19 Kasım 2016

MTTB'liler ''sevda kuşun kanadında'' dizisinde kendilerini görüyorlar

“Sevda Kuşun Kanadında” dizisi onların geçmişi, anısı ve hatırası. Yayın saati geldiği zaman onlar 70'li yıllara dönüyorlar. Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) etrafında toplanan bir avuç idealist gencin 70'li yıllardaki mücadelesini ekrana taşıyan dizinin İstanbul Göktürk'teki platosunu gezen eski ve yeni MTTB'liler, dizi için hazırlanan Türkiye'nin en büyük dönem platosu olan mekanı meraklı gözlerle incelediler ve bir hayli duygulu anlar yaşadılar.

Sevda Kuşun Kanadında'nın yapımcısı ve aynı zamanda genel yönetmeni Mesut Uçakan, Birlik Vakfı İstanbul Şube Başkanı ve eski MTTB'li Hüseyin Öztürk başkanlığındaki heyete çekim mekânlarını gezdirdi.

Dizi ekibiyle de bir araya gelen konuklar oyuncularla da bol bol sohbet etme imkanı bulurken, davetliler çekimleri büyük bir dikkatle takip etti.

Dizide kendimizi görüyoruz

Gençlik yıllarında MTTB'li gençler arasında yer alan ve şu anda Birlik Vakfı İstanbul Başkanlığı görevini yürüten Hüseyin Öztürk, diziyi izlediğinde gençlik yıllarına gittiğini ve o günleri tekrar yaşadığını belirtirken, şu değerlendirmelerde bulundu.

“Hakikaten bu dizide de o neslin yaşadığı mücadeleler, bugüne kadar nasıl geldik onlar anlatılıyor. Bundan dolayı da ben diziyi çekenlere emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Ben şahsen bu konuda geçmişimle övünüyorum kişisel olarak. Çünkü MTTB bir tarihtir. Türkiye'nin kaderine imza atmış bir kurumdur. Buradan yetişenler şu anda bu devleti bu ülkeyi yönetiyorlar. Bunlarla da iftihar ediyoruz. Biz de gıpta ile izliyoruz. İzlenmesi de gerekir. Çünkü MTTB neslini yeni nesil bilmiyor. Bunların tanınması yönünden çok büyük faydası var.”

Uçakan: “Bende MTTB'de yetiştim”

Sevda Kuşun Kanadında'nın yapımcısı ve aynı zamanda genel yönetmeni Mesut Uçakan, kendisinin de MTTB kökenli olduğunu ve içinden çıkan bir hareketin dizisini çekmenin kendisini heyecanlandırdığını söyledi.

“O nesil gerçekten idealist bir nesildi. Kurucu bir nesildi. Anarşiye kaymadı ve nihayet geleceğin iktidarını kurdu. O idealist nesli gençlere anlatmaya çaba sarfediyoruz. Birlik Vakfı şu anda MTTB'yi temsil ediyor. Buraya gelmiş olmalarına sevindim. Ne kadar zor bir iş olduğuna şahit oldular. Bu dizi bir başlangıçtı. Elbette kusurlarımız oldu. Her başlangıç zordur. Böyle bir dizinin Türk televizyon sektöründe büyük ve cesur bir çıkış olduğunu görmek lazım.”

Gençlik günlerimi bugün tekrar yaşıyorum

Maneviyatçı Sanatçılar Derneği başkanı Tiyatro yönetmeni İsmail Yeşilbağ, eski bir MTTB'li olarak diziyi ilgiyle takip ettiğini ve gençlik dönemlerinde yaşadığı sıkıntıları tekrar hatırladığını kaydediyor.

“80 öncesi MTTB sinema kulübü üyesi olarak MTTB'de yaşadıklarımı bugün bu diziyle tekrar yaşıyorum. Birlik Vakfı mensuplarına eski ve yeni MTTPlilerin bu diziye sahip çıkmalarını bekliyorum. Eğer sahip çıkmazlarsa bu bir vefasızlık olur. İnşallah insanlar vefalı davranıp MTTBlilerin bu dizisine sahip çıkarlar.”

