10 Haziran 2015

MİLENYUMUN HAÇLI ZİHNİYETİNİN ÖNLEYİCİ TEDBİRİ; EKMEL BEY!

Henüz hükümet kurmaya yönelik temaslar başlamadı. Ancak kulislerde alternatifi az olsa da senaryolar çok. Fakat senaryo yazarlarının tamamının, seçimde ortaya çıkan tablonun mimarlarını hesaba katmaması dikkat çekiyor.

Propaganda sürecinde CHP-MHP-HDP arasında örtülü bir ittifak kuran bu tablonun mimarları, "Türkiye'yi batılılaşmamış yoksul Müslümanlar yönetemez" diyenlerden başkası değil elbette. Ki böyle olduğu için de batı ve İsrail medyasında zafer çığlıkları atılıyor.

Milenyumun Selahaddin Eyyübisi dedikleri Erdoğan'ın kurucusu olduğu partinin seçimlerden zayıf çıkması, onları fazlasıyla keyiflendirmiş.

Kendini bu kadar açık eden mevcut tablonun mimarlarının, koalisyon alternatiflerini "batılılaşmamış yoksul müslümanlara" bırakacağını mı zannediyorsunuz!

Onların, seçimlerde AK Parti'ye yönelik oluşturulan muhalefet bloğundan bu bloğun seçim propaganda süreçinin yönetimine her aşamada etkin olduğunu unutmayalım. Son bir hamle olarak HDP Diyarbakın mitingi esnasındaki patlama kurgusu kimin eseri zannediyorsunuz! Adana ve Mersin bürolarında meydana gelen düşük yoğunluklu patlamalar dahil her aşamada etkin olanlar, bilhassa koalisyonlar üzerinden eski sömürülebilir Türkiye'yi yeniden tesis etmenin planlarını da hazırlamıştır elbette.

Bakmayın siz Devlet Bahçeli'nin geceyarısı koalisyon olasılıklarına kapı kapatma açıklamalarını.

Bahçeli'nin Derin Devlet'le etkileşimi hep konuşulan bir olguydu. Hiçbir kararı o Devlet'le istişare etmeden alamaz iddiaları hiç bitmedi. Şimdi de Bahçeli'nin o alelacele açıklamayı Devlet'le istişare etmeden yaptığı söyleniyor.

Böyle olmasa bile Bahçeli'nin koalisyon kapılarını kapatan açıklaması iddia edilen bir senaryoya göre; sadece kendisini bağlayacak.

Ortaya çıkan tablonun mimarlarının, AK Parti dışındaki partilerle ülkeyi yönetmek için muhakkak bir "önleyici tedbiri" var.

Bu tedbirin de Ekmelleddin İhsanoğlu üzerinde şekillendiği öne sürülüyor. Siyasette komplo teorilerine çok kulak asmam. Ama tarihsel arka planı olan kimi iddiaları da yabana atmamak gerek.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte ülke siyasetine bilinmeyen bir el tarafından itildiği malum.

MHP ve CHP'yi bir araya getiren o elin bu dönem de MHP'den meclise soktuğu İhsanoğlu, ülkeyi koalisyon eliyle yönetmek isteyen üst aklın en önemli kozu. Bilhassa da Cumhurbaşkanlığında yüzde 38 oy almış olması.

MHP ve Bahçeli'nin HDP ile koalisyon kurma noktasında gösterebileceği olası direncin Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Başbakanlığı ile kırılabileceği planlanabilir.

Bu noktada, koalisyon senaryoları için temas kurulan ilk ismin MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ olması da bu ihtimali güçlendirmeye yetecek bir veri.

Özdağ'ın geçmişte PKK ile ilişkili kimi isimlerce çözüm sürecinin ana felsefesine sahip temaslar kurduğunu bu gazetede fahş etmiştik.

Bugün de o ismin HDP'li bir koalisyon için temas kurulan ilk isim olarak seçilmesi tesadüfün ötesinde anlamlar içermiyor mu sizce?

Bir komplo teorisinin çok ötesindeki "önleyici tedbir" senaryosuna göre, hükümet kurma yetkisi ilk verilecek olan Davutoğlu, gideceği her kapıdan geri çevirilecek.

Bu tıkanmanın sonrasında kilidi açmak için de Ekmeleddin İhsanoğlu kurtuluş reçetesi olarak sunulacak.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesini KAÇAKSARAY olarak niteleyerek kendini bağlayan Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nun külliyeye zaten çıkmayacağını hesaba katınca, hükümeti kurma yetkisinin Ekmeleddin İhsanoğlu'na verilmesi yönünde deklerasyon yayınlamaktan başka seçenekleri kalmıyor. Ki sözünü ettiğim senaryo da aynen böyle.

Ekmeleddin İhsanoğlu başkanlığında oluşturulacak kabine ile ülkeyi yönetme iradesini tekrar eline almak isteyen üst akıl, tabii ki ülkeyi tekrar fonlara ve IMF'ye borca sokup sanal bir ekonomik refah getirebilir.

Haksız da değiller! Türkiye ve Türk milleti kendi kendini yönettikçe ne İsrail bu coğrafyada yaşadığı skışmışlık sendromundan kurtulabilir ne de batı emperyalizmi bölge üzerindeki sömürge düzenini istediği gibi tesis edebilir. Yoksa onlar müslüman Türk'ün daha demokratik bir düzen, daha müreffeh bir müslüman Türk kaygısı taşıyacak hali yok ya!

Erdoğan'a milanyumun Selahaddin Eyyübisi derken de mi anlamadınız bunların milenyumun Haçlı zihniyeti olduğunu.