Mustafa Kemâl'in havradaki resmî cenâze âyini (52)
Dr. Nissim Joseph Ovadia
Âyini icrâ eden Sefarad
Hahambaşısı Nissim Joseph Ovadia (1890-1942), Edirne’nin kalabalık Yahûdi
Cemâat̃ine mensûbdu. (Université de Picardie Öğretim Âzâsı Prof. Nicole
Abravanel’e nazaran, onun doğduğu târihte, Edirne’de, nüfûsun %20’sini teşkîl
eden 20 bin civârında Yahûdi nüfûsu muk̆îmdi. -“Nissim Ovadia”;
http://www.sefaradinfo.org/Home/histoire-1/figures-judeo-espagnoles/nissim-ovadia; 31.7.2017)
Bir haham sül̃âlesinden
gelen âilesi, onu evvel̃â Alliance Israélite Universelle, müeâk̆iben Yeşiva
Bikur Mekteblerine göndermişti.
Ovadia, hahamlık tahsîlini
Kudüs’de tamâmladı ve oradan Viyana’ya gitti. Viyâna’daki Hahambaşı
Muâvinliğini, 1918’de Hahambaşılık vazîfesi tâk̆îb etti. Bu meyânda, Viyana
Üniversitesi’ne devâm ederek, 1927’de “Doktor” ünvânına hak kazandı.
“Faâl̃ bir Siyonistti”. (encyclopedia.com) Bu sıfatla, 1923
Carlsbad Siyonist Kongresi’ne iştirâk̃ etmiş, orada dünyâ çapında bir Sefarad
Konfederasyonu fikrini işlemiş, 1925’de Viyana’da tertîb edilen Dünyâ Siyonist
Kongresi’ne muvâzî olarak toplanan Sefarad Kongresi ile bu fikir kuvveden fiile
çıkmış, Cihânşümûl̃ Sefarad Yahûdileri Konfederasyonu (bilâhare İttihâdı)
teşkîl edilmiş ve Reîsliğine de Dr. Ovadia seçilmişti. (Yukarıda bahis mevzûu
ettiğimiz “Sefaradlara Dâvet” Beyânnâmesinde, bu teşkîl̃âtın Siyonizmin büyük
destekcilerinden biri olduğunu görmüştük.)
1929’da, Pâris Yahûdi
Cemâat̃inin dâveti üzerine buraya gelerek Sefarad Hahambaşısı oldu.
1940’ta Naziler Fransa’yı işgâl edince,
Amerika’ya hicret etti; Nevyork’a yerleşti. Burada, Sefarad Cemâat̃ini
teşkîl̃âtlandırarak Cemâat̃inin Hahambaşısı oldu. (Onun başladığı eseri,
1945’te Dr. Alcalay tamâmlıyacaktır.)
Ağustos 1942’de kalb sektesinden vefât etti. (https://www.encyclopedia.com/religion/encyclopedias-almanacs-transcripts-and-maps/ovadia-nissim-j;
20.7.2022)
(https://www.ebay.com/itm/351793687362; 20.7.2022)
Mustafa Kemâl̃’in
havradaki resmî cenâze âyinini icrâ eden ve onun hem şahsıyetini, hem de
İnk̆il̃âblarını heyecânla medh-ü-senâ eden Fransa Sefarad Hahambaşısı Dr.
Nissim Joseph Ovadia, bir elinde –“Türk rûhundan fışkırmış şahsıyet”in
Milletimize dayattığı- şapka, dîğer elinde asâyle uçaktan inerken…
***
Âyin esnâsında îrâd
edilen nutuklar: Dr. Ovadia’nın Nutku
Sefarad Hahambaşısı Dr.
Ovadia, büyük bir heyecânla îrâd ettiği cenâze nutkunda, şu gibi husûsları
vurguluyor:
“Kemal̃ Atatürk: Bu isim bir
timsâl̃dir. Bu isim şu üç şeyin hül̃âsasıdır: Vatan için isyân, millî kurtuluş
ve cumhûriyetci terak̆k̆î…
“Kemâl̃ Atatürk, hârikul̃âde
bir sûrette Türk rûhundan fışkırmış bir şahsıyettir ve o rûh en kuvvetli bir
şekilde onda tezâhür etmiştir…
“Kemâl̃ Atatürk, ölümsüz,
muazzam bir eser mîrâs bırakıyor. O, hâtırası aslâ kaybolup gitmiyecek
olanlardan biridir. O, sâdece insanların hâfızasında değil, uhrevî âlemde de
ölümsüzler arasına karışmıştır…
“Onun tarafından Fransız
Cumhûriyeti örnek alınarak kurulan ve bu Cumhûriyetin bir küçük kardeşi olan
Türkiye Cumhûriyeti, ilelebed pâyidâr olacaktır. O, Cumhûriyetini, emîn ellere
teslîm etmiştir: Liyâkat̃li halefi, kahraman, fazîletli, dîndâr İsmet İnönü…
İlh.” (Le Judaïsme séphardi, Şubat
1939, No 68, ss. 19-20)
Robert Mitrani’nin
nutku
İstanbul Hukûk Fakültesi’nde
Doktora yapmış Türkiyeli Sefarad ve Pâris Sefarad Cemâat̃i Teşkîl̃âtı Umûmî
K̃âtibi Avukat Robert Mitrani ise, Türkce bir cenâze nutku îrâd etmiş ve
mecmûaya, nutkunun Fransızca yaklaşık bir karşılığı da dercedilmiştir. Metinde
geçen bir kelimenin ne olduğunu çıkaramadık ve onun bir yerinde de bir
kelimenin eksik olduğunu müşâhede ettik. Fransızca metin, Türkce nutkun
yaklaşık bir karşılığı olduğundan, bu iki kelimeyi, bahis mevzûu iki metni
mukâyese ederek de tesbît edemedik.