Artık herkes bizi tanıyor

Yeni nesil MTTB'li ve şu anda Genel Başkan Yardımcısı olan Cemil Koç ise, dizinin yayınlanmasından sonra gençler arasında MTTB'ye ilginin gittikçe arttığını ve artık herkesin MTTB'yi tanıdığını kaydetti.

“Bizler MTTB mensupları olarak hep bu zamana kadar büyüklerimizden MTTB'li yıllarını dinledik. Şimdi bunu dizimizde de fırsatı yakaladık. Aynı zamanda bu yıl 100. Yılımızı kutlamamız hasebiyle de MTTB'ye ayrı bir ilgi heyecan var. O yıllar zor yıllardı. Tabi o yıllarda yaşanan şeyler farklı, çok şükür şu anda bizler rahatız. Ama yıllar değişse de ruhlar aynı kalıyor.”

 EDEBİYAT MEVSİMİNDE DARBELER KONUŞULACAK

İBB Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü ile Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi'nce düzenlenen 8. İstanbul Edebiyat Mevsimi'nde “Darbeler ve Edebiyat” teması işlenecek.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü, İstanbullu edebiyatsever ve araştırmacılara büyük katkı sağlayacak edebî programlara imza atmaya devam ediyor.
Geleneksel hâle gelen program, 21-26 Kasım tarihleri arasında Sultanahmet'te bulunan tarihî Kızlarağası Mehmed Ağa Medresesi'nde gerçekleşecek.

Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşanan darbelerin edebiyat, sanat, sinema, medya ve toplum açısından ele alınıp tartışılacağı etkinliğin yoğun bir takipçisi olacağı tahmin ediliyor.

Bu yılki konusu “Darbeler ve Edebiyat” olarak belirlenen programda, geçmişten günümüze yaşanan darbelerin edebiyata yansıması kapsamında zengin içerikli konular 80'i aşkın yazar, şair, gazeteci ve alanında uzman akademisyenler tarafından tartışılacak. Edebiyat dünyasından seçkin kişileri buluşturan bu festivale Beşir Ayvazoğlu, İskender Pala, Mehmet Doğan, Ali Şükrü Çoruk, Bilali Yıldırım, Yusuf Kaplan, Hayati Develi, Fatih Andı, Turgay Güler, Bünyamin Yılmaz, Bahtiyar Aslan, Ali Haydar Haksal, Ali Ural, Mustafa Özçelik, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Özcan Ünlü, Esra Elönü ve Ekrem Kızıltaş dâhil birçok panelist katılacak.

Festivalin bu yılki onur konuğu: Üstün İnanç

“8. İstanbul Edebiyat Mevsimi” programı, 21 Kasım Pazartesi günü saat 13.00'te yapılacak olan açılış ve protokol konuşmalarıyla başlayacak. Akabinde gerçekleşecek ilk oturumda, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı'nın moderatörlüğünde Beşir Ayvazoğlu “Edebiyatın Darbelere Tanıklığı", Prof. Dr. İskender Pala “Darbeler ve Sanat” ve Mehmet Doğan “Dile Vurulan Darbeler” adlı tebliğini sunacak. Aynı gün darbe tanıklarının da demeçlerine yer verileceği özel oturum sonrasında “Genç Şairler Şiir Akşamı” adlı bir program gerçekleşecek. Festival tadında altı gün sürecek bu edebiyat şenliğinde, 22 oturumun yanı sıra katılımcılar için müzik dinletisi, belgesel gösterimi yapılacak. Ayrıca programın son gününde festivalin onur konuğu olan Üstün İnanç için özel bir panel gerçekleşecek. Muzaffer Doğan'ın moderatörlüğünde İBB Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen, Harun Yöndem ve İsmail Yeşilbağ'ın konuşmacı olarak katılacağı “Üstün İnanç Saygı Programı”, 26 Kasım Cumartesi günü 16.00'da başlayacak. Edebiyat festivali, aynı gün 19.00'da gerçekleşecek şiir akşamı ve ödül töreniyle son bulacak.

