25 May 2015

MHP İLE PKK'NIN 'HASSAS TEMAS'I VE ÜMİT ÖZDAĞ!

Uzun zamandır Türk siyasetinin en önemli seçim malzemesi terör.

Öyle ki kimi partiler terörün bir sonucu olan kan ve gözyaşı üzerine kurduğu siyasetle, terörden nemalanmayı tercih etti hep.

Etnisiteye dayalı siyasetin önemli merkezlerinden biri olan Kürt Siyasi hareketlerinin hemen tümü bu çizgiden sapmazken, Milliyetçi Hareket Partisi de bilhassa Alparslan Türkeş'ten sonra bu kısır döngünün esiri oldu.

1999 seçimleri ile iktidar şansı elde eden ancak bunu koalisyona rıza göstererek geri tepen MHP, koalisyon ortaklığı döneminde, PKK lideri Öcalan'ın idam kararını engelleyen adres oldu.

Bunu kendi tabanına hala anlatamamış olan MHP ve Genel Başkanı Bahçeli, bugün de iktidarı teröre prim vermekle suçluyor.

İktidara gelmeleri durumunda, "çözüm sürecini kesip atacağını" beyan eden MHP ve Genel Başkanı Bahçeli, müzakere sürecini "ülkeye ihanet" olarak niteliyor.

Yürütülen müzakere sürecini teslimiyetçilik ve PKK'yı meşrulaştırma olarak tanımlayan Bahçeli, "iktidar olmaları durumunda da müzakereleri yürüten heyetleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Vatana İhanetle yargılayacaklarını" beyan ediyor.

Yazımın girişinde ifade ettiğim gibi, MHP seçmeni ikna edecek hiçbir reel politika ortaya koymaz, seçmene dokunan hiçbir vaadde bulunmazken, en önemli enstrümanı olarak terör sorununu gösteriyor.

Peki MHP bu konuda gerçekten samimi mi?

MHP'nin teröre yönelik bakış açısı ve terörün sonlandırılmasına dair yürütülen süreci eleştirirken kullandığı ifadelere inanmalı mıyız?

Belgeler ve MHP'nin genel politikaları inanmamamız gerektiğini ortaya koyuyor.

Gazetemizin bugünkü manşetinde Genel Yayın Yönetmenimiz Erdal Şimşek'le ortak hazırladığımız haberde yer alan MİT belgesinde de göreceğiniz üzere, MHP, PKK ile müzakere konusunda AK Parti'den çok önce adımlar atmış.

MHP, bugün Gaziantep birinci sıra Milletkvekili adayı olan ve o dönem (2002) de partinin önemli akademisyenlerinden biri olarak gösterilen Prof. Dr. Ümit Özdağ üzerinden PKK ile 'temas' halindeymiş zaten.

Öcalan'ın idam kararının Bahçeli'nin makamındaki sümenin altına süpürüldüğü, idam yasasının MHP iktidarında yürürlükten kaltığı bir dönemde, MHP, bugün Gaziantep'te 'AK Parti'yi PKK'ya teslim olmakla suçlayarak oy toplamaya çalışan' Ümit Özdağ eliyle PKK'nın eşbaşkanı Murat Karayılan ile görüşüyormuş.

MİT Müsteşarlığı'nın, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne gönderdiği 4 Mart 2003 tarihli "kişiye özel" yazıda, "KADEK (PKK) mensuplarının faaliyetlerine ilişkin olarak hassas kaynaklardan intikal eden bir haber" olarak aktarılan teyitli bilgilere göre, PKK'lılarla Ümit Özdağ arasındaki ilk görüşme, dönemin PKK temsilcileriyle 1997 yılında ABD'de gerçekleşmiş. Daha sonra Ekim 2002 ve Kasım 2002'de de görüşmeler sürmüş.

Ümit Özdağ'ın Murat Karayılan'ın davetlerine, "önceden planlanan konferansları" nedeniyle icabet edemeyip teşekkür mesajları gönderdiği görüşme sürecinin gizli kalması yönünde Özdağ'ın öne sürdüğü gerekçe ise dikkat çekiyor.

Belgeye göre Özdağ, kendisi ile ilgili Derin Devletin adamı olduğu yönünde yaygın bir kanaatin olduğu bu nedenle görüşmenin hassasiyet gösterilerek gizli tutulmasını istediği bilgisi yer alıyor.

Burada dikkatimi çeken bir ayrıntı daha var. Görüşmenin aracılarına dair MİT belgesinde yer alan isimlerden biri, Diyarbakırlı iş adamı Mehmet Mehmetoğlu.

Eğer bir isim benzerliği değilse ki zannedersem değil; Emniyet İstihbarat'ın Fetullahçıların kontrolünde olduğu bir dönemde, dönemin Daire Başkan Yardımcılarından A.F, PKK-Ergenekon ilişkisine dair yürüttüğüm araştırmalarıma katkı sağlayacağını söylediği bir isim tavsiye etmiş, "istemem durumunda beni o şahısla irtibatlandırabileceklerini" söylemişti.

O isim ise, Fetullahçı polis şefi A.F'nin, "bizim eleman" diye hitap ettiği Mehmet Mehmetoğlu'ndan başkası değildi.