Mustafa Kemâl’in hastalığı, ölümü, cenâzesi 27

“Kimler masondu?

“Atatürk'ü tedavi eden doktorlar arasında Mim Kemal Öke, Prof. Dr. Samuel Abrevaya Marmaralı masonluğu alenen bilinenler arasındadır. İçişleri Bakanı Şükrü Kaya da masondu. Devrin mason yöneticilerinden (Türkiye Locası) Dr. İsmail Hurşit, Muhittin Osman Omay kapatma kararı tebliğ edilenler arasındadır. […]

 

Abraham Benaroya (resimde, ortada oturan) ve âilesi… Yukarıdaki kaynağa göre, kendisi Nazi temerküz kamplarından sağ dönmüş, âile ferdlerinin ekserîsi, Auschwitz Kampı'nda ölmüşlerdir. Benaroya (1887-16.5.1979), bugün Bulgaristan'ın kuzey batısında bulunan Vidin şehrinde doğmuş, uzun müddet Selânik'de yaşamış, 1953'te İsrâil'e hicret edip, orada, bir çeyrek asır daha yaşadıktan sonra, Telaviv'in güneyindeki Holon'da ölmüştür. Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan'da Marksist İhtilâl Hareketinin öncülerinden idi. Bilhassa Selânik Sosyalist İşçi Federasyonu (SSİF) ile Yunanistan Komünist Partisi müessis ve idârecisi, ayrıca Siyonist bir Sosyalist olarak hatırlanmaktadır. SSİF, Macedonia Risorta İTK'sını desteklemiş, hattâ Benaroya, Pâyitaht'ı işgal eden Hareket Ordusuna da (muhtemelen Federasyon'un pek çok mensûbuyla berâber) iştirâk etmişti. (http://www.wikiwand.com/fr/Abraham_Benaroya; 2.9.2018)

***   

 

 

 

“33 dereceli Farmason Benaroya, tertîb ettiği cinâyeti” anlatıyor!

“Egenin ve Balkanların tanınmış kıdemli komünist mübeşşiri [Komünist Hareketinin öncüsü –“précurseur”ü-] Varnalı Bulgar Yahudilerinden 33 dereceli Farmason Avram Benaroyas, Yunan komünistlerin[in] yayın organı Laiki Foni (Halkın Sesi) Gazetesi'nin 1 Ağustos 1948 tarihli nüshasında yazdığı anılarda şöyle dedi:

‘1937 yılının ortalarında, ismini açıklayamayacağım bir doktor, bazı şöhretlere dayanarak Atatürk'e ilk darbeyi sinir organlarını za'fa düşürmek sureti ile indirdi. Etrafında çember meydana getirdiğimiz Sarı Lider, kendiliğinden bu çemberin içine girip hayatını bize teslim etti.'  

 

Ankara'da münteşir Anayurt gazetesinin ipe sapa gelmez haberi (kendi İnternet sitelerinden iktibâsen)…
***

 

 

 

Fiessinger ve Marmaralı da cinâyet tertîbinin içinde!

“Katil(ler), işbirlikçiler kimlerdi?

“Yunanistan'da yayımlanan Laiki Metopo (Halk Cephesi) Gazetesinde yayımlanan dizi yazıda ‘Dr. Abrevaya ve Fischenger [Fiessinger] cidden bu işte fedakarane çalıştılar' denilmektedir. Bahsi geçen Abrevaya, Prof.Dr. Samuel Abrevaya Marmaralı'dır. Abrevaya, İzmir doğumlu olup, Paris'te tahsil görmüştür. Atatürk'ün ölümünden sonra Niğde Milletvekilliği yapmıştır. [Hâlbuki, onu, 1935'de, “Tek Adam” “Müstakil” Millet Vekîli tâyîn etmiştir!]

“Prof. Dr. N. Fissenger [Fiessinger], hükümet tarafında[n] Paris'ten getirilmiştir. 8 Eylül 1938 tarihinde bir gün önce yaptığı muayeneye göre Prof. Dr. Ömer Neşet [Neş'et Ömer] İrdelp ile birlikte düzenledikleri rapor uzun yıllar sonra ortaya çıkmıştır. Fissenger ayrı teşhiste bulunmasına rağmen Atatürk'ün ölüm raporunda, diğer doktorlarla aynı görüşteymişcesine yazılmıştır. Muhtemelen Paris'ten getirilen ilaçların temin yeriyle de ilgisi vardı.

Kremlin, Üstâd-ı Âzam Nalçacı'yı maşa olarak kullanmış!

“ ‘Sarı Lider'i öldürme kararı alınıyor

“Varnalı Bulgar Yahudisi 33 dereceli Farmason Avram Benaroyas Türkiye Mason Cemiyeti'nin kapandığını Moskova'da bir toplantı sırasında öğrendi. Sinirlerine hakim olamayarak şunları söyledi:

‘- O Sarı Lider ortadan suret-i katiyetle kaldırılacaktır. Mefkuremize imha edici darbe vuranların akıbeti, feci şartlar altında ölümdür!'

“Türkiye'nin ikinci Mason lideri Kimyager Mustafa Hakkı Nalçacı, acilen Kremlin'e davet edildi. Nalçacı Moskova'ya korkarak gitti. Başına bir hal gelmesi halinde Kremlin'in Çankaya'ya siyasi baskı yaparak serbest bırakılmasının sağlanmasını istedi. Kremlin, Nalçacı'ya garanti verdi, verdiği teminatlarla onu rahatlattı. Kremlin'den aldığı taahhütlerle korkusu geçen Nalçacı, işi ileri götürerek Atatürk'ün öldürülmesinden sonra Nazım Hikmet başkanlığında bir hükümet kurulmasını istediyse de, Kremlin ‘gerici Mareşal Çakmak'ın tabancasına hedef olunacağı' itirazı ile Nalçacı'yı frenledi.

Ses alma cihâzıyle cinâyet tertîbini kaydetmişler!

“Varnalı Bulgar Yahudisi Farmason Avram Banaroyas ve Türkiye'deki masonları[n] ikinci lideri Mustafa Hakkı Nalçacı Kremlin yetkilileri ile toplantıdayken, yapılan konuşmaları Yunanlı gazeteci Apostolos Grazos, ünlü Sovyet despotu Laurenti Beria ile birlikte yan odada ses alma cihazıyla takip ediyorlardı. Bu konuda Avram Benaroyas:

 ‘İlk anlarda Kemal Atatürk'ü silahla ortadan kaldırmayı düşündük. Ancak, doktorlarımız Atatürk'ün ölümünün ani oluşunu tehlikeli gördüklerinden, Kremlin'in istediği ‘esrarengiz ve kendine göre esrar arz edecek ölüm' kararına uyduk. Mason biraderler cemiyetimiz kapatıldıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi O'nun her hareketini alkışladılar. Zamanla O'nun etrafında bir çember vücuda getirdiler ki; Sarı Lider, kendiliğinden bu çemberin içine girip hayatını bize teslim etti. 1937 yılı ortalarında, ismini açıklayamayacağım bir doktor bazı şöhretlere dayanarak Atatürk'e ilk darbeyi sinir organlarını za'fa düşürmek suretiyle indirdi. Böylelikle gösterdiği tedavi usulü, Atatürk'ün sinir organlarını felce uğrattı. Atatürk'te zaman zaman burun kanamaları, baş dönmeleri, istifralar, karşısındaki arkadaşı tanımamazlıklar kendini göstermeye başladı.”

şeklinde yazdı.