Darbelerin edebiyat, sanat ve medya dünyasındaki yerinin konuşulacağı ve araştırmacılar için kaynak niteliğindeki belli başlı oturumların başlıkları ise şu şekildedir: “Düşünce Dünyamıza Vurulan Darbeler”, “Darbeler ve Dergiler”, “Darbeler ve Sanat”, “Genç Edebiyatçıların Gözüyle Darbeler”, “Darbeler ve Roman”, “Darbeler ve Sinema”, “Darbeler ve Şiir”, “Darbeler ve Öykü”, “Darbeler ve Toplum”, “Kadın Edebiyatçıların Gözüyle Darbeler”, “Demokrasi Kültürü ve Darbeler”, “Edebiyatçılar ve Darbeler”, “Darbeler ve Medya”, “Darbeler, Oyunlar ve Oyuncular.”

BOĞAZİÇİ FİLM FESTİVALİNDE ROBERT MCKEE HEYECANI

Dünyaca ünlü ödüllü senaristlerin ‘başucu' kitabı olarak adlandırılan ve yayın evlerinde baskıları tükenen, satış rekorları kıran ‘Story' isimli kitabın yazarı, hocaların hocası Robert McKee, İstanbul'a gelerek 4. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali kapsamında 3 günlük GENRE Seminer programının ilkini “TV Dizisi” ikincisini Aksiyon / Gerilim başlığıyla Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirdi. McKee seminerinin ilk ve ikinci gönünde senaristleri, sinemacıları, oyuncuları ve öğrencileri buluşturdu.

McKee'nin ilk iki günkü seminerine; TV Sektörünün ünlü ve önemli isimleri katıldı. MCKee'nin ‘Tv Dizisi' ve ertesi gün "Aksiyon / Gerilim” başlığındaki seminerine başta Uluslararası Boğaziçi Film Festivali'nin Başkanı Ogün Şanlıer, Festival Direktörü Bülent Turgut olmak üzere çok sayıda ünlü ünsüz katılımcı yer aldı. Oyuncu Beren Saat, Songül Öden, Tuba Ünsal, Mirgün Cabas, Ahu Yağtu, Özge Özpirinççi, Süeda Çil, Fatih Artman, Funda İlhan, Yiğit Özşener, Levent Kazak, Asena Tuğal, yönetmen Andaç Haznedaroğlu, , Star İç Yapımlar Koordinatörü Şeyda Aksoy, TRT TV Filmleri Projesi Koordinatörü Halid Şimşek, Murat Evgin, BKM Mutfak oyuncularından Şahin Irmak, Murat Eken, Gülhan Tekin,” gibi oyuncu, müzisyen, televizyoncu ve senaryo yazarı olan isimler ile çeşitli üniversitelerin ve İstanbul Medya Akademisi'nin Sinema / TV bölümü öğrencileri katıldı… Bu önemli seminerlerde McKee, Televizyon dünyasına ait ve yine TV'de ve sinemadaki Aksiyon/ Gerilim temasını içeren senaryo yazımı konusundaki tüm deneyimlerini 10 saat boyunca katılımcılarıyla paylaştı.

Türk dizilerini takip ediyor

McKee Türk dizilerini ve dünyaya açılımını takip ettiğini belirtti ve “dizileriniz 70 ülkede televizyonlarda gösteriliyor. Hatta o kadar benimseniyor ve seviliyor ki, onlar kendi oyuncularını ve ekibini kurarak dizilerinizi tekrar çekiyorlar.” dedi.

Patron senaryo yazarıdır

Robert McKee, ülkesinde senaryo yazarlarının televizyonda yapımcılardan daha güçlü olduğuna değinerek, “Benim ülkemde senaryo yazarları aynı zamanda yapımcıdır. Onlar sektörü yönetir ve patrondur. Ciddi özgürlükleri vardır.” dedi.

