Mustafa Kemâl’in hastalığı, ölümü, cenâzesi 87

Hasan Âli Yücel'in taabbüdü

Kemalist Dîn İnkılâbının harâretli bir tarfdârı olan Yücel, “Ebedî Şef”i ölünce, onun hakkında, “Güneş Battı” başlıklı bir makale neşretmişti. Dil Kurumu'nun nâşiriefkârı Türk Dili Türkçe-Fransızca Belleten mecmûasının İlkkânun – Décembre 1938 târihli “Millî Yas Sayısı”nda (No 33, s. 42) iktibâsen intişâr eden bu makalede, Mustafa Kemâl'i “yarı ilâh” îlân etmişti ve ona tapınmakla şereflendiğini zannediyordu… Bu Kemâlperestliği, çok geçmeden, onun, “Millî Şef” ve Celâl Bayar tarafından Maârif Vekîli tâyîn edilmesiyle taltîf edildi. Kemalist Rejim nezdinde en gözde Maârif Vekîlleri, Dr. Reşit Galip, Hasan Âli Yücel emsâli böyle irfânsız şahsıyetlerdir…

 1_38

(Türk Dili Türkçe-Fransızca Belleten mecmûası, İlkkânun – Décembre 1938, “Millî Yas Sayısı”, No 33, s. 42)

 

“Millî Şef” devrinin Maârif Vekîli Hasan Âli Yücel, “O, bizim için bir yarı ilâhtır” hükmüyle mâbûd bellediği Mustafa Kemâl'e tapınmaktaydı… Vekîli böyle olan Maâriften Millete ne hayır gelir?

***  

2_26

Ölünceye kadar Mustafa Kemâl'e taabbüde devâm etti…

***    

 Hsan Âli, 1932 ilâ 1937 senelerinde toplam 22 def'a (Mehmet Soydan, “Atatürk'ün Sofrasına Çağrılı Olanlar”, Milliyet, 12.11.1981, s. 7) “Yarı İlâh”ın işret sofralarına dâvet edilecek kadar onun iltifâtına mazhar olmuş birisiydi. Sonuna kadar da hep sâdık bir kul olarak kaldı…

Hakkında belki hüsn-i zan besliyenler bulunsa da, 10 Nisan 1925'de Vefâ Mahfili'nde tekrîs edilen, Masonluktan ve onda mündemic Kemalizmden ömür boyu teberrî etmiyen (ettiğine dâir hiçbir delîle tesâdüf olunmıyan) Hasan Âli Yücel, 26 Şubat 1961'de, İstanbul'da, bir Münkir olarak ölmüştür.  

 3_13

Masonların kendisiyle pek çok iftihâr ettiği -1939/1946 senelerinin- Maârif Vekîli Hasan Âli Yücel, 10 Nisan 1925'de Vefâ Mahfili'nde tekrîs edilmişti. (Bu Mason mecmûasında, Sabataî Mason İsmail İşmen'in onun hakkında bir makalesi münderic bulunuyor: “Hasan-Âli Yücel; Hayatı ve Zamanı”, Tesviye; Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locasının Aylık Dergisidir, Şubat 1996, cilt 4, sayı 20, ss. 7-11.)

Mustafa Kemâl hakkında, onun ölümünü tâkîb eden günlerde kaleme aldığı “Güneş Battı” başlıklı makalesinde, “O, bizim için bir yarı ilâhtır… O'ndan geldik, O'na gitmekteyiz… O'nun için doğmuşuz, O'nun izinde öleceğiz…” diyordu…

Alenen ne Masonluktan, ne de Kemalizmden teberrî etti ve bir Münkir olarak öldü…

***

Şiddetli münâkaşa akşamının evveliyâtı

Bâhusûs 1936 senesinden îtibâren “Tek Adam” ile “Râdife”si arasında bâzı mühim mevzûlarda ihtilâf olmuş, bunlar, için için biriken karşılıklı bir infiâl hâletirûhiyesiyle, 18 Eylûl 1937 akşamı, bir atışma ve âdetâ bir restleşme hâlinde patlak vermişti.

Bunlardan Hatay mes'elesinden, çiftliklerin, “İkinci Adam”ın zorlamasıyle, Zirâat Vekâletine satılmak yerine, -Meb'ûsların ve matbûâtın coşkun tezâhürâtı refâkatinde olsa da- Hazîne'ye hîbe edilmesinin “Tek Adam”ı muğber etmesinden, akşamları işret sofrasında, tütsülü kafayla verilen karârların ayık kafayla da tatbîk edilmeye çalışılmasının “İkinci Adam”da meydana getirdiği endîşeden, “Tek Adam”ın, memnûn olmadığı İcrâ Vekîllerini azarlıyarak onları istîfâya icbâr etmesinin Başvekîlde teessür ve kırgınlığa yol açmasından, gerek Mustafa Kemâl'in hastalıktan mütevellid –mûtâddan fazla- asabî ve tahammülsüz davranışlarının, gerekse İnönü'nün yorgunluk ve bıkkınlık hâlinin aralarındaki münâsebetleri giderek gerginleştirmesinden yukarıdaki fasıllarda bahsetmiştik.

Bu gibi ihtilâf ve çatışma vesîlelerine, 18 Eylûl 1937 münâkaşasına tekaddüm eden günlerde, Niyon Îtilâfı (“Arrangement de Nyon”) mes'elesi zammolmuştu.

Niyon Îtilâfı hakkında “Büyük Şef” ve “Râdife”si arasındaki münâkaşa

1936'da başlıyan İspanya Dâhilî Harbi 1937 senesinde de devâm etmekte iken, Akdeniz'de korsan (yâni milliyeti mechûl ve beynelmilel hukuka mugayir fiillerde bulunan) denizaltılar (ki Faşist İtalya'ya âid olduklarına dâir kuvvetli karîneler mevcûddu) peydâ olmuş ve bunlar, İspanya Sosyalist-Komünist Cephesine yardım götüren Sovyet gemileriyle berâber, Harbde taraf olmıyan sâir memleketlerin ticâret gemilerini de vurmaya başlamışlardı. Bu korsanlık faâliyetlerine sed çekmek için, Akdeniz'e sâhildâr olan memleketler, İngiltere ve Fransa'nın öncülüğünde, İsviçre'nin Niyon (Frc. “Nyon”) şehrinde, Fransız Hâriciye Vekîli Yvon Delbos'nun riyâsetinde, bir konferans hâlinde toplanmışlar ve sür'atle (10 ilâ 14 Eylûl târihlerinde, dört günde) netîceye ulaşarak, Niyon Îtilâfnâmesi'ni (“Arrangement de Nyon”) kabûl etmişlerdi (14 Eylûl 1937).  Îtilâfnâmeyi imzâ eden dokuz memleket şunlardı: Fransa, İngiltere, SSCB, Türkiye, Yugoslavya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Mısır. (H. R. Soyak -1973: II/664-, bunlara Arnavutluk'u da dâhil etmiştir, ki bu, yanlıştır.) Bu îtilâfnâme sâdece korsan denizaltılara müteallik idi; birkaç gün sonra (17 Eylûl 1937) bunun zeyli olan ikinci bir îtilâfnâmeyle, aynı hükümler, deniz üstü gemilerine ve hava vâsıtalarına da (“les aéronefs”: balonlar, tayyâreler) teşmîl edildi.