Milletimiz bilmiyor olabilir. Devletimizin karar organlarında bulunan yöneticilerimiz bilmiyor olabilir. Milletimizle ve devletimizle iktisadi savaşı sürdüren kurulu para kredi sistemi olup;  sistem hiç bir şekilde sizin iktisadi bağımsızlığınızla nefes almanıza müsaade etmez.

Şirketlerimizi borçlandırır. Devletinizi borçlandırır. Dışa bağımlı hale getirir. Bugün bütün ticari ilişkilerimize sirayet etmiştir. Sadece size çalışma ve  faiz ödeme  imkanı verir. Yani siz, evlatlarınızı vatanımızın uğrunda şehit verirken, vatanın kaynaklarını bu kurulu düzen sömürüyor.

Bunu güçlü uluslararası şirketlerle yaparken, onların önünü açan onların okuyup üflediği ekopolitik programların icra edilmesidir.  Kale içerisine girmeden içerideki sözde iş adamları ile ortaklıklar  kurarak, onların bağımlılıklarını iş ilişkileri içinde  arttırarak sürdürmektedirler. Onların üzerinden bütün üretim faktörlerini kontrol ederler. Yeni açtıkları bankalarıyla da bunları besleyip büyütmektedirler.

Şimdi verilen krediler ödenemez hale geldi. Borçların yapılandırılmasıyla ilgili  Ülker, Doğuş derken Telkom da sıraya girdi. Elbette  bununla sınırlı kalmayacaktır.  Mevcut sistem, içerisine çökene kadar bu devam edecek. Bu sistem devam ettiği sürece, halkımız ise daimi olarak ücretli ve  modern bir köle statüsünü sürdürecek.

Şimdi şuna dikkat edilmesini istiyorum; seçimlere gidiyoruz. Muhalif Liderleri dinliyorum. Temel Karamollaoğlu, Muharrem İnce, Meral Akşener ortak bir ifade  kullanıyor  ‘' Merkez Bankası bağımsız olmalı'' diyorlar. Kriptoların her yerde yerleşebileceğini bildiğimiz halde; diğerlerinin bağımlılıklarından dolayı bu ifadelerini anlıyorum da, Sayın Temel Karamollaoğlu'nun bu açıklaması bizi şaşırtmıştır.

Bu liderlerin hiç biri ekonomist değil. Bugüne kadar ekonomi ile ilgili ifade ettikleri açıklanan olumsuz rakamlarla ilgilidir. Ortak bir çözüm önerisine dönüşen ‘'Tasarruf edeceğiz'' söylemi de asla sorunları çözecek nitelikte değildir.

Bu olumsuzlukların nedenini bilmeden, kurulu sistemin ama manifestosu faizin bağımsız bir Merkez Bankası istediğini bilmeden, ezbere konuştuklarını görüyoruz. Bu zaten faizcilerin kendi kurguları olan borca dayalı para sistemi içinde istediği bir şeydi. Bu yöndeki ekonomistlerde zaten faizcidir. Onlar için faizin haramlığı asla kriter olamaz. İlah başka olunca bu kaçınılmaz olarak böyle tezahür edecektir.

Bölücü Terör örgütü PKK'nın siyasi temsilcisi maşanın zaten böyle bir amacı yok. Bizi şaşırtan Sayın Temel Karamollaoğlu'nun Merkez Bankasının bağımsız olması gerektiğini bir Tv programında ifade etmesiydi. Kendisinin müthiş derecede yanlış yönlendirildiğine inanıyoruz.

Şunu açık ve net bir ifadeyle söylemek isterim; Merkez Bankası ile ilgili Cumhurbaşkanımızın söylediği, izlediği tutum doğrudur.  Onlar bu ifadelerin arkasındaki iradeyi gördüğü için dolar hareketini başlattı ve faizleri  istedikleri oranda yükselttirdiler.

 Bundan beslenecek olan bankalardır. Düzen bu. Bu düzene itiraz ediyoruz. Bu ekonomik düzen işleyişi; düzenin ana çarklarının işleyişinin dışına çıkarak yeni modelle inşa edilmelidir. Ak parti'nin ekonomi kurmayları Cumhurbaşkanımızın bu arayışı önünde engel mi!? diye sormadan da edemiyoruz.

Banka yasaları, dışa  bağımlı küresel sisteme entegre adına, milletin devletin aleyhinde işleyen bir düzenek olarak sürdürülemez. Merkez Bankası ve bankalar ekonomiyi kontrol eden küresel elitlerin kolları şeklinde çalışıp, uyguladığı faiz düzeneği ile  üretimin önünde en büyük engeldir.

Aldıkları faizler  haksızlıktır, zulümdür zalimliktir. Bunların yeni model içerisinde pay pas edilmesi kaçınılmazdır. Sistem  yeniden yapılanırken; bankaların uyguladığı sömürü düzeneği halkın anlayacağı biçimde  ortaya konmalıdır. Kamu bankaları hızlı bir şekilde yeni modelin manifestolarına dönüştürülerek halkı refaha taşıyacak radikal kararlar alınmalıdır.

Şunun unutulmaması gerekir; ekonomik olarak savaş halindeyiz. 81 milyon nüfusu ile genç bir insan kaynağımız var. Mevcut faizci köle düzeneğine itiraz etmeye mecburuz. Sorunun kaynağı halkımıza doğru anlatıldığında milletimizi de bu değişimin öncül gücü haline getirerek, buna iman eden bir lider ve kadro ile  sistemi değiştirebiliriz.

Selam ve dua ile...