Mustafa Kemâl’in hastalığı, ölümü, cenâzesi 96

 

18 Eylûl 1937 Münâkaşasını müteâkib, “Tek Adam”, “Râdife”si hakkında, “ilkin, pek hiddetli, pek kıyasıya şeyler düşünüyor; sonra yumuşuyor”… İnönü'nün, bu cümleyle tam olarak neyi îmâ ettiğini bilemiyoruz…
***  

 

 

 

 

“Vesvese vermekten sakınıyor”

Bundan sonra, İnönü, “Büyük Şef”ine karşı pek mâhirâne bir siyâset tâkîb edecek, ona rakîb olduğu gibi bir intibâa meydan vermemeye çalışacak, ona her zamankinden daha fazla tâzîm gösterecek, her fırsatta ona sadâkatini isbât etmeye çalışacak ve bütün dostlarına aynı tarzda hareket etmelerini tavsıye edecektir:

“Ben Ankara'da yalnız bir ay kadar kaldım. Sakin durdum. […]

“…Dostlarıma hep sükûn ve yardım tavsiye ettim. […]

“Artık hiç münakaşaya girmiyecektim.

“Bir müddet sonra yeni bir nizam teessüs etti. Tamamen şahsî bir gidiş. Benim vesvese vermekten sakınmamı anladı. Adamlarının ağızlarını açıktan tutmaya karar verdi. Benden hiçbir suretle bahsetmemek müreccah olacağını kabul etti. Bana da azamî derecede emniyet vermek istedi.

“Vedid'i her akşam yanına çağırmaya başladı. [Mustafa Vedid Uzgören (1897-1970): Başvekâlet Husûsî Kalem Müdürü; 7.11.1937'de Kütahya Meb'ûsu tâyîn edildi. –Akşam, 8.10.1937, s. 2- Bir ara, Meksika Orta Elçisi…] Öyle ki bazıları, onu benim yanımda kendi adamı [Mustafa Kemâl'in adamı gibi] görmeye başladılar…” (İnönü 1998: II/102-103)

Selef – Halef İki Şef, Nâzilli'de ve Ege Tatbîkatında

Ege Tatbîkatı, 8-13 Ekim 1937 târihlerinde yapıldı. Tatbîkat Kumandanı Orgeneral İzzeddin Çalışlar ve Baş Hakem Orgeneral Nafiz Gürman idi. Umûmî Erkânıharbiye Reîsi Mareşal Fevzi Çakmak'tan mâadâ, ümerâdan Birinci Ordu Müfettişi Orgeneral Fahreddin Altay, Trakya Umûmî Müfettişi General Kâzım Dirik, Korgeneral Salih Omurtak, Sabit Leyum (?), Cemil Cahid Toydemir ve erkânıharb hey'eti tatbîkatı tâkîb etmişlerdir. Hükûmet erkânı da bu cümledendi.

“Büyük Şef”, Ege Tatbîkatına giderken, resmen henüz mêzûn Başvekîl olan İnönü'nü de refâkatine almışdı. Tatbîkat sâhasına intikal etmeden evvel Nâzilli'ye uğramışlar, orada, Âfet Hanım, Celâl Bayar, Vekîller, Kumandanlar, Fabrika işçileri ile berâber, Sovyetler'in teknik desteğiyle inşâ edilen Basma Fabrikası'nı açmışlardır.

Nazilli'deki açılıştan sonra Söke'ye geçmişler, 10-12 Ekim 1937 günleri tatbîkatı tâkîb etmişler ve 12 Ekim akşamı, Ankara'ya avdet etmek üzere tekrâr hareket etmişlerdir. Ankara'ya varışları, 13 Ekim 1937, sâat 21.00'dir.

Bu resmî merâsimlerde İnönü, odukça geri planda kalmış görünüyor. Bununla berâber, “Tek Adam”a refâkat ediyor olması dahi, gözden çıkarılmadığının delîlidir. Aşağıda tâkîb edeceğimiz gibi, Başvekîllikden resmen istîfâ ettikden sonra dahi, İnönü, muhtelif vesîlerle “Büyük Şef”le bir araya gelecek, onun tarafından Dolmabahçe'de ağırlanacak, onunla muntazaman haberleşecek, onun alâka ve ihtimâmına nâil olmaya devâm edecek, hattâ onun tarafından tedâvî ettirilecek, -her zamanki gibi- 1938'in Kasım ayına kadar ondan aylık tahsîsâtını alacak ve resmî hayâtta kendisinin mevcûdiyeti dâimâ hissedilecektir…

