ÖĞRETMEN ADAYI OLMAK ve ÖTESİNE GEÇEBİLMEK
Öğretmen, program, materyal ve fiziksel ortam, eğitimin en önemli bileşenleri. Eğitim sürecinde ve çocuk üzerinde en çok etkili olan faktör ise hiç tartışmasız öğretmen. Büyük muallim ve münevver Nurettin Topçu, bu husustaki görüşünü beyan ederken “Maarifi yapan da onu yıkan da muallimdir” diyerek öğretmeni eğitimin tüm bileşenlerinden daha yüksek bir mertebeye çıkarır ve öğretmenin önemine dikkat çekmek ister.
İnancımız ve
kadim medeniyetimiz öğretmenlik mesleğini her daim yüceltmiş ve aziz bilmiştir.
Dünyanın gelişmiş ve modern her ülkesinde de öğretmenlik mesleği önemli ve
değerlidir. Zira milletlerin kalkınması, gelişmesi ve dahi özgürleşmesi
mektepleri ve öğretmenleri sayesinde olur.
Milletlerin
istikbalinde oldukça etkili ve belirleyici bir rolü olan öğretmenlik mesleğinin
sağlıklı bir döngüye sahip olması ve sürdürülebilir olması elbette çok
önemlidir.
Zira öğretmenlerin bir kısmı emeklilik, sağlık sorunları, istifa ve diğer
nedenlerle mesleklerinden ayrılırken diğer tarafta genç öğretmen adayları
eğitim sistemine dahil olmak ve öğretmen olarak atanmak istemekteler.
Dolayısıyla öğretmenlik mesleğinin bu iki boyutu arasında bir denge olması, öğretmenlik
mesleğininim sürdürülebilirliği için çok önemlidir. Bu açıdan konuya
bakıldığında ne yazık ki ciddi bazı problemler ve dengesizlikler söz konusu.
Konuyu istatistikler ışığında ele almaya çalışacağım.
Yükseköğretim
Kurulu (YÖK) tarafından yayınlanan istatistiklere göre 2019-2020 eğitim-öğretim
yılında Türkiye genelindeki üniversitelerin eğitim fakültelerine yeni kayıt
olan öğrenci sayısı 43.747 kişi. Tüm sınıflar dahil eğitim gören toplam öğrenci
sayısı ise 210.679 kişi (https://istatistik.yok.gov.tr).
Bir
başka istatistiğe bakacak olursak, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)
tarafından yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS 2020) öğretmenlik alan
bilgisi testi (ÖABT) oturumuna 344.457 aday katılırken, 26.875 aday sınava
başvurduğu halde ilgili oturuma katılmamış. Sınava başvuran toplam aday sayısı
ise 371.332 kişi
(https://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2020/KPSS/LISANS/sayisalbilgiler22102020.pdf)
Son
olarak Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) öğretmen atama istatistiklerine
bakalım. Milli Eğitim Bakanlığı’nın son beş yıldaki öğretmen atama sayıları,
2016 yılı (49.311), 2017 yılı (23.496), 2018 yılı (25.577), 2019 yılı (41.379)
ve 2020 yılı (40.925) kişi olarak gerçekleşmiş (https://www.mebpersonel.com/sozlesmeli-ogretmenler/yillara-gore-ogretmen-atama-sayilari-meb-resmi-verileri-2003-2020-h248185.html).
Bu üç farklı
istatistiği birlikte değerlendirecek olursak, eğitim fakültelerine, Milli
Eğitim Bakanlığının atadığı öğretmen sayısından daha fazla öğrencinin kayıt
yaptırdığı, Milli Eğitim Bakanlığının atama yaptığı öğretmen sayısının yaklaşık
dokuz katı kadar öğretmen adayının ise atama beklediği görülmektedir. Nüfus
artış hızının yavaşlaması, bilişim teknolojilerinin yaygınlaşması,
öğretmenlerin emeklilik yaşlarının yükselmesi gibi diğer değişkenlerin
öğretmenlik mesleği döngüsünü nasıl etkilediği ise henüz bilinmemektedir. Gelecek
on yıllarda daha az öğretmene ihtiyaç duyulacağı da bir gerçeklik olarak
karşımızda durmaktadır.
Öğretmenlik
mesleğinin sağlıklı bir döngüye ve sürdürülebilirliğe kavuşması için acil
tedbirlerin alınması gerekliliği ilgili kurumların istatistiklerinden de anlaşılmaktadır.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından eğitim
fakültelerindeki ikinci öğretim programlarının kapatılması, eğitim fakültesi
kontenjanlarının düşürülmesi ve formasyon uygulamasının kaldırılması gibi kimi
tedbirler hayata geçirildi. Fakat bu olumlu adımlara ilaveten başka tedbirlere
ihtiyaç olduğu da aşikâr. Zira okuyan-atama bekleyen ve atanan arasındaki
uçurum giderek büyüyor.
Eğitim
fakültesinde öğrenim gören ve mezun olup diplomasını alan her öğretmen adayı bir
an önce atanmayı ve öğretmen olmayı istiyor. Devletimizin de bu isteği
anlayışla karşıladığını ve azami sayıda öğretmen adayını sınıfına ve öğrencilerine
kavuşturmak istediğini biliyorum. Hiç tanımadığı insanların çocuklarını kendi
öz evlatları gibi sahiplenecek ve onların istikbalini aydınlatacak tüm öğretmen
adaylarının tez vakitte öğrencilerine kavuşmasını dilerim…
Vesselam…