Mustafa Kemâl'in havradaki resmî cenâze âyini (40)

Kusûrlarına rağmen, bu kitab, Sabataîlik hakkında sonraki araştırma ve tartışmalarda bir çığır açtı. Mesel̃â Doç. Dr. Yalçın Küçük’ün hareket noktası bizim kitabımız olmuştur. Soner Yalçın da, Sabataîlik hakkındaki ilk bilgilerini, şahsen bizden aldı. Ne var ki bu mes’eleyi istismâr etti ve saptırdılar. Binâenaleyh onların tahrîfât dolu kitablarına güvenilmemeli, onlardan istifâde ederken çok müteyakkız, çok ihtiyâtk̃âr davranılmalıdır.

İşte Cengiz Şişman’ın kitabındaki bir eksiklik de, bizim kısaca tanıttığımız bu kitabımıza atıfta bulunulmaması, hattâ, onun, kitâbiyât kısmında dahi zikredilmemesidir. Hâl̃buki bizim kitabımızda yer alan birçok tesbît ve bilgi, kendisinin kitabıyle de têyîd edilmiştir…  

Tâlihsiz kitabımızın muharref baskısının mâcerâsını, Yeni Söz’ün 27 Mayıs 2018 ilâ 21 Haziran 2018 târihli nüshalarında (toplam 24 tefrika) her gün tam sayfa neşredilen “Mâhir Bir Stratejist: Munis Tekinalp veyâ Moiz Kohen” başlıklı araştırmamızın son kısmında (biraz genişçe ve İsrâilli Prof. Dr. Jacob Landau’ya cevâb mâhiyetinde) anlatmıştık. Oradan şu kadarını naklediyoruz:

“…Bahis mevzûu kitabımız, daktilo edilmiş hâl̃de, bir arkadaşa emânet edilmişti. Bil̃âhare, bâzı husûsları daha derinlemesine araştırarak iyice mutmâin olmak istediğimizden, onun neşrini yeni araştırmalarımız sonrasına têhîr etmiştik. Hayfâ ki bizden tamâmen habersiz olarak kitab neşredilmiş! Üzerinde Araştırma Yayınları damgası var, fakat baskı târihi yok… Biz, kitabı, Ankara’da, 28 Ocak 1992 târihinde bir kitabevinde görerek satın aldık. Tahmînimizce kitab, Eyl̃ûl̃ 1989’da piyasaya çıkmış. Kitabı mütâl̃âa ettiğimiz zaman, bu hâl̃ine pek çok teessüf ettik. Zîrâ, korsan neşriyât olarak basılmış olması yetmezmiş gibi, bir de ciddî sûrette tahrîf edildiğini müşâhede ettik. Bir kerre, Yahûdi Fikriyâtı ve Dönmelik olan ismi, Yahûdilik ve Dönmeler’e çevrilmişti. İkinci en mühim tahrîfât ise, İsrâil’de, Arablara yapılan zulmü protesto eden Yahûdiler hakkındaki takdîrk̃âr yazılarımız sansür edilmek sûretiyle yapılmıştı. Gershom Sholem’den yaptığımız uzun tercümelerin de (ss. 262-277) baş kısmı kesilmiş, metnin müellifi mechûl̃ kalmıştır. Bunların hâricinde, vesîka sırası dahi bozulmuştur. Berbâd baskısı da cabası… Bütün bu tâlihsizliklere rağmen, bu kitab, 1970’li, 80’li senelerde Sabataîlerin Türkiye’deki vazıyetini tesbît eden mevsûk tek araştırmadır. Sonraki birçok araştırmacı, (bâzıları kaynak belirtmeden) bizim araştırmamızdan yola çıkmıştır… (Şu husûsu da tasrîh edelim ki kitabdan tek kuruş têlîf ücreti almadık. Şahsî bir zaaf göstererek, “arkadaşları” dâvâ da etmedik. Yalnız, bu istismâra âlet olan arkadaştan bir îtirâfnâme alarak onu muhâfaza ettik…)”

Netîce olarak, kanâatimizce, Sabataîliği anlamak ve Sabataîlerin hem bizim târihimizdeki, hem Avrupa târihindeki mevk̆iini ve têsîrlerini tesbît etmek istiyen ilmî araştırmacılar, hassaten Scholem’in yaklaşımını nazar-ı dikkat̃e almalı, dîğer taraftan, Sabataîler hakkında Scholem’de, Şişman’da, bizim eserlerimizde ve sâir mêhazlarda bulunan mûteber, şâyân-ı îtimâd, kısaca objektif bilgilerden istifâde etmeyi ihmâl̃ etmemelidirler. Buna mukâbil, şarlatanlardan, istismârcılardan, yalancılardan, tahrîfk̃ârlardan, onların yazıp çizdiklerinden çok sakınılmalıdır.

