Tarihte Moğollar vahşilikleriyle bilinirler. Günümüzde iki yapının Moğol vahşetinden geri kalır tarafı olmadığını son dönemlerde yakinen yaşayarak gördük. Bunlardan biri güneyimizi kasıp kavuran Daeş diğeri aramıza sızıp bizden görünüp bizi esir alan Fetö yapılanması olmuştur. Ama Fetö'nün yaptıklarının Daeş'i solda sıfıra indirdiğini şimdi yakinen müşahede ediyoruz.

İbnü'lEsîr el-Cezerî,  El-Kamil Fi't-Târih'inde; MoğollarınAnadolu istilası esnasında halkın tamamen cesaretten ve aklî muhakemeden yoksun hale geldiğini, silahsız bir tek Moğol askerinin bile, bir koca beldeyi esir alabildiğini ifade eder. Hatta şöyle bir misal verir:

         “Diyelim ki, bir Moğol askeri Konya'da bir Türkmenle tartışır. Tartışma sonunda Moğol askeri Türkmen adamı öldürmek ister. Fakat kasaturası yanında değildir. Türkmeni yere yatırır, başını bir kütüğün üzerine koyar ve: ‘Bak, kasaturam yanında değil; gidip evden getireceğim. Sakın ben gelene kadar başını bu kütükten kaldırmayasın' derdi. Rezalet, akıl tutulması ve ruhî inkıbaz öyle bir hale gelmişti ki, o Türkmen adam, Moğol askeri gidip gelinceye kadar kaçmayı bile aklına getirmezdi.”

Şimdi bu örneğin günümüz versiyonuna bakınca aklınıza ne geliyor. Fetö/PDY, Moğolları aratmayan bir hareket tarzına sahip olmuştu. Kimse onlardan habersiz adım atamıyordu. Hiçbir atama onlardan olur alınmadan yapılamıyor, Hiçbir iş onların oluru alınmadan tamama erdirilemiyordu.

Fetöcüler, Modern Moğollar gibi olmuşlardı. Ülkenin her tarafı onlara adeta esir olmuştu. Fetö'de aynen Moğolların yaptığı gibi Anadolu insanını esir almıştı. Esnaf, memur, daire başkanları, polis, asker, sporcu, entelektüel kesim, gazeteciler, sanatçılar, milletvekilleri, bakanlar, kısacası her kesimdeki vatandaş, dershane ve okul ücretlerine ilaveten burs, gazete aboneliği, Kurban, Hz. Peygambere Kurban, sadaka, zekât ve her türlü himmet adları altında haraca bağlamışlardı.

Her sohbetlerinde konu açılınca gazetemize abone olmayan, dergi almayan, himmet vermeyen, şunu yapmayan, bunu etmeyen asla şunları, şunları istemesin. Hakkı olanı bile alması bu yollardan geçiyordu. Maliyeden, Adliyeden, Polisten sıkışan ancak gerekli Himmeti ! Verince çeşitli işlerini gördürebilirdi.

Modern Moğollar silahla değil, farklı yollarla insanları kütüklere yatırıyorlardı. İnsanların o kütüklerden kafalarını kaldırmaları da imkân dâhili değildi. Kafalarını kaldırınca başlarına ne geleceğini iyi biliyorlardı.

Fetöcüler tıpkı Moğollar gibi istilacı bir ruha sahipler. Bu nedenle günümüz Moğolları Fetö'cülerin tüm adli, idari ve sosyal işleri iyice incelenmeli o günlerde mağdur edilen tüm insanların mağduriyetleri derhal giderilmelidir. Hatta bu örgütün bu gün yaptığı oyunlarla yeni mağduriyetler yaşatılmasının önüne geçilmelidir. Toplumsal kırılmaların önüne geçmenin esas yolu da budur.

Görev zor, lakin adalet bunu gerektiriyor.