Ne kadar çok boş işlerle uğraşıyoruz?
Bugün biraz Nasrettin hocadan bahsedelim. Onu fıkralarıyla tanırız ama o bir hoca yani müderristir. Fıkra deyip geçmeyelim onun altına tasavvufi incelikler yatıyor. O devir Moğollar dönemi yani tasavvufa karşı baskıların yaşandığı dönem. Hocamız da mesajlarını bize bu şekilde veriyor. Anlayan anlıyor. Mesela ipe un serilir mi? Yani nefis, ego istemezse mazeret üretir sürekli. Bunu söylemek istiyor.
Bir fıkrasında, hoca evine doğru giderken baklava seven bir
komşusuyla karşılaşıyor. Hocaya” hocam biraz önce birisi elinde bir tepsi
baklavayla gidiyordu” diyor. Hoca da “bundan bana ne” diyor. “Ama hocam baklava
size gidiyordu “ deyince “o zaman sana ne” diyor. Bu kısa fıkrada Peygamberimizin
”kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi Müslümanlığın güzelliğindendir”
hadisindeki manayı anlayabiliriz. Yani boş işlerle uğraşmamalıyız. Bir ayeti
kerimede şöyle diyor Rabbimiz “bilmediğiniz şeyin peşine düşmeyin, el, ayak,
uzuvlar bundan sorumlu olurlar.
Bir gün teravih vakti Fatih caddesinden aşağı doğru yürüyordum.
Sağda solda kahveler, nargileciler var. Maalesef nargile çok yaygınlaştı, Allah
İstanbul’u bu kötü alışkanlıktan kurtarsın. İnsanlar oturmuşlar kendilerini
ilgilendirmeyen şeylerden, iktisat, iç siyaset, dış siyaset, futbol vs birçok
konudan bahsediyorlar. Allah ne güzel diyor lokman suresinin giriş ayetinde ”boş
söz satın almayın”. Gereksiz şeyler konuşarak vaktinizi boşa harcamayın diyor
yani. Hanımlar, beyler, çocuklar filan sanatçının ya da siyasetçinin ne yaptığı
bizi ilgilendirmesin. Allah bizi boş işlerle uğraşmaktan korusun, faydalı
şeylerle meşgul etsin inşallah.