31 Aralık 2015

ODTÜ

ODTÜ, hele siyasi iktidar için Sur'a girildiği gibi girilmesi gereken bir yer değil; ODTÜ, RTÜK'e, BOTAŞ'a, TRT'ye girer gibi girilmesi gereken bir yer.

Gerçeği bilmiyorsan susmasını bileceksin azizim. Doğruluğundan emin olmadığın konu üzerinden ahkam kesmeyeceksin. Biliyorum; toplumsal merakımızdır her alanda ahkam kesmek. Ama sorumluluk sahibiysen ahkam kesmeyeceksin azizim.

Konu malum; ODTÜ...

Muhafazakar kesimin her dönem tartıştığı bir üniversitedir ODTÜ!

Son olarak, 40 kişilik bir öğrenci grubunun, namaz kılmak isteyen öğrencilere saldırdığı haberleri üzerine Türkiye'nin gündemine oturdu bu üniversite. Neidüğü belirsiz provokatörlere ise üniversite rektörü Prof. Ahmet Acar sahip çıktı...

Tabi bütün tartışmalar da bunun üzerine alevlendi.

Bir kere şunu peşin peşin belirtelim ki; bir üniversitenin herhangi bir grubun hegemonya alanına dönüşebilmesi için o ünevarsite yönetiminin de o grupla aynı çizgide olması şart.

Üniversite yönetiminin izin vermediği hiçbir grup bir üniversitede hakimiyet kuramaz. ODTÜ'yü ilk evvel bu çerçeveden okuyalım.

Gelelim siyasetin gündemine de düşen tartışmalara.

AK Parti Genel Başkanr Yardmcısı Sefer Üstün, tartışmalara, tartışılması mutlak olan bir ifade ile girdi. Üstün, “ODTÜ'de kaymak tabakanın çocukları okuyor” gibi anlamakta zorluk çektiğimiz bir ifade kullandı.

Bir siyasinin bu ifadeyi sarfetmesi için ODTÜ'nün YÖK'deki statüsünü bilmiyor olması gerekir.

ODTÜ bir vakıf ya da özel teşebbüse ait üniversite değil. ODTÜ devlet üniversitesi. Yani buranın “kaymak” tabakanın üniversitesi olması mevzuata göre mümkün değil. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sefer Üstün, bu açıklamayı yaparken muhtemeldir ki; 10'u aşkın AK Partili üst düzey ismin, bu üniversite mezunu olduğundan da habersizdi.

Gelelim asıl soruna...

ODTÜ bir devlet üniversitesi. Bu üniversitededeki hakim görüşe dair tartışmalar sadece bugünün konusu da değil. Ve siz 13 yıldır iktidardasınız. YÖK'le ilgili ne gibi bir düzenlemeye imza attınız?

YÖK Başkanı'nın hangi süreçler sonunda atandığı malumken, o YÖK Başkanı ODTÜ için nasıl bir girişimde bulundu?

Bir çok okurumun, “seninki de soru mu” diye hayıflanacağından şüphem yok.

Neden mi? Aktarayım...

Ankara'da başka bir devlet üniversitesi ile ilgili iddiaları kamuoyuna ilk aktaran benim. Bu üniversitenin hakkımda yargıya başvurduğunu ve bu müracaatların takipsizlikle sonuçlandığını beni takip edenler bilir. Sorun tam da burada işte.

İktidarınıza darbeye teşebbüsle suçladığınız bir örgütün (FETÖ) cirit attığı bu devlet üniversitesinin rektörüne dair klasörler dolusu bilgi belge önüne konulmuşken hiçbir işlem yapmayan YÖK Başkanından hesap sordunuz mu şimdiye kadar?

Bu üniversitenin FETÖ ile ilişkisine dair onlarca açık ve gizli tanık varken, bir türlü harekete geç(e)meyen yargıyı sorguladınız mı?

ODTÜ ile ilgili son bombayı da AK Parti Ankara milletvekili Aydın Ünal patlatmış: “Nasıl Sur'a girdiysek aynı şekilde ODTÜ'ye de gireriz.”

Belli ki Aydın Ünal da ODTÜ'nün resmi statüsünden habersiz. Oysa ODTÜ, hele siyasi iktidar için Sur'a girildiği gibi girilmesi gereken bir yer değil; ODTÜ, RTÜK'e, BOTAŞ'a, TRT'ye girer gibi girilmesi gereken bir yer.

Bu kadar açık bir durumu, öylesine mesnetsiz ifadelerle ajite etmenin ne anlamı var. Bırakın topla tüfekle girmeyi, masaya vurulacak bir yumruk bile yeterken, o yumruğu vuracak yüreği kedi mi yedi diye sorarlar adama...

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir