Mustafa Kemâl’in hastalığı, ölümü, cenâzesi 100

 

1939 Mart sonunda, Kemalist Totaliter Rejimin mûtâd “Meb'ûs İntihâbâtı” komedisi tekrâr edilerek yeni “Meclis” teşkîl edilmiş, “Millî Şef”, -yine mûtâd vechiyle- 2. def'a “bilittifâk” “Reîs-i Cumhûr seçilmiş”, o da, Dr. Saydam'a, 2. def'a, Hükûmeti teşkîl ettirmişti (3 Nisan 1939)… Soyak'a nazaran, Dr. Saydam, “Ebedî Şef”in “hâtırasına karşı ihmâlkâr davranmış” …

*** 

 

 

 

İnönü'nün sessiz aksülameli

Uzun senelerden beri iktidârın, üstelik totaliter bir iktidârın nîmetlerine garkolmuş İnönü, bu gelişmeler hakkında –zâhiren değil, kendi derûnunda- neler hissetti? Tahmîn edilebilir ki bu, her şeyden evvel bir mağdûriyet hissi ve buna refâkat eden kızgınlıktır. Lâkin bunu alenen ifâde etmesi bahis mevzûu olamazdı. Bu hissiyâtını, ancak Şubat 1939'a âid el yazması Hâtırât'ında izhâr edebildi. Sâdece birkaç cümleyle… Orada, yeni Hükûmet hakkındaki kanâatine dâir şu iki cümle mevcûd:

“Meclis açıldı [1 Kasım 1937]; yeni hükûmeti, âlem, bir ay alıştıktan sonra da çok soğuk karşıladı.

“Hükûmet için 1937 Teşrîn [Teşrînievvel, Teşrînisânî] nutukları ve sonraları baştan başa sansasyon ve demagoji oldu.” (İnönü 1998:II/102, 103)

İkinci cümlesiyle, bâhusûs “Büyük Şef”in 1 Kasım Nutku ile Bayar'ın, Nutkun çerçevesini esâs alarak hazırlayıp 6 Kasım'da Meclis'de okuduğu Hükûmet Programını kasdediyor olsa gerek…

Hâtırât'ında, birinci cümlesiyle alâkalı bir hâşiyesi var:

“Hükûmet krizini Celâl Bey'in muvaffakıyetle geçirdiğini ima ettim. ‘Crise' sözüne kızdı. Devlet benim elimdedir. Kriz yokturdan başladı…”

Binâenaleyh İnönü, kendi menkûbiyetini ve onu tâkîb eden gelişmeleri bir Hükûmet buhrânı olarak görüyordu. Bu kanâatle, “Tek Adam”a, yeni Bayar Hükûmetiyle buhrânın aşıldığını îmâ edecek oluyor, fakat sert bir aksülamelle karşılaşıyor… Öyle ya, bu Kemalist Rejimde Hükûmet, Devlet her şey odur; o, dimdik ayaktayken buhrân da ne oluyor? İstediğini Başvekîl yapar, düzen aksamadan devâm eder gider…

Muhtemelen “Râdife”sinin bu îmâsına da haddinden fazla içerlemiş olarak, “Necmeddin Sadak” imzâsıyle bir başmakale kaleme aldığını, bununla, bir def'a daha, “Râdife”sine haddini bildirdiğini biraz aşağıda göreceğiz…

Bayar Hükûmetinin Programı'na esâs olan 1 Kasım 1937 Nutku'na karşı İnönü'nün sessiz aksülameli hakkında Hasan Rıza Soyak'ın da bir hâtırası var:

“Kabine değişikliğinden [25 Ekim 1937] birkaç gün sonra idi; bir öğle üzeri Atatürk'ün yanında bulunuyordum; İnönü geldi. Oturup birkaç dakika öteden beriden konuştular.

“O sırada Atatürk 1 Kasım 1937 günü B.M.M.nde vereceği nutku hazırlamış, son tashihlerini yapmakta idi.

“Emri üzerine kütüphaneden nutuk müsveddesini getirdim; aldı, İnönü'ne verdi:

‘- Sene başı nutkunu hazırladım; bak, oku da, bana mütalâalarını söyle!' dedi.

