07 Eylül 2016

Modern bir zehir olarak şeker

Şeker de domates, patates, çay ve muz gibi coğrafi keşiflerin bir neticesi olarak hayatımıza girdi. Daha öncesinde geniş yığınların kolaylıkla tüketmeyeceği ve “arının yapmadığı bal” olarak sadece yönetici aileler ve tüccarların tüketebildiği bir ürün olan şeker günümüzün en kolay ulaşılır ve ucuz yiyecek tiplerinden biridir. Öyle ki, 1750'lerde İngiltere'de yalnızca 120 şeker fabrikası yılda 30.000 ton şeker üretebiliyordu ve bir kilo şekerin fiyatı iki ustanın aylık maaşına denkti.

Günümüzde ise sayısız rafinerinin çeşitli şekillerde ürettiği şekerin kilosu bir dolar seviyesinde. Bir altıncı sınıf öğrencisi bir ekmek parası bedeliyle iki paket 75 gramlık çikolata alabiliyor. Tehlike de burada başlıyor.

Şekerin nasıl bir zehir olduğunu anlamak için günlük yoğun şeker tüketimi olan bir insanın artık şeker tüketmeme kararı alması yeterlidir. Şeker tüketmediği ilk gün öğlen saatlerine doğru hafif bir baş ağrısı hissedecektir ve bu baş ağrısı saatte bir yükselen ataklarla artacaktır. Gözlerdeki zonklama hafif bir görme bozukluğuna sebep olurken, beden hareketlerindeki ağırlık ve sinir durumları ile nöbet halinde çöken kıyıcı açlıklar o günü zehir hale getirecektir. Ağzınızda bir kuruluk, parmaklarınızda dikkatli bakılırsa hissedilen bir titreme ve terleme nöbetleri… Bu sıkıntılı hal ancak ağzınıza bir iki parça kesme şeker veya çikolata attığınızda geçecektir. Garip bir rahatlama ile çölde vaha bulmuş bir kimsesiz gibi vücudunuz gevşeyecektir.

Eğer vücudunuzun istediğini vermezseniz günü sıkı bir baş ağrısı ile tamamlayacak ve ikinci güne bir derece daha az şekere ihtiyaç duyan bir vücut ve hafiflemiş sıkıntılar ile başlayacaksınız. Her geçen gün şekere olan ihtiyacınızın azaldığını ve vücudunuzdaki sıkılmaların yerini ferahlamalar ile değiştirdiğini göreceksiniz. Zamanla vücutta ciddi bir kilo kaybı başlayacak, bağırsak floranız özüne döndüğünden hazım problemleriniz ve kabız problemleriniz azalacak ve belki yok olacaktır. Öğlen yemeklerinden sonra çöken uykular tarihe karıştığı gibi, dişleriniz, teniniz ve tırnaklarınız eski haline göre daha bir parıldayacaktır.

Bu yazının yazılma sebebi şekerin faydaları ve zararları değil, yukarıdaki ilk gün sıkıntılarını irdelediğinizde bunun alkol, sigara veya uyuşturucudan kurtulmaya karar vermiş bir kimsenin ilk gününe sıkıntı şiddeti olarak değil de, hal olarak özdeş bir gün olduğunu göreceksiniz. Ve şekerin insanlığın büyük kahırlarından biri olduğunu, düşük dozlu bir uyuşturucu olduğunu ve sırf dünyada çok büyük bir ekonominin kilit taşı olduğundan dolayı üzerine yeterince gidilmediğini anlayacaksınız. Şeker ile aramızdaki mesafe ancak bilinçlenmiş ailelerin çocuklarına vereceği telkinle başlıyor ve ve sağlıklı bir hayata dair alınacak ilk ve en kolay tedbirin de şekerden kaçmak gerçeği olduğu yadsınamaz. Bu yüzden özellikle kitlelere hitap imkanı olanların bıkmadan ve mükerrer olarak bu zehrin yıkıcılığına karşı kalemlerini kullanmaları gerekiyor.