“Sayın Bayan ve Baylar!
“Türkiye’nin Büyük Halâskârı
Kemal Atatürk’ün gaybûbeti dolayısıyle bugün tertîb edilen merâsime iştirâkinizden
dolayı Umûmî Kâtibi bulunduğum Pâris Şark Mûsevîleri Kültüel [Dînî] Cem’iyeti
nâmına teşekkürlerimi saygılarımla sunarım.
“Müstesnâ bir fıtrat ve
eşsiz bir şiar [?] ve zekâvetle karanlık gecelerden gündüzler îcâd etmekle,
memleketi inkılâptan inkılâba sevkeden Türklerin Ebedî Şefi Atatürk’ün vefâtı
bizleri hakîkaten derin elemlere garketti.
“Gençlerin, ihtiyârların ve
hattâ çocukların ağlayışından semâlara doğru yükselen mâtem havası, dünyânın
her köşesini kapladı. Bütün Türk milletinin duyduğu acı ve ıztıraplar, hudûdu
aşarak cihânı ağlattı.
“Büyük Önderin geçtiği
yollar, kayalar, dağlar bile elem ve yeis sedâlarını dünyâlara aksettiriyorlar.
“Millet kanayan gözlerile
onu her yerde arıyor ve ‘Hayır! Atatürk topraklara gömülmüş değildir!’ diyor.
“Muhterem vücûdu, haşmetile
milletin kalbinde yatıyor, rûhunun şûlesi her yerde ve her köşede parlıyor,
karada, denizlerde ve hattâ havalarda çizdiği dinamik izler, onu her dakîka
canlandırıyor, târih onu ebediyen yaşatıyor.
“Sarsılmaz bir kuvvet ve
[irâde?] ile Türkiye’yi fazîlet ve beşeriyet prensipleri üzerinde kuran sevimli
Atatürk’ün bugünki kudretli eserleri, yarının canlı rehberleridir.
“İnsaniyet ve hamiyetin
mücessem bir timsâli olan Türkiye Cümhûriyeti, bugün en medenî Devletler
arasında fazîletkâr ve beşerî bir Devlet şöhretini kazanmıştır.
“Atatürk’ün yoktan var
eylediği muazzam Türkiye’nin bugünki idâresini ele alanlar, aynı zihniyet ve
aynı medeniyet prensipleri üzerinde yürümeğe yemînlerle karâr vermiş pek
kıymetli şahsıyetler teşkîl eder.
“Cümhûriyetin İnkılâb
târihinin her sahîfesini mûcizelerle tezyîn eden yeni Cümhûrreîsi İsmet İnönü,
harp ve siyâset meydanlarında gösterdiği kahramanlık sâyesinde millet ve vatanı
hakîkî felâketlerden kurtaran büyük halâskârlardan biridir.
“Mâhir ve pek tecrübekâr bir
kaptan mahâretiyle Devlet gemisini selâmet kenarına getirmiş ve pek cezrî
temellerle yeniden binâ etmiştir.
“Denilebilir ki asırlarca
muattal kalmış Türk toprağı, bugün bir tarla ve bir destgâh [Fransızcasında,
şantiye] hâlini almıştır.
“San’at, ticâret ve ilim
sâhalarında Türkiye Hükûmetinin kurduğu müesseseler, radikal ve pek modern
esâslarla kurulduğu için, pek serî adımlarla tekâmül ve inkişâf etmektedir; bu
sâyede, Avrupa memleketleri arasında lâyık olduğu ehemmiyeti almaktadır.
“Her günki teşkîlâtı
sâyesinde servetini çoğaltan Türkiye Hükûmetinin, büyük ihtiyatlarla hareket
eden demokrat hükûmetler sırasına geçtiğini görmekle, fazla bir şeref duyarız.