Mustafa Kemâl’in hastalığı, ölümü, cenâzesi 190
Gazeteci Mete Akyol, yakın dostluk kurduğu Abdürrahim Tuncak'ın Mustafa Kemâl'in nikâh dışı oğlu olduğuna dâir birçok neşriyât yaptı… Onun tesbîtine göre, Abdürrahim Bey'in annesi, Mustafa Kemâl'in birkaç sene nikâhsız olarak berâber yaşadığı ve kendisinin Latîfe Hanım'la evliliğini müteâkib Köşk'te intihâr ettiği iddiâ edilen Fikriye Hanım'dır…
***
“Mustafa Kemal Atatürk'ün kişisel mirasının tek varisi olan Abdürrahim Tuncak, bu miras arasında bulunan bir otomobili, Anıtkabir müzesi'ne bağışlamıştır. […]
“Atatürk'ün giysilerinden, özel kullanım eşyasına, annesi Zübeyde Hanım'ın Kur'an-ı Kerim'inden seccadesine, tespihlerinden kahve fincanlarına, gümüş işlemeli fotoğraf çerçevelerinden oturma odası takımına kadar Atatürk Ailesi'nin tüm mal varlığı, Abdürrahim Tuncak'ın sahip olduğu değer biçilmez servetini oluşturmuştur. Oğlu Kutay Tuncak ve gelini Mine Tuncak ile kızı Nuray Çulha ve damadı Metin Çulha, babalarının ölümünden sonra kendilerine kalan bu ‘değer biçilmez serveti' […] Başkent Üniversitesi Abdürrahim Tuncak Atatürk Müzesi'ne bağışlamışlardır…” (Mete Akyol, http://www.meteakyol.com.tr/roportajlar/mete-akyol-abdurrahim-tuncaki-anlatiyor.html; 24.6.2018)
Gazeteci Mete Akyol'un araştırmalarına nazaran, Mustafa Kemâl'le senelerce nikâhsız berâberlik yaşıyan ve bu arada Zübeyde Hanım'ın evinde kalan Fikriye Hanım'ın nikâh dışı bir oğlu vardı ve ölünceye kadar ona annelik yaptı…
***
Makbule Hn.: “Abdürrahim dört yaşına kadar ağabeyimin odasında yatardı”
Yukarıda, Makbûle Hanım'ın, değişik târihlerdeki mülâkatlarında, Ağabeyine izâfeten iki farklı “mânevî evlâd” listesi verdiğini îzâh etmiştik. Bunlardan Şemsi Belli'ye verdiği mülâkatta (1955'de, ölümünden birkaç ay evvel) Abdürrahim Bey'den de bahsediyordu. Verdiği bilgi, Mete Akyol'un tesbîtini têyîd eder mâhiyettedir:
“ ‘-Paşacığım, dedi, bu bey, Atatürk'ün mânevî evlâdı Abdürrahim beydir…' […]
‘- Abdürrahim dört yaşına kadar ağabeyimin odasında yatardı…'
‘- Tarih?'
‘- Tarih, harbi umumî sıraları…'
‘- Evet, hanımefendi…'
‘- Sonra Abdürrahim büyüdü… Atatürk onu Avrupa'ya gönderdi… Okuttu… Yetiştirdi…' ” (“Ağabeyim Mustafa Kemal”, Milliyet, 22.11.1955, s. 3)
Abdürrahim Bey, 1955'de, Gülhâne Askerî Hastahânesi'nde, halasıyle berâber…
***
Nuray Çulha'nın ifşââtı
Vatan gazetesinin 30 ve 31 Ekim 2008 târihli nüshalarında neşredilen bir mülâkatta da Abdürrahim Tuncak muammâsına ışık tutan fazladan bâzı bilgiler mevcûd… Mülâkatı Tülay Şubatlı, Tuncak'ın kızı Nuray Çulha ile yapmış… Nuray Hanım, o esnâda 62 yaşında…
Nuray Hanım'ın ifâdesine nazaran, babası hakkında evlâd edinilmek gibi bir mes'ele yok; o, hatırlıyabildiği en küçük yaştan îtibâren hep Zübeyde Hanım'ın yanında olmuş… Ayrıca, Mustafa Kemâl'in ölümünden sonra halası Makbûle Hanım, onu evlâd edinmek istediği hâlde, aralarında kanûnen yeterli yaş farkı olmadığı için, onun yerine Abdürrahim Bey'in eşi (Nuray Hanım'ın annesi) Muallâ Tuncak'ı evlâd edinmiş; böylece, âile mîrâsı, Makbûle Hanım vâsıtasıyle Tuncak âilesine intikal etmiş:
“- Babam 1908 doğumlu. Atatürk'ün annesinin Kur'ân'ında yazıyor. Zübeyde Hanım, babamın doğum tarihini Kur'ân'a kaydetmiş. ‘Abdürrahim 1908' diye yazıyor. Bir de kızı Naciye'nin ölüm tarihini yazmış. Atatürk'ün Naciye isminde bir kız kardeşi ölüyor veremden. Onun ölümünden sonra Akaretler'deki eve geliyorlar. […] Babam, kendini bildiği zaman, Akaretler'de Atatürk'ün evinde bulunuyor… […] Evlat edinilmiş diye bir şey yok. Babamın Akaretler'deki evde sünneti yaptırılıyor. 5 yaşındayken sünnet yatağında çekilmiş resmi var.
“- Yani kendi oğlu mu?
“- Ben böyle bir şey söylemeye söz sahibi değilim. […]
“- Ben Atatürk'ün kız kardeşine babaanne derdim onun arzusu üzerine… [...] İki kez evlendiği halde hiç çocuğu olmamış. Bizi çok severdi. Babamı evlatlık edinmek istedi. Ancak aralarındaki yaş farkı az olduğu için annemi evlat edindi. Böylece Atatürk'ün kişisel eşyaları miras yoluyla bize geçti. […]
“- Babamın bütün ömrü boyunca Atatürk'ün öz oğlu olup olmadığı soruldu. O, her defasında: ‘Atatürk hepimizin babası, hepimizin atası… Bazı sırlar benimle mezara gidecek...' yanıtını verdi. ‘Bizim yüzümüzden bazı kesimlerin Atatürk'ü karalamalarına izin vermem! Bırakın bazı sırlar olduğu gibi kalsın!' dedi.”
