03 Ağustos 2018

‘O cemaat’, ‘bu cemaat’ derken, gözden kaçanlar

Seçimlerin sonuçlanmasının hemen ardından Adnan Oktar ve örgütüne yapılan operasyon ile uyandık. Sevindirici bir haberdi. “Nihayet!” Dedik. Toplumsal ahlakı hedefine koyan bu örgütün, üç beş sapıktan oluşan bir şehvet şebekesinin ötesinde, tam bir suç teşkilatlanması çıktığını gördük.

Bu olay sonrasında da İslami yapılanmaların toptan yok olmasını isteyen zihniyetlerin hâkim olduğu birtakım medya odakları: “Sırada hangi cemaat olacak? O cemaat, bu tarikat, denetim, operasyon” derken, toplum üstünde istedikleri algıyı büyük ölçüde kurmayı maalesef başardılar.

İtirazımın cemaatlerin denetlenmesine olduğu anlaşılmasın. Aksine cemaatlerin başıboş bırakılmasına karşıyım. Sahte tarikatların ve cemaatlerin içine sızarak yıkıcı faaliyetler yürüten ajanların temizlenmesi için güvenlik denetimleri ile birlikte; Allah rızası üzerine olan samimi cemaatlerin korunması da lazımdır. Bunun sağlanması içinde, tarikat ve cemaatlerin içi dışı bir, şeffaf ve özgür yapılar olmasını ve hem devletle hem de milletle paylaşım içinde olmalarından yanayım.

İtiraz ettiğim konular:

  • Yıkıcı örgütlenmeler ve casusluk faaliyetlerine yönelik operasyonların sadece İslami cemaatlere yönelik olduğu algısının işlenmesine ve böylece dindarlık kavramının hedefe alınmasınadır. Adnan Oktar örgütü mesela, ne dindarlıkla nede cemaat kavramıyla hiçbir alakası olmayan saçma ama tehlikeli bir suç örgütlenmesidir.
  • Cemaat kavramını sadece İslami cemaat olarak algılatarak çerçeveyi daraltma ve bir takım hedefleri göz ardı ettirme çabası da sezinlemekteyim.

Cemaat kavramını, sosyolojik bir kavram olarak değerlendirmek hem toplumsal barış, hem de milli güvenlik bakımından çok daha isabetli olacaktır.

Cemaat demek: “Küçük veya büyük herhangi bir grubun üyelerinin, ayrı ayrı menfaatleri değil de, ortak hayatın temel şartlarını paylaşacak biçimde, şahsiyetlerinin bütünüyle katılarak bir arada yaşadıkları grup” olarak ifade edilmiştir. (Ferdinand Tönnies;1870)

Bu tanımlamaya bakıldığında, cemaat-cemiyet arasında bir yerlerde:

Düşünce, fikir, mezhepsel birliktelikler,

Başka inançlarında misyonları, cemaatleri,

Uluslararası konfederasyonların Türkiye uzantıları,

Meslek örgütlenmeleri,

Farklı cinsel kimlik arayışında olan örgütlenmeler,

Siyasi bir görüş etrafında birliktelik kuranlar, ortak eylemlere katılanlar,

Spor kulüpleri taraftar fanları,

Eğitim, kültür, tıp gibi hayatın farklı kişisel gelişim alanlarında alternatif standartlar geliştiren gruplar,

Hobi, sportif faaliyet, sosyal etkinlik alanlarında yoğun paylaşımda bulunanlar,

Bu doğrultuda dernek, kulüp, okul, medya gibi tüzel kişilikler oluşturanlar; hepsi bugün ifade edilen cemaat, tarikat yapılarıyla büyük benzerlikler gösterirler.

Öyleyse dini cemaat ve tarikatlarla birlikte denetlenmesi gereken:

 Bütün dernek, vakıf, siyasi parti, özel eğitim kurumları, yurt dışı fonlarla desteklenen gezi ve alternatif eğitim programları, misyonerlik şüphesi gösteren kültürel çalışmalar, masal evleri, bar-disko-eğlence merkezleri,  yoga kulüpleri, doğa sporlarına yönelik birliktelikler, Amerikan futbol kulüpleri, sanat atölyeleri, mizah çalışmaları dahi kötüye kullanılabilir potansiyel taşımakta ve denetlenmeyi gerektirmektedir.

Bununla birlikte, gerektiğinde yapılacak operasyonların süpürücü değil, ayıklayıcı nitelikte yapılması ve sosyo-cemaatlerin tabanındaki, iyi niyetleri sömürülerek kandırılan samimi insanların zarar görmemesi içinde oldukça dikkat edilmesi gerektiği kanısındayım.

  • Bütün bu süreçler işlerken herkesin kullandığı dile oldukça dikkat etmesi gerekir. Genelleyici ifadelerden sakınmak gerekir. Mesela: Bir topluluk için, “Bu topluluktaki insanların üzerlerinin aranması gerekir” derseniz. Bu sözü duyanlar, o toplulukta bulunanlar arasından hırsızlar olabileceği düşüncesiyle, topluluğun geneli hakkında ister istemez kötü düşünmeye başlarlar. Böylece topluluktaki bütün bireyler zan altında kalacak, az sayıda şüpheli nedeniyle birçok kişi incinecek ve zarar görecektir. Bunun adı ise kul hakkı olacaktır.

Allah ümmetin birliğini yeniden sağlayacak güçlü bir lider ile, bütün fitnelerin dağılıp gittiği günleri görebilmeyi nasip etsin. Âmin.