VF kat sol
VF kat sağ

05 Ekim 2019

‘Müslümanlar neden geri kaldı?’ sorusunda ki tuzak!

Bu soruyu çok duymuşsunuzdur. Ve genelde hemen savunmaya geçmişsinizdir. Birçoğumuz Müslümanlar olarak İslamiyet'i iyi yaşayamadığımız için geri kaldığımızı ve kaliteli, çalışkan bir Müslüman olmadığımızı falan söylemişizdir. Ancak bunları söyleyince bir şekilde geri kaldığımızı kabul etmiş oluruz. Böylece özgüven kaybına uğrarız. Olaylara olumsuz yönlerini genelleyerek bakmayı öğrenir, umudumuzu kaybetmeye başlarız.

Hâlbuki tuzak sorudadır. Ne demek Müslümanlar geri kaldı? Biz Müslümanlar, Müslüman olmayanlardan geri değiliz ki? Evet, geriyiz; ancak bizden önceki Müslümanlardan geriyiz. Yoksa kâfirlerden geriyiz diye bir durum söz konusu değildir!

Atom bombasını biz mi attık? Afrika'yı, Güney Asya'yı biz mi sömürdük? Amerika kıtasına hücum edip, kızıl derileri biz mi katlettik. 1. Dünya savaşını, 2. Dünya Savaşını biz mi çıkardık? Sonra Vietnam'da Kamboçya'da, Irak'ta, Afganistan'da biz mi başlattık savaşı? Hepsinin cevabı tabii ki kocaman bir HAYIR!

Bugün 3. Dünya savaşı ile dünya nüfusunu milyarın altına indirme planı yapan zalimler mi bizden ileri?

Eee o zaman biz niye utanalım, sıkılalım? Ümmetin en gerisinde ki Müslüman bile, o kâfirlerin hepsinden daha ileridedir.

“Ama abi? Geriyiz işte… Adamlar uzaya çıktı…” Diyen arkadaşlar. Evet olabilir. Adamlar yakında Ay'da veya Mars'ta falan su bulsa; patentini yine Coca Cola alır, sana uzay suyu diye parayla satar. Paran yoksa da yine susuz kalırsın… Bunu bil!

Güçlü olmakla üstün olmak aynı şey değildir. Üstün olmak insan olmakla ilgilidir. Zamanında Avrupalı kralların Afrika'ya gönderdiği gezginleri de Amerika kıtasını ilk keşfeden Avrupalı kâşifleri de, tüm insanlığı ile karşılayan ve cömertçe misafir eden, hediyeler ile uğurlayan yerliler, sonra ordularla gelip onları vahşice katledip, topraklarını talan eden barbar Avrupalılardan çok daha erdemli ve üstün değiller miydi?

Şuanda da paralarıyla bizden daha zengin, ordularıyla bizden daha güçlü olabilirler. Bu doğru. Biz bu sahalarda onlar kadar ilerleyemedik.

Çünkü:

  1. Zalimlik yapıp sömürmedik. Müslümanlar fetih ile gittiği yerlere ilim ve hizmet götürürken, onlar zulüm ve kan götürüp insanları köle olarak satıp, maddi kaynaklarını yağmaladılar.

Tarihte, Kudüs (1099), İstanbul (1204),  Bağdat(1257), Endülüs(1492) yapılanlar onların yağmacı zihniyetine başlıca örneklerdir. Afrika'da İngilizler 'in köle ticaret merkezi haline getirdikleri, Gana'daki Cape Coast kalesinde olanlar, Afrika tarihini için yürek parçalayan bir örnektir.

  1. Parayı değil hikmeti aradık. Allah'ın bize emanet ettiği yeryüzü kaynaklarını talan ederek, dünyayı çöplüğe çeviren sanayi hamlesini biz başlatmadık. Yoksa batılılardan yüzyıllar önce matematik, coğrafya, astronomi, fizik, tıp gibi alanlarda öncü buluşlara imza atan birçok Müslüman âlim yetişmiştir. Farabi, İbn-i Sina, Biruni, Harezmi gibi daha niceleri incelenebilir.

Galileo'nun "Dünya dönüyor" dediği için engizisyon mahkemesince idama mahkûm edildiği tarihten tam 230 yıl önce, Bursa Ulu Cami'nin minberinde güneş sistemini, gezegenlerin güneşe göre konumlarını ve büyüklüklerini gerçek ölçülerle örtüşür oranlarda nakşeden bizim Müslüman dedelerimizdi. Bunu gibi dünyanın haritasını 500 yıl önce çizen Piri Reis ve daha nicelerinden bahsetmeye bu makale yetmez.  Bunları şimdiki nesillere okullarda öğretmiyorlar ne yazı ki!

  1. Başsız, lidersiz, yetim kaldık. Halifeliğin ortadan kalkması ile İslam âlemi yetim, sahipsiz, lidersiz kaldı. Merkezi planlama ve liderlikten mahrum kalan ümmet savunmasız bir şekilde bölündükçe bölündü. Kaynakları bir araya getirecek, organize ederek verimli bir şekilde değerlendirecek üst akıl kurulamadı.
  2. Medreseler yıkıldı. Kendi öz liderlerimizin yetiştiği medreselerin yok edildiği tarih dönemleri fetret yılları olarak yaşandı. Günümüzde de medreselerin müze, lokanta, ticarethaneye dönüştürülmesi benzer yıkıcı etkiyi yapmıştır.

İslam düşünürleri, mucitleri, âlimleri hep medreselerden yetişirdi. Köklü medreseler varken Müslümanlar ilmi ve teknik sahada da ileriydi. Üniversiteler asla onların yerini tutmadı. Ümmetin yetenekli evlatları beyin göçü ile yine Avrupa'ya, Amerika'ya aktı. Nesiller devşirildi. Köklerinden koparıldı.

 

Neticede biz Müslümanlar geçici bir fetret dönemindeyiz ve bu da bir imtihan gereğidir.

“Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer iman etmiş iseniz en üstün sizsiniz.” (Ali İmran 139) ayeti ile biliyoruz ki, bu dağınık halde bile üstün olan bizleriz.

Kısa bir zaman içinde Yüce Allah, Müslümanların sebebiyle dinini yeryüzüne hâkim kılacaktır. Gerçek adalet, barış ve mutluluk dünyaya hâkim olacaktır inşAllah.