Filmler dış, diziler ise iç kapıya açılan kapılardır
Televizyon sektörünün içe açılan hikâyeleri ve iç mekânları sevdiğine de değinen McKee, “ Tv sektörü Tv dizilerinin iç mekânlarını ve iç diyaloglarını sever. Yıllarca Star Trek ve hatta Dexter'da da bunu gördük, izledik. Filmler dış, televizyon ise iç kapıya açılan hikâyelerden oluşur. İç kapıya açılan hikayeler de bütçeyi daha az ve içeride tutuyor. Bu daha çok benimseniyor.” dedi.

İstanbul Medya Akademisi ve Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneğinin düzenlediği 4. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali'nin davetlisi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da katkılarıyla İstanbul'a gelen McKee, Türkiye'de olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu da sözlerine ekledi.

Robert McKee hakkında

Robert McKee, 1984'ten beri 100 binin üzerinde öğrenciye ders veren, öğrencileri arasında 60 Oscar ödülü sahibi bulunan, senaristlerin kutsal kitabı olarak adlandırılan "Story" kitabının yazarı olarak biliniyor.

Gişe rekortmeni "Yüzüklerin Efendisi" ve "Hobbit" serilerinin yönetmeni Peter Jackson, "Melekler ve Şeytanlar", "Da Vinci Şifresi", TV serisi "Fringe"in senaristi ve bütün dünyada çok ses getiren "Paranormal Activity" film serisinin yapımcısı Akiva Goldsman, "The Piano" filmiyle gönülleri fetheden feminist sinemanın önemli ismi Jane Campion, "Münih" ve "Zoraki Kral" gibi filmlerden tanınan Oscarlı oyuncu Geoffrey Rush, Golden Globe ödüllü aktris Meg Ryan gibi dünyaca tanınmış birçok isim McKee'nin öğrencileri arasında yer alıyor.

McKee'nin öğrencileri arasında 60 Oscar, 200 Emmy, 100 WGA (Writers Guild of America), 50 DGA (Directors Guild of America) ödülü sahibi, bin Emmy, 250 WGA ve 100 DGA Ödülü adayı bulunuyor. Senarist-yazar, halen 20 th Century Fox, Disney, Paramount ve MTV gibi büyük yapım şirketlerine proje danışmanlığı yapıyor, dünyanın birçok ülkesinde senaryo seminerleri veriyor.

BOĞAZİÇİ FİLM FESTİVALİ'NDE ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU

Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneği ve İstanbul Medya Akademisi tarafından düzenlenen, Anadolu Ajansı'nın (AA) global iletişim ortağı olduğu 4. Uluslar arası Boğaziçi Film Festivalinin ödül töreni Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleştirildi.

Uluslararası Uzun Metraj Film Ödülü "It's Not The Time Of My Life" filmine, Ulusal Uzun Metraj Film Ödülü "Albüm"e, En İyi Senaryo Ödülü ise "Koca Dünya" filmiyle Reha Erdem'e verildi.

Törene katılan İstanbul Valisi Vasip Şahin, festivale katkıda bulunanlara teşekkür ederek, "Sanatçılarımız ülkemizin sorunlarına seyirci kalmayacaktır. Kamuoyu önünde sorunları tartışacak, biz de bu yönlendirme ve tavsiyelerden derslerimizi çıkaracağız. Emeklerinden dolayı herkese teşekkür ediyorum. Bu festivalin ülkemizi temsil eden bir marka haline gelmesini temenni ediyorum" dedi.

Festival Başkanı Ogün Şanlıer de dopdolu bir festival geçirdiklerini belirterek, "140 film gösterimimiz oldu. Dünyaca ünlü senarist Robert McKee'nin senaryo üzerine verdiği seminerler oldu. Dünyanın çeşitli ülkelerinden konuklarımız oldu. Arjantin, Kazakistan, Balkanlar, Rusya ve Avrupa ülkelerinden, birçok ülkeden konuklarımız vardı. Buradaki sinemacılarımızla onların bir araya gelmesi ve etkileşimde bulunmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

İstanbul'un festival için önemine de değinen Şanlıer, burayı bir sinema merkezi haline getirme hedefinde hızla yürümeye devam ettiklerini vurguladı.

