17 Nisan 2022

Muhteşem camileri yapan mimarları tanıyor muyuz?

İstanbul’da değil sadece Anadolu’nun birçok yerinde hatta Balkanlar’da ve Osmanlı’nın hüküm sürdüğü yerlerde mimari öneme sahip eserler var. Acaba bunları yaptıran kadar yapanları da tanıyor muyuz? Sultanahmet Cami, Süleymaniye, Fatih, Beyazıd Cami kimdir bu güzel eserlerin mimarları. İşte İstanbul’u süsleyen şaheserlerin imza sahipleri:

MİMAR SİNANIN İMZASI HALEN DEVAM EDİYOR…

Osmanlı kayıtlarında sıkça geçen “mimarlık ilminde mahir” deyimi, büyük şehirlerde büyük inşaatlarda görevli, gelişmiş bir mimar zümresinin varlığına işaret eder. Mimarlar, görevleri gereği “ilm-i hendese”de ( geometri) maharet sahibi kimselerdi. Ayrıca bina ve mesahayı da iyi bilmeleri gerekiyordu. HeOsmanlı sanat üslublarının belirlenmesinde etkili olan “Ehl-i Hiref” örgütünün , Topkapı Sarayı’nda örgütlenmesi, 15.yüzyıl sonlarında 2.Beyazıd döneminde tamamlanmıştır. Belgelerden Fatih döneminde Edirne Sarayı’nda benzeri bir örgütün bulunduğu anlaşılmaktadır. 16.yüzyılda 45 bölük olarak örgütlenen Ehl-i Hiref’in en önemli elemanları; nakkaşlar, kuyumcular, katipler, çiniciler, kumaşçılar ,kazgancılar, kündekarlar ve marangozlardı. Kendi sanat dallarında becerilerini kanıtlayanlar doğrudan bölüğe alınırlardı.ndeseyle ilgileri nedeniyle mimarlar için seyrek de olsa “mühendis” adı kullanılmıştır.

Osmanlı sarayının merkezi teşkilatı içinde “Birun” bölümünden sayılan ve sarayın dört büyük eminliğinden “Şehr-eminliği”ne bağlı bulunan Hassa Mimarlar Ocağı, gerçek etkinliğini 16. Yüzyıldan itibaren kazanmaya başlamıştır. Teşkilatın tam kuruluş tarihi bilinmemektedir. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u dünya başkenti yapma tutkusunun teşkilatın kuruluşunda etkili olduğu sanılmaktadır.

İşte o mimarlar

Osmanlı İmparatorluğu kuruluşundan yıkılışına kadar bir çok mimar yetiştirmiştir. Bunlar içerisinde Türk ve Yabancı kökenli mimarlarda bulunmaktadır. Şüphesizki Osmanlı Sanatına damgasına vuran mimar, Koca Sinan olmuştur. Ancak hem Sinan öncesinde hem de Sinan sonrasında pek çok mimar bulunmaktadır. Bu yazımızda Sinan’dan sonra gelen mimarlara değineceğiz. Bu mimarlar arasında Sinan geleneğini devam ettiren mimarlar olduğu gibi Batılılaşma Dönemine damgasını vuran Balyan ailesinden mimarlarda bulunmaktadır. Her ne kadar Balyanlar tartışma söz konusu olsa da burada isimleri ve mimari eserlere dokunuşlarına değineceğiz.

Mimar Sinan’dan sonra gelen önemli Türk mimarlar arasında;

Mimar Davud Ağa

Eserleri: Cerrah Mehmet Paşa Camii

Sinan Paşa Külliyesi

Sepetçiler Kasrı

Yeni Camii ve Beyoğlu Ağa Camii bulunmaktadır.

Mimar Kasım Ağa

Eserleri: Kasım Ağa’nın mimarbaşılığı döneminde inşa edildiği bilinen Türk sanatı bakımından değerli iki eser Topkapı Sarayı sınırları içinde yer alan Revan ve Bağdat köşkleridir.

Mimar Mehmed Tahir Ağa

Eserleri: Laleli Cami, Ayazma Cami, Zeynep Sultan Cami, Fatih Cami tamiratı, Beylerbeyi cami

Mimar Sedefkar Mehmet Ağa

Türk İslam Sanatına kazandırdığı en önemli eser ise 1609-1616 tarihleri arasında inşa etmiş olduğu Sultan Ahmed Külliyesidir.

Dalgıç Ahmet Paşa

Dalgıç Ahmet Paşa’nın başmimarlığı döneminde, III.Mehmet Türbesi yapılmış, ayrıca Topkapı Sarayı’nın büyük bir bölümü (Sultanların hamamı, Valide ve Kızlarağası odaları, Baltacılar ve Düşkünler odası) ile Galatasaray, İbrahim Paşa Sarayı, Sinan Paşa Türbesi ve birçok camii (Fethiye Camisi), köprü (Silivri Köprüsü), iskele (Beşiktaş, vb.), hamam, fırın, vb. Onarılmıştır.

Giritli Ahmed Fuat Paşa

Giritli olan Ahmed Fuad Paşa, Osmanlı Devlet adamıdır. Osmanlı’da çeşitli resmi görevlerde bulunan Paşa, mimarlık yeteğinide konuşturararak görev yaptığı yerlerde eserler ortaya koymuştur.Bunların başında Kütahya Hükümet Konağı ve Kütahya yeşil Camii gelmektedir.

Seyyid Abdulhalim Efendi

Osmanlı Devleti’nde şehreminliğine bağlı olarak vazife yapan Hassa Mimarlar Ocağı’nın 1824-1831 yılları arasında idareciliğini yapan son başmimardır. Sultan II. Mahmud’un emriyle 1831’de şehreminliği ile Hassa Başmimarlığı’nın birleştirilerek Ebniye-i Hâssa Müdürlüğü’nün kurulması ve başına mimar Kırımlı Mahmud Efendi’nin getirilmesiyle başmimarlık görevi sona ermiştir. Fakat mimar Kırımlı Mahmud Efendi bu yeni kuruluşun başında çok az kalabilmiş, Osmanlı sarayı çevresinde nüfuzunu giderek artıran Ermeni asıllı mimar Krikor Balyan’ın bir entrikası sonucunda görevinden alınarak yerine mimar Seyyid Abdülhalim Efendi tayin edilmiştir. Abdülhalim Efendi, Ebniye-i Hâssa müdürlüğü sırasında Osmanlı Devleti’nin mimari faaliyetlerini yürüten bu teşkilât ile, mimarlık mesleğinin son dönemlerdeki gerileyişi ve içine düştüğü çöküşü önleyebilmek için büyük gayretler sarf etmiştir.