Nâzilli Basma Fabrikası'nın açılışı ve Ege Tatbîkatı hakkında Akşam gazetesinde intişâr eden haberlerden seçtiğimiz aşağıdaki nümûneler, hem o günlerin totaliter iktidâr yapısı, hem de İki Şef arasındaki münâsebetlerin seyri hakkında bir fikir veriyor…

Dikkat çeken bir dîğer husûs, Âfet Hanım'ın her tarafta “Tek Adam”a refâkat etmesi, işret sofralarından resmî dâvetlere, açılış merâsimlerinden, kongrelerden askerî tatbîkatlara kadar her yerde “Tek Adam”la ayrılmaz bir ikili intibâı bırakması, en üst seviyede bir resmî şahsıyet, hattâ memleketin bir numaralı hanımefendisi gibi muâmele ve hürmet görmesidir…

9 Teşrînievvel 1937: Yanında Âfet Hanım ve Celâl Bayar olduğu hâlde, Nazilli Basma Fabrikası'nın açılış resmine ilerliyor…
1925'te himâyesine alıp fikirlerine uygun olarak yetiştirdiği Âfet Hanım (1908-1985) ile, hayâtının bu son devresinde, artık ayrılmaz ikili olmuşlardır… Âfet Hanım, resmî dâvet ve ziyâfetlerden kongrelere, hattâ askerî tatbîkatlara kadar her tarafta ona refâkat etmekte ve Devlet ricâlinden birinci derecede imtiyâzlı şahsıyet muâmelesi görmektedir…
***    

 

 

 

 

Eskişehir'de İki Şef'i “hınca hınç bir kalabalık karşılıyor”

“Eskişehir 8 (Telefon) – Atatürk refakatlerinde B. İsmet İnönü olduğu halde hususî trenle saat 20.50'de Eskişehir'i şereflendirdiler. İstasyon hıncı hınç dolu idi. Atatürk, halkın: ‘- Yaşasın Atatürk!' sedaları ve alkışları arasında, B. İsmet İnönü ile beraber, vagonlarından indiler ve karşılıyanlara iltifatta bulundular.Atatürk gene refakatlerinde B. İsmet İnönü olduğu halde bir müddet burada kaldıktan sonra saat 21.15'te hususî trenle Aydın'a hareket ettiler. Atatürk gelişlerinde olduğu gibi buradan ayrılışlarında da halkın coşkun tezahüratı ve ‘Yaşasın Atatürk!' sedaları arasında uğurlandılar.” (Akşam, 9 Teşrînievvel 1937)

“Tek Adam”, İnönü, Bayar ve Âfet Hanım Nâzilli'de

“Nazilli 9 (A.A.) – […] Saat 14'de Atatark'ü hamil olan hususî tren Nazilli'ye geldi. Büyük Şefe, İsmet İnönü ve profesör bayan Afet refakat ediyorlardı. İstasyonda başta Başvekil Vekili B. Celâl Bayar olduğu halde bütün Vekiller, askerî ümera, mebuslar ve on binlerce halk hararetle karşıladılar. Büyük Şef, buradan, iki otoray ile fabrikayı şereflendirdiler. Fabrika istasyonunda Sümer bank idare meclisi reisi Safa, genel direktör Nurullah Sümer, fabrika müdürü Fazlı Targa, Trakya umum müfettişi general Kâzım Dirik, matbuat mümessilleri ve daha birçok zevat tarafından karşılandı ve binlerce halkın candan tezahüratı arasında müdüriyet binasını teşrif ettiler. Büyük Şef balkonda görününce, halkın alkışları ve yaşa sesleri etrafı çınlattı.

 [Bayar, Fabrikanın açılışı vesîlesiyle îrâd ettiği nutkuna şöyle başladı:]

“Büyük Reisicumhurumuz, sayın bayanlar, baylar,

“Milletine lâyık olduğu şerefli adı ve milletinin tabiî temayüllerine hakikî istikameti veren büyük halâskâr Atatürk'ün irşad ve işaretile İnönü Hükûmetinin tatbik ettiği birinci beş senelik endüstrileşme programımızda yer alan Nazilli Basma Fabrikasınin kurulması ve işletilmesini Sümer banka emanet etmiştik. Bankamız, fabrikayı kurmak için Sovyet endüstrisile teşriki mesai etti ve şimdi yeniden göreceğimiz bu büyük ve modern fabrikayı vücude getirdi. İlh…[…]