22 Eylül 2015

Mülteci sorunuyla yüzleşme

Suriyeli Mülteciler konusu uzun süredir bizim kamuoyumuzu meşgul ediyordu. Türkiye sınırları içinde iki milyon mülteci olduğu söyleniyor. Avrupa içinde iki yüz bin, sınırlarına dayanmış yüz bin mülteciden bahsediliyor.

Avrupa'da Papa'nın karşılık bulmayan bir çağrısı oldu, her aile bir mülteci aileyi sahiplensin dedi. Buna Macaristan, Sırbistan başbakanlarının alamayız cevapları anında geldi. Almanya Şansölyesi Merkel birazda Mülteci akınının gazını almak ve gelen tepkileri absorbe edebilmek için 1 milyon mülteci alacaklarını ilan etti.

5 yıllık bir savaşta 7 milyon mülteci yıllardır perişanken ancak şimdi alırız noktasına geldiler. Tabi alıp almayacakları pekte kesin değil gibi. Çünkü aynı Merkel bir Filistinli mülteci kıza canlı yayında kimseyi alma durumumuz yok ta demişti.

Suriye savaşı daha uzun sürecek gibi, zira Rusya, Esed isterse asker desteğinde bulunabileceğini açıkça ilan etti. İran kuvvetleri zaten Hizbullah militanlarıyla beraber Suriye'de açıkça savaşıyorlar.

Amerika PYD'ye destek amaçlı bölgede olduğunu ilan etti. Bir süre sonra muharip güçle de alan girmeyi planladığı da pekte gizli saklı bir durum değil. Daiş'le mücadele adı üzerinden vekâleten bir savaş yaşanıyordu. Daiş'e sunulan Musul ve içindeki savaş malzemelerini Esed'e karşı kullanmasını planlayan akıl, Daiş, Esed yerine ortalıktaki muhalif güçlere yönelince kurguladığı oyunun farklı bir yöne kaydığını fark edince oyuna direk girme ihtiyacı hissetti.

İngiliz birliklerinin Deiş kıyafetleriyle Suriye içinde tespit edilmesi, yine İngilizler tarafından YPG'ye silah yardımı diye atılan malzemenin bir kısmının yanlışlıkla (!) Daiş'e atılması oyunun rengini gösteriyordu.

Avrupa ve Batı kendi çalıp kendi söylerken, cinayet mahallinden ayrılamayan katil gibi dönüp dönüp aynı yere geliyorlardı. Bir farkla hesap edemedikleri bir şey daha vardı Mülteci sorunu çevre ülkelerle sınırlı kalacaktı diye düşünmüşlerdi.

Yine baltayı taşa vurdular, mülteciler ölmek pahasına sınırları aşıyor, bir şekilde Avrupa içlerine ulaşıyorlar artık. Musul'da oynadıkları oyunun ikinci versiyonu da fiyasko oldu. Mülteciler Suriye çevresi ülkelerin ekonomi, sosyoloji ve toplum yapısını altüst edecekti.

Onlarda bir taşla birkaç kuş vuracaklardı olmadı, hesap ters döndü. Mülteciler Avrupa içlerine doğru ilerliyorlar.  

Başbakan Davutoğlu Avrupa yoluna çıkmış Suriyeli mültecilerin İstanbul ve Edirne de beklemeleri üzerine bu gurupların temsilcileri ile görüştü. Onların sorunlarını BM'de ifade edeceğini ve liderlere mektuplar göndereceğini söyledi.

Türkiye kısaca mülteci sorununu dünya gündemine taşıma sözü verdi, önümüzdeki günlerde hamaset edebiyatı yapan batı bu sorunla yüzleşmek zorunda kalacak. Belki de bu sorun gündeme taşınınca ve bu insanlar batıyı zorlayınca sorunun çözümüne daha hızlı bir çözüm aranır diye umuyoruz.

Üç maymunu oynayan batı sorunla yüzleşmek üzere, birazda biz kamuoyu olarak buna katkı sunmak zorundayız. Ses verelim. Ses verelim ki, batı istediği gibi oyun kurgulayamasın. Batı kimsenin kaderini belirleme hakkını kendinde görmesin.

Bayram malum Perşembe günü, Kurban Bayramınız mübarek olsun. Mutlu olun. Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.

Saygıyla efendim…