14 Haziran 2015

MHP'YE KASET OPERASYONUNDAN SONRA KOALİSYON OPERASYONU DA ABD'DEN

Halihazırdaki meclis aritmetiğinin dayattığı koalisyon arayışları birbirinden garip gelişmeleri de beraberinde getirdi.

ABD'den bir heyetin Devlet Bahçeli'nin önemli kurmaylarından MHP Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu ile görüştüğü iddiaları gündeme bomba gibi düştü.

Kıta Avrupası ve Amerika'nın, Türkiye'yi yönetecek koalisyon hükümetinin kurulması noktasında faal olmaya çalıştığını biliyoruz. Bu ülkelerle birlikte batılı güç odaklarının, bilhassa MHP-CHP-HDP koalisyonundan yana bir tutum takındığı başından beri yazılıp çizildi.

Yalnız bu senaryonun açılması zor olan kilidi, MHP ile HDP arasında sağlanması gereken uzlaşı.

Kimi MHP'liler, içerden veya dışardan HDP ile bir koalisyonda yer almalarının mümkün olmadığını her fırsatta deklare ediyor.

HDP'nin, MHP için, "bizimle bir arada olurlarsa şeref kazanır, kaybettikleri bazı değerleri geri kazanırlar" ifadelerini sarfetmesi ortamı daha da germişti. Ancak hemen aklımıza, 1999'da Rahşat Ecevit'in MHP ile koalisyon olasılıklarının konuşulduğu dönemde sarfettiği, "eli kanlı katiller" sözleri geliyor. Bu sözlerin üzerine gelişen karşılıklı atışmalar sonrasında, MHP, DSP ve ANAP'ın yer aldığı koalisyonun 3. yağı olmuştu. Ve hatırlarsanız, MHP Rahşan Ecevit'in bu benzetmesinin ezikliğinden olsa gerek, koalisyonun en uslu çocuğu rolünü hiçbir zaman terk edememiş, Öcalan'ın hayatını teminat altına alan yasanın kendi hükümeti döneminde çıkmasını bile sindirmişti.

İnsan ister istemez, HDP'nin başlattığı bu polemik de, MHP'yi hizaya getirme ve üçlü koalisyonun uslu çocuğu yapma hamlesi mi diye düşünüyor.

Daha da ötesi, MHP Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu ile ABD heyeti arasındaki gizemli buluşmanın bir örneğinin 99'da Oktay Vural'ın ABD ziyaretiyle gerçekleşmiş olması insanın aklına deli sorular getiriyor.

Mesela o dönem MHP'li bir koalisyon eliyle Öcalan'ı idamdan kurtaranlar, bugün de 'MHP ve HDP'yi bir araya getirip Öcalan'ın özgürleştirilmesi projesini mi hayata geçirmek istiyor acaba" diye sormadan edemiyorum.

Tam da bu sorunun yoğunlaştığı dönemde dikkatler MHP Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu'ya yoğunlaşıyor. Peki kim bu Zuhal Topçu?..

2011 seçimleri arifesinde yaşanan kaset furyasıyla tasfiye edilen MHP Genel Başkan Yardımcılarından Osman Bölükbaşı'nın "Siyaset İskelesi" isimli bir kitabı var. Kitapta, MHP Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu ile ilgili dikkat çeken ifadelere yer verilmiş.

Kitabın yazarı Bölükbaşı, o dönem kendilerine çekilen kaset operasyonunun arkasındaki elin, bilhassa Zuhal Topçu'yu garipsenecek bir şekilde korumaya aldığını yazıyor.

Topçu ile birlikte Celal Adan, Semih Yalçın ve Meral Akşener'in de korunduğunu iddia eden Osman Bölükbaşı, kendisi ile ilgili alınan kayıtların da özellikle Zuhal Topçu hakkındaki ifadelerinden oluşmasının, normal bir durum olmadığına işaret ediyor.

Sürecin, MHP'nin propaganda ekibinin değiştirilmesi ile start aldığına da vurgu yapan Bölükbaşı, bu ekibin yerine o dönem Fetullahçıların kontrolünde olan TRT'den bir ekibin geldiğine işaret ediyor. Bu değişimin mimarlarının da Semih Yalçın ve Zuhal Topçu olduğunu yazan Bölükbaşı o dönemi şöyle anlatıyor:

"... Seçim sürecinde strateji belirlenmesi, reklam ve propaganda malzemeleri, sloganları ve afişler gibi konularda son anda bir değişiklik oldu. Bu konularda değerli hizmetler veren reklam-tanıtım firmasının sahibi Sadi Tarım tamamen devreden çıkarıldı. Yerine TRT kökenli bir grup getirildi.... Bu grubu Semih Yalçın ve danışman Zuhal Topcu bulmuştu. Bahçeli'nin söz konusu danışmanı hakkında bu bilgileri paylaşmamın nedeni MHP aleyhine görülmemiş bir hakaret ve karalama kampanyası yürütmek için kurulan şaibeli korsan sitelerin kendisini koruma altına almış olmasıdır....

MHP aleyhine yayın yapan, Devlet Bahçeli'ye da ağır hakaretlerde bulunan özel görevli bu sitelerin Bahçeli'nin bu danışmanını koruma altına alması en azından yadırganacak bir garabetti. Bu sitelerin bu danışmana kol kanat gererek bize saldırı vesilesi olarak kullanmasının gerçek nedenlerini bugüne kadar ben bulamadım. Belki ilerde bu garabet aydınlanır. Bu sitede Semih Yalçın'ın da Bahçeli'yi iyi niyetle uyaran şahıslardan biri olduğu iddia ediliyordu...Diğer iyi niyetli uyarıcılar ise Meral Akşener, Celal Adan..."

Aslında Osman Bölükbaşı çok şey söylemeye çalışıyor ama söyleyemiyor. Fakat mesela Semih Yalçın ve Meral Akşener'in seçimler öncesinde Fetullahçı medyaya verdikleri demeçlerde, HDP'nin barajı geçmesine sıcak baktıklarını vurgulamaları, Celal Adan'ın AK Parti ile koalisyon konusunda en fazla negatif direnç gösteren isim olması, yine bu üç ismin Fetullahçı tayfanın rüyalarını süsleyen MHP-CHP-HDP  koalisyonunda sakınca görmemeleri, Bölükbaşı'nın söyleyemediklerinin de ipuçlarını veriyor sanki!