlerine yönelik de herkesi şaşırtan bir çıkış yaptı.

Bu yazının yayına sokulduğu saatlerde nasıl bir tutum sergileyeceği bile muallak olan Bahçeli, "HDP'nin CHP adayı Deniz Baykal'ı destekleyeceğini açıklaması durumunda Baykal'a oy vermeyeceklerini" ilan etti. Bahçeli'nin bu açıklamasını tersten okuduğumuzda, "MHP'nin Deniz Baykal'ın Meclis Başkanlığını destekleyeceği" sonucunu çıkarmak için alim olmaya gerek yok. Oysa Bahçeli, bu açıklamadan sadece 24 saat önce, kendi adayları Ekmeleddin İhsanoğlu'nu sonuna kadar destekleyeceklerini de ilan etmişti.

MHP'nin Deniz Baykal'ı desteklemesinde siyaseten bir beis görülmeyebilir. Lakin 11 Başkanlık Divanı üyesi kasetle giden MHP'nin, yine bir kaset operasyonu ile koltuğunu kaybeden Baykal'ı desteklemesi ne kadar etik olur; bu tartışılır. Hatta az sayıda da olsa kimi MHP milletvekillerinin, meclis kulislerinde "maden kasetçi bir ismi TBMM Başkanlığına layık görecektik, bu davanın çilesini çekmiş bazı arkadaşlarımızı neden kapı önüne koyduk" şeklinde hayıflandığı da söyleniyor.

Görüştüğüm bir MHP milletvekili, Devlet Bahçeli'nin sadece 7 Haziran değil seçim propaganda sürecindeki tutumunu bile anlayamadıklarını ifade etti. Aynı milletvekili, "seçim meydanlarında, bugün gölgesiyle bile yan yana durmamızın söz konusu olamayacağını ilan ettiğimiz HDP ile ilgili tek bir cümle sarfetmedik" ifadeleriyle parti içerisindeki huzursuzluğun kaynağını da açık etti.

İddiaya göre; MHP içerisinde, Devlet Bahçeli'nin hem kendi içinde hem de kamuoyu önündeki tutarsızlığına yönelik rahatsızlıklar, farklı arayışları da beraberinde getirmiş.

MHP kaynakları, Bahçeli'nin 24. Dönem Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın ihracından sonra İstanbul Milletvekili Meral Akşener'i de ihraca hazırlandığını öne sürüyor.

MHP'de ismi liderlik için anılan hiç kimsenin barındırılmayacağını öne süren MHP kaynakları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen MHP milletvekilinin de tespit edildiği ve bu isim için de ihraç sürecinin başlayacağı iddiasında bulunuyor.

Ancak tespit edildiği öne sürülen ismin ağırlığı, MHP için taşıdığı özel anlam, bu ihraç sürecinin pek de kolay olmayacağını gösteriyor.

Burada isim zikrederek kimseyi ateşe atmak gibi bir niyetim yok; ancak Bahçeli'nin ismi bizde saklı olan milletvekilini partiden ihraca yeltenmesi, MHP'nin kurucu kimliğinden soyutlanması anlamına gelir ki; bunu MHP tabanının yüzde 80'i kalullenmez.

MHP için bir başka iddia ise; Meral Akşener'in yeni bir siyasi oluşum arayışında olan merkez sağ siyasetinin etkin isimleri ile dirsek temasında olduğu yönünde.

Bilhassa Abdullah Gül'e yakın bir kısım milletvekilinin böyle bir oluşum düşüncesinin Meral Akşener tarafından da desteklendiği iddiaları, MHP içinden başka destekler de bulacağı yönündeki söylentilerle kulaktan kulağa yayılıyor.

Tam da bu noktada Bahçeli'nin çizdiği 24. Dönem Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın, 10 Haziran 2015 günü sosyal medya hesabından paylaştığı "Milliyetçi Demokrasi" söylemine dikkat kesilmek gerekiyor. Oğan, o paylaşımında, "Milliyetçi Demokrasi kavramının biraz daha yerleşmesi gerekir" ifadelerini, sadece MHP'deki anti demokratik uygulamalar için kullanmış olamaz herhalde!

Görüldüğü gibi; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin HDP dışında tüm alanlarda sergilediği tutarsızlıklar, parti içindeki kargaşaları da körüklüyor.

Erken seçim, Bahçeli için bu kadar kargaşanın içerisinde, en son seçenek bile değil aslında. Çünkü bu kargaşada, MHP'nin olası bir yeniden seçimde baraj sorunu yaşamayacağının bile garantisi yok.

Devlet Bahçeli için tek kurtuluş, CHP-HDP ile koalisyon ya da bunu gerçekten sindiremiyorsa AK Parti koalisyonu. Aksi tüm seçenekler, Bahçeli'yi seçimde baraja parti içi mücadelesinde de evine gömer.