Şanlıer, festivale katkılarından ötürü AA'ya, TRT'ye, Kültür ve Turizm Bakanlığına, Gençlik ve Spor Bakanlığına ve Turkuaz Medya'ya teşekkür etti.

Ahmet Uluçay Kısa Film Özel Ödülü "Şucaiyye" filminin oldu

Festivalin Uluslararası Ulusal Uzun Metraj Film Ödülüne layık görülen "Albüm" filminin ödülü, jüri üyesi George Ovashvili tarafından yönetmen Mehmet Can Mertoğlu'na verildi.

İstanbul Valisi Vasip Şahin, "7 Santimetre" filmiyle Kısa Film İzleyici Ödülü'nü kazanan Metehan Şereflioğlu'na ödülünü sunarken, TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren de Uluslararası Uzun Metraj Film Ödülü'nü "It's Not The Time Of My Life" filminin ekibine takdim etti.

En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü'nü "Siyah Karga" filmiyle kazanan Emre Konuk'a ödülü, AA Genel Müdürü Şenol Kazancı tarafından verildi.

En İyi Senaryo Ödülü'nü "Koca Dünya" filmiyle Reha Erdem, En İyi Kurgu Ödülü'nü "It's Not The Time Of My Life" filmiyle Szilvia Papp, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü "Koca Dünya" filmindeki rolüyle Ecem Uzun, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü "The Black Pin" filmiyle Nicola Ristanovski, En İyi Yönetmen Ödülü'nü ise "Bodkin Ras" filmiyle Kaweh Modiri kazandı.

İstanbul Medya Akademisi Genç Yetenek Ödülü "Kefaret" filminin yönetmeni Ali Kışlar'ın olurken, Ulusal Kısa Belgesel Film Kategorisinde "Süheyla" ile Gökhan Öcal, Uluslararası Kısa Belgesel Film Kategorisinde "Şucaiyye" ile Mohammed Almughanni, Ulusal Kısa Kurmaca Film Kategorisinde "İki Parça" filmiyle Murat Uğurlu, Uluslararası Kısa Kurmaca Film Kategorisinde "Love" filmiyle Reka Bucsi ödüle layık görüldü. Ahmet Uluçay Kısa Film Özel Ödülü ise "Şucaiyye" filminin oldu.

Yapım Destek Platformu Postprodüksiyon Ödülü'ne "Kovan" filmini Eylem Kaftan, Yapım Destek Platformu TRT Ortak Yapım Ödülü'ne de "Dilsiz" filmiyle Murat Pay layık görüldü.

ALTIN KELEBEK'E TEPKİLER DEVAM EDİYOR

Yerelden Evrensele Sanat Platformu yaptığı yazılı basın açıklamasıyla Altın Kelebek ödül Programında yaşananlara tepki gösterdi. Başkan İsmail Yeşilbağ imzasıyla yapılan açıklamada “TRT 1'de çarşamba akşamları gerek özeti gerekse yeni bölümüyle izlenme oranında en yakın rakiplerine büyük fark atarak Türk milletinin severek izlediği “Diriliş Ertuğrul” isimli dizinin değerli yapımcısı Mehmet Bozdağ'a Altın Kelebek ödül töreninde gerek organizasyon tarafından gerekse sözde sunucu tarafından yapılan saygısızlık ve terbiyesizliği büyük bir esefle Maneviyatçı Sanatçılar Derneği olarak kınıyoruz.” Denildi.

Reyting Patlaması

Dirliş Ertuğrul dizisi Altın Kelebek ödül skandalının ardından reyting patlaması yaptı. Yayınlandığı gün televizyonu açık her üç kişiden biri Diriliş dizisini izledi.

O hakaret bir başka diziye yapılsa bu denli karşılık verilmezdi. Ancak seyirci, o geceki saldırının 'Diriliş ruhuna' yapıldığının pekala farkındaydı.

Bu rayting patlaması Doğan Medya'ya seyirci tokadı olarak yorumlandı.