05 Eylül 2015

Mültecilerin cesetleri üzerinden ölen insanlık

Önceki gün Çeşme kıyılarına vuran bir çocuk cesediyle yeniden gündeme geldi kirlenmiş dünyamızın mülteci sorunu. Sosyal medya hesaplarında o günahsız sabinin cansız bedeni paylaşıldı binlerce hesap tarafından, günah çıkarmak istercesine.

Suriye iç savaşı 5. Yılında. Dile kola 5 koca yıl, yüz binlerce insanın öldüğü, milyonlarca insanın mülteci konumuna düştüğü insanlığın tükendiği bir savaş var. Türkiye'de 2 milyon mülteci var, Suriye çevresi ülkelerinde yedi milyon perişan, zavallı, evlerinden, yurtlarından edilmiş o küçücük bedenin durumuna düşme durumunda olan, insanlığın bir kere daha tükendiğini bize hatırlatmaya hazır bedenler.

Herhangi bir sokağın başında, bir yol kavşağında karşı karşıya gelebileceğiniz o güzel çocuktan on binlercesi var sokaklarımızda.

Vicdanımızın bizi rahatsız etmesi için yeniden birilerinin ölmesi gerekmiyor.

Elbet bir gün savaşta bitecek, herkes evine dönecek, bu insanların aklında güzelliklerinizin mi kalmasını istiyoruz, yoksa ceberrut ve kötü insanlar olarak mı kalmak istiyoruz. Hiç kimse kötü bir insan olarak anılmak istemez herhalde.

Kendini insanlığın ve medeniyetin beşiği sayan batının yaşadığı çöküntüyü görüyoruz.

Yıllık 50 ila 100 sayısında mülteci almayı kabul edebileceklerini deklare eden, buna karşın iki milyon mülteciye kucak açmış Türkiye'ye söz söyleme hakkını kendinde bulduklarını sanma gafletinde bulunan ikiyüzlü batasıca batı. Hatta bir adım daha ileriye gidip, Türkiye'de kamplar kurun biz buradan mültecileri seçelim diyebilecek kadar insanlıktan nasibini alamamış cahil sürüsü olmayı tercih etmiş batı.

Batan her mülteci gemisinde, teknesinde ve botunda dahli olan, ölen herkesin kanına eli bulaşmış 3. Sınıf vicdan sahipleri…

Yüz yıllardır sömürerek kuruttukları kaynakların kırıntıları üzerinden savaşan birbirlerini öldüren insanlığa el uzatmayı kendine yük gören zalim batı…

Oysaki Arap liderlerine söylenecek daha çok söz var. Müslümanların ortak malı olan petrole tek başlarına sahip oldukların iddia eden, yüzlerini Allah'tan batıya dönmüş gaflet, dalalet ve hatta hıyanetin ağababaları insan görünümlü maymunlar onlar. İslam coğrafyasının yanmasını seyrederken keyif alan sigarasını bile ortalık ateşinden yakan zalim uşakları… Yürekleri yanmaz, İslam'dan nasibini almamış, zekâtlarıyla bile bu insanların milyonlarcasını kurtarabilecekken, elleri, yürekleri ve gözleri kör adamlar…

Yüzlerini doğuya ve batıya dönüp sefalete terk ettikleri birilerinin sahipsiz olduğunu sananlar,”Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.”(İbrahim Suresi / 42) ayetiyle uyarılıyorken, kapısının arkasına saklananlar, onlara zulmedenler elbet hesap günü gelecektir.

Ey bu ülkenin naif insanları, yüreklerinizi bu insanlara açtığınız için Allah katında elbet ödüllendirileceksiniz. Yüreğiniz açtığınız için Allah sizleri nimetleriyle nimetlendirecektir. Onlara kötü davrananları da cezalandırmak üzere sabırla bekleyen bir ALLAH var…