“İnönü, nutku okudu ve hiçbir şey söylemeden önündeki masa üzerine bıraktı. Bunu gören Atatürk tekrar sordu:

‘- Nasıl buldun? İlâve edilecek, çıkarılacak veya düzeltilecek noktalar var mı?'

“İnönü, susmakta devam etti; yalnız başı ile hafif bir tasvip işareti yaptı.” (Soyak 1973 II/714-715)

“Ebedî Şef”in, 27 Ekim 1937 târihli Akşam gazetesinde, “Necmeddin Sadak” imzâsıyle, mâzûl Başvekîlini istihkar eden bir başmakale kaleme almasında, bir ihtimâl (şâyed ikili görüşme 26 Ekim'de vâkî olduysa), Soyak'ın şâhid olduğu bu hâdisenin de têsîri vardır…

İnönü'nün istîfâ istidâsı

İnönü'nün “Cumhurbaşkanlığı Arşivi”nde muhâfaza edilen mêzûniyet ve istîfâ istidâları, yakın zaman evvel, Murat Bardakçı tarafından efkârıumûmiyeye mâl edilmiş bulunuyor. İnönü'nün mêzûniyet talebi ve talebinin kabûlü ile alâkalı resmî yazıların metinlerini, yukarıda, aynen nakletmiştik. Yine aynı kaynaktan naklen, İnönü'nün istîfâ istidâsı ile istîfâsının kabûlü hakkındaki resmî yazının tam metinleri (asıllarındaki imlâyla) aşağıdadır. Bu yazılardaki ifâdeler, aralarındaki muvakkat soğukluğa rağmen, “Büyük Şef” ile “Râdife”si arasındaki münâsebeti aydınlatıcı mâhiyettedir.

İnönü'nün istîfâ istidâsı:

“T.C. Başvekâlet Hususî Kalem Müdürlüğü

Sayı:

“Türkiye Reisicumhuru Atatürk'ün yüce huzurlarına

“Başvekâletten istifamı yüce huzurlarına takdim ederim. Vazife esnasında daima mazhar olduğum yüce irşad ve müzaheretlerinize minnet ve şükranlarımı arzeder ve cihandeğer teveccühünüzü benden esirgememenizi, derin tazimlerimle ve sarsılmaz bağlılığımla dilerim Büyük Şefim.

“25 teşrinievvel 1937.

“Başvekil, Malatya mebusu İsmet İnönü.

“Türkiye Riyaseticumhur Evrakı 3/6859.” (“Cumhurbaşkanlığı Arşivi, 01005582”; Murat Bardakçı'dan naklen)

 

 

*** 

 

 

İstîfâsının kabûlü:

“25-X-1937

“4/810

“İsmet İnönü

“Malatya Mebusu

“Ankara

“Başvekâletten istifanız kabul edilmiştir.

“İnkılabın ilk günlerindenberi her vaziyet ve safhada muvaffakıyetle ifa ettiğiniz tarihî vazifelerin kıymetli hatıralarını millet daima takdir ve şükranla anacaktır.

“Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da en büyük ve en mühim hizmetlere olan yüksek liyakatınızın takdirkârı olduğumu burada da tekrar etmekten haz duyarım.

“Başvekâlete İzmir mebusu Celâl Bayar tayin olunmuş ve yeni İcra Vekilleri Heyetini intihap ederek inha etmesi kendisine tebliğ edilmiştir.

“Reisicumhur.

“Yazıldı. 25.X.37.” (“Cumhurbaşkanlığı Arşivi, 01005582-1”; Murat Bardakçı'dan naklen; Habertürk, 22 Ekim 2017; https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/1681872-inonunun-1937de-basbakanliktan-azlinin-hic-yayinlanmamis-belgeleri;  7.8.2018)

Bu yazıların bizde bıraktığı intibâ, bir kerre daha, “Büyük Şef” – “Râdife”, “Üstâd” – “Tilmîz” münâsebeti ve bütün fırtınalara, fevrî çıkışlara, nefsânî gazâb ânlarına rağmen kolay kolay kopmıyacak bir bağdır…