Şişman’ın kitabında Hüseyin Cahid hakkındaki pasaj

Bütün bu îzâhatı tâkîben, şimdi, Şişman’ın kitabında Hüseyin Cahid hakkındaki pasajı nakledebiliriz. Hüseyin Cahid Yalçın’ın gizli hüviyeti, Türkiye’de ilk def’a bu pasajda ifşâ edilmiş oluyor:

“5 Ocak (1924)’te, mason ve muhtemelen Dönme olan, Tanin’in başyazarı Hüseyin Cahit Yalçın (1875-1957), (Karakaş) Rüştü’nün ‘saçma’ ve ‘tuhaf’ iddialarını reddeden uzun bir makale yayımladı. (Artık Dönmeler ‘Selanikliler’ diye anılmaya başlandığından) ‘Selanikliler’i savunan Yalçın, ‘milliyet hars ve histen daha fazla önemlidir. Bu nedenle Arnavut veya Arap kanından olan bir Müslüman saf ve fedakâr bir Türk olabilir’ diye yazdı. [Mütercim, Yalçın’ın ifâdelerini, Kemalist Uydurma Dile tercüme etmiştir.] Selanikliler Türkçe konuşuyorlardı ve imparatorluktaki diğer etnik grupların aksine, ayrılıkçı siyasal hesapları yoktu. Dinleri söz konusu olduğunda bazıları ‘batıl’ inançlar besleyebilirlerdi; ancak eğitim ve medeniyetin ilerlemesiyle, bunlar zaten ortadan kalkmıştı. Yurtseverlikleri, ahlaki nitelikleri, dürüstlük ve vatana hizmetleri sorgulanamazdı. Bu nedenle mübadeleden muaf tutulmaları kabul edilemezdi. (Tanin, 5 Ocak 1924)”

Şişman, her ne kadar, yukarıdaki pasajda, “Dönmeleri müdâfaa eden Yalçın”ın “muhtemelen Dönme” olduğunu kaydetmişse de, bir hâşiyeyle, onun “Feriköy Dönme mezarlığına gömüldüğünü” tasrîh etmiştir. (Şişman 2016: 340) (Sel̃ânik değil, İstanbul Sabataîlerinden olan ve Feriköy Mezarlığı’nın Yâkûbî bölümüne defnedilen Hüseyin Cahid Yalçın’ın cenâze merâsimi ve yakınlarının vefât îl̃ânları hakkında Yeni Söz, 17.6.2019/266’ya mürâcaat)

 

WhatsApp Image 2022-09-12 at 16.51.29.jpeg

(Yeni Sabah, 5.4.1939, s. 1)

Karakaş Rüşdü’nün matbûâtta başlattığı tartışma üzerine, 5 Kânûnusânî 1924 târihli Tânîn’de Sabataîleri müdâfaa eden bir başmakâle neşreden –İstanbullu Sabataîlerin Yâkûbî kolundan- Hüseyin Cahid Yalçın, Mart 1939 İntihâbâtında (g̃ûyâ “intihâbât”!), “Millî Şef” tarafından Çankırı Meb’ûsu tâyîn edildikden sonra TBMM’de yemîn ederken… Sabataî Cemâat̃i, 19. asrın sonu-20. asrın başında, Yahûdi Cemâat̃inin ikâmet ettiği her şehirde, çok def’a onlara komşu mahallelerde mesk̃ûndular ve nüfûsları, tahmînen 50 bin kadardı. Tahsîlli oldukları, mütesânid bir cemâat̃e mensûb bulundukları, Siyonistler, Farmasonlar ve bir kısım Frenklerle ittifâk kurdukları, onların mevcûdiyetinden dahi haberdâr olmıyan Anadolu Milleti asırlık uykusuna devâm ettiği, Devletin bütün kapıları kendilerine açık tutulduğu için, kısa zamanda, müttefîk̆leriyle berâber, birbirini tamâmlıyan iki ihtil̃âl̃ gerçekleştirdiler ve geniş mik̆yâsda Frenkleşmiş, L̃aik, İskolastik Zihniyetli, Şahısperest yeni bir cem’iyet yoğurdular. Bu cem’iyetin yoğrulmasında büyük pay sâhibi olanlardan biri de, İstanbullu Yâkûbî Hüseyin Cahid Yalçın’dır…

***