13 Ağustos 2020

Nurettin Topçu ve Milli Maarif İdeali

 

Nurettin Topçu, milletinin istikbalini kendi istikbalinden aziz bilen, ömrünü milli maarif idealine ve millet mektebine adamış bir düşünce ve eylem adamı, bir büyük muallim ve mütefekkir. Vatanına ve bayrağına sevdalı bir dava adamı…

Bugün eğitim alanında en fazla eksikliğini hissettiğimiz şey, bir fen veya matematik mektebinden ziyade bir insanlık mektebidir. İnsan olmanın onurunu, insan olmanın sorumluluğunu ve insan kalmanın erdemini öğretecek bir mektep. Giderek fen ve tekniğin esiri olan, nitelikten çok niceliğin önemsendiği, başarının yalnızca sınav puanlarıyla ölçüldüğü, milli ve manevi değerlerinden beslenmeyen ve bunları milletin çocuklarına aktaramayan bir maarif, bizim milli maarifimiz olamaz.

Nurettin Topçu'nun, milli bir maarif ideali vardı ve bu idealinden asla vazgeçmedi. Çünkü, milletinin kurtuluşunu milli maarifte ve milli mektepte görmekteydi.  “En aşağı üç asırdan beri sarp kayalara çarpa çarpa harap olan maarif gemimiz, bugün kırık dökük bir tekne gibidir. Ancak büroya memur, eski tabiriyle kalem efendisi yetiştiriyor. Bugün talebelik artık ilim yolculuğu değil, diploma avcılığıdır”.

Nurettin Topçu'nun en çok eleştirdiği hususlardan biri de gelecek nesillere, terbiye, ahlak ve ideal aşılayamayan maarif sistemidir. Ona göre gelecek nesillerin kurtulması ancak milli ve manevi değerleri kendine amaç edinmiş bir milli maarif ile mümkündür. “Bugün artık kutsallaştırdığı uzvi yapının sakat sinirleriyle kıvranan nesli tedavi için, tam hastalığın bulunduğu yerden işe başlamak lazım geliyor. Uzviyetten ilme, ilimden felsefeye, felsefeden sanata ve ahlaka ve nihayet dine yükselmemiz lazımdır. Böyle adım adım yürüyüş, hasta hem de şaşkın bir nesli Allah'a götüren yolda, yeniden canlandırabilir. Bu iş bir maarif işidir ve bir neslin kurtuluşunu ancak maarifinin yükselmesinde aramak lazımdır”.

Topçu, maarifi, milletleri var eden müessese ve milletlerin üzerinde yükseldiği temel olarak görmektedir. “Millet ruhunu yapan maariftir. Maarifin düşmesi millet ruhunu yerlere serer. Maarife değer vermeyiş, millet ruhunun yıkılışını hazırlar. Maarif hangi yönde yürürse millet ruhu da onun arkasından gider. Şu hâlde millet, maarif demektir”.

Nurettin Topçu, milli maarif üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekmektedir. İdeal olanın yerine pratik olanın benimsenmesinin olası sonuçlarını görmüş ve adeta onlarca yıl öncesinden bizleri uyarmıştır. Ne acıdır ki onun uyarıları karşılık bulmamış ve maarife dair tüm uyarıları bir bir gerçekleşmiştir. “Anadolu'nun ruhuna ve İslam'ın idealine aykırı olarak ruh ve ahlak temellerimizi derinlerinden sarsan Amerikan maarifi, şimdi bu memlekette yabancı asıldan olanların hummalı gayretleri ile vatana sokulmakta ve yurdun yarı münevverleri tarafından minnetle devşirilmektedir. Büyük halk kütlesi tarafından pratik değeri anlaşılan bu yeni maarif sistemi, ruhçuluk idealine memleketimizde son vererek bu vatanı yakın gelecekte kör ve sağır makinenin vatanı yapmak azmindedir”.

Ona göre millet olarak kurtuluşumuzun yolu yeni bir maarif inşa etmekten geçmektedir. Bu maarif muallimiyle, programıyla, kitabıyla ve binasıyla bizim olan, bize ait olan, bizim ideallerimizi taşıyan ve bizim istikbalimiz için uğraşan bir milli maarif olmalıdır. “Kendimiz için yepyeni bir maarif sistemi kurarak işe başlamak zorundayız. Bu maarifin ilk okulundan üniversitesine kadar bütün basamaklarında bin yıllık millet iradesiyle bin dört yüz yıllık millet karakteri yaşatılırsa bizim olacaktır”.

Ülkemiz, münevver ve muallimlerinin, kendi eğitim ve bilim tarihini kavrayamadan, mazisindeki köklü medreselerini ve eğitim kurumlarını anlamadan, Türkiye'nin eğitim alanındaki kurtuluşunu ve kalkınmasını başka milletlerin mekteplerini taklit etmekte araması oldukça hazin bir sondur. Bizi mazimizdeki ihtişamlı günlere kavuşturacak olan kendi özümüzden, kendi değerlerimizden inşa edilmiş ve bize ait olan bir “Millet Mektebi” dir.

Not: Alıntılar Nurettin Topçu'nun Türkiye'nin Maarif Davası isimli eserinden yapılmıştır.

Vesselam…