Mustafa Kemâl'in havradaki resmî cenâze âyini (8)
(Tan, 11.11.1938, s. 1)
Cemâat̃ fermân buyuruyor: “Bütün Türk
milleti, Türk gençliği Atatürkün cenazesi arkasında onun büyük eserini korumağa
ve yaşatmağa yemin edecektir.” Ve bütün Anadolu Milleti, bir asırdır bu fermâna
boyun eğiyor…
***
“Ölüm
denilen zalim kuvvet nihayet içimizden en büyüğümüzü, en çok sevdiğimizi de
aldı. Türkiyeye ve Türklere nur saçan ışığı söndürdü. Ruhlarımızı ve
gönüllerimizi karanlığa boğdu.
“Evvelki
akşam birdenbire ağırlaşan Ulu Şefimiz, 24 saat süren bir mücadeleden sonra,
nihayet aramızdan ayrıldı.
“Cihâna sığmıyan büyük adam”
“Zaten
aylardanberi kalplerimiz endişe ve ıztırap içinde idi. Atatürkün, yatağa değil
cihana sığmayan büyük adamın yatağa esir düşüşü ruhumuzu eziyor, gözümüze yaş
doluyor, içimiz ağlıyordu.
“Mekteplerde
çocuklar, evlerde analar, hepimiz, herkes milletce aylardanberi yas tutuyorduk.
Bu ışığın sönmemesi için bütün ümidimizi bir mucizeye bağlamıştık. Bir ay
evvelki buhrana muvaffakıyetle mukavemet etmiş olması, bu ümidlerimizi
kuvvetlendirmişti.
“Ölüm, büyük irâdenin muazzam enerjisini kırdı ve
hepimizi yetîm bıraktı”
“Fakat
ölüm, her şeyden kuvvetli ölüm, bu yatağına sığmayan büyük iradenin muazzam bir
[?] enerjisini kırdı ve hepimizi babasız ve yetim bıraktı.
“Dün
sokaklarda herkes ağlıyor, mekteplerde çocuklar, evlerde kadınlar ağlıyordu.
İşler durmuş, memleketin üstüne ağır, karanlık bir matem havası çökmüştü.
“Dünyânın en bahtiyâr ve ender dehâlarından biri”
“Fakat
unutmayalım ki Atatürk dünyanın en bahtiyar dehalarından biridir. Ordularını ta
Hindistana kadar götüren Büyük İskender 32 yaşında öldüğü zaman arkasında ne
bırakmıştı? Bir hiç.
“Avrupayı
bir kasırga gibi altüst eden, ve Moskovaya kadar uzanan Napolyon ölümünden
sonra arkada ne bıraktı: Yıkık dökük bir Avrupa, Fransaya karşı kinle dolu bir
dünya.
“Hattâ
müstakil bir millet kuran Vaşington bile arkasında nihayet müstakil bir millet
bırakmıştı.
“Halbuki
Atatürk idealini hayatında hakikat sahasına çıkaran nadir bahtiyarlardan ve
ender dehalardan biridir. O, eşsiz eserini tamamlamış ve onu bize ebedî miras
bırakmıştır.
“O
bize müstakil bir vatan bırakıyor.
“Genç
ve zinde bir Cumhuriyet bırakıyor.
“Hamleli
ve atılgan bir inkılâp bırakıyor.
“Milletine bu kadar büyük bir miras bırakarak hayata gözlerini rahatca kapayan pek az adam yetişmiş veya hiç yetişmemiştir.
“Atatürkün
ikinci bahtiyarlığı gözlerini ebediyen kaparken, hayatı bahasına kurduğu bu
büyük eserin muhafaza edileceğinden emin olmasıdır. Yetiştirdiği yeni nesil bu
eserin bekçisidir. 17 milyon Türk onun bekçisidir. Ve bütün Türk milleti, Türk
gençliği Atatürkün cenazesi arkasında onun büyük eserini korumağa ve yaşatmağa
yemin edecektir.
“Zaten
büyük matemimizi bize unutturacak yegâne kuvvet de budur.” (“Büyük Matemimiz”)
Sabiha Sertel: “Türk milletinin yetiştirdiği en büyük
adam”
Selânikli
(“Derviş Ali sülâlesinden, emekli Gümrük Başefendisi) İsmail Nazmi Efendi ile
Âtiye Hanım’ın kızı, büyük sermâyedârlar (Farmason) Avukat Celâl Derviş
Deriş’in, Neş’et Deriş’in ve Mecdi Nazmi Eren’in kız kardeşleri; Marksizm
militanı Sabiha Sertel’in makâlesi:
“Türk
milleti tarihinde yetiştirdiği büyük adamların en büyüğünü kaybetti. Atatürke
bu ‘BÜYÜK’ sıfatını veren, on beş senelik Cumhuriyet tarihinden evvel, milleti
en müşkül anlarında ölümden kurtaran halâskâr sıfatıdır.
“Millî istik̆l̃âl̃, onun dağlar deviren enerjisi ile kazanıldı”
“Cihan
Harbinde millî istiklâlini kaybeden bu millet, onun rehberliği, onun iradesi,
onun dağlar deviren enerjisi ile, millî istiklâl savaşını kazandı. Bu kurtuluş
Türk milletinin nesillerden nesillere unutamıyacağı, beşikteki çocuklarına
ninni gibi söyliyeceği bir istiklâl destanıdır. Bugün bütün bir milletin, en
küçük mektep çocuklarının döktükleri göz yaşları bu şükran ve minnetin bir
nişanesidir.
“Atatürk
Türkiyenin ilk Cumhurreisidir.
“Dejenere olmuş bir Saltanatın Milleti ölüme
sürükliyen mikroblarını öldüren bir rejim kurdu”
“Atatürkün Türk milletine bir kurtuluş hediyesi olarak verdiği Cumhuriyet, dejenere olmuş bir saltanatın milleti geriliğe, ölüme sürükleyen mikroplarını öldüren bir eksirdir [iksirdir]. Bu ilk Cumhur reisinin kurduğu Cumhuriyet, Türk milletinin rahatını emniyet altına alan, milleti ebedî bir hayata kavuşturan, medenî milletler arasında ileri bir devlet olarak yaşamak hakkını veren rejimdir.