04 Ocak 2018

Okul öncesi eğitimi doğru anlamak

Okul öncesi eğitim dönemi insan yaşamında çok önemli etkileri olan bir süreçtir. Yaşama dair ilk bilgilerin, ilk becerilerin ve ilk değer yargılarının edinildiği bu dönemin sağlıklı geçirilmesi çocuğun gelecekteki yaşamını da olumlu etkilemektedir.

Ülkemiz okul öncesi eğitiminin gelişimi tarihsel incelendiğinde bugün ki anaokullarının ilk örneklerinin Fatih Sultan Mehmet döneminde vakıflar bünyesinde açılan “sıbyan mektepleri” olduğu görülmektedir. Osmanlı'nın son dönemlerinde açılan Islahhaneler, Darüleytam-i Osmani ve Darüleytamlar gibi okulları Ana Mektepleri ve Anaokulları izlemiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu'da 80 civarında anaokulu bulunmaktaydı. Bugün ki resmi anaokulu sayısı ise, (MEB, 2015-2016 eğitim öğretim yılı istatistikleri) 27.793 tür. Okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranı 2000-2001 eğitim-öğretim yılında %10,3 iken 2015-2016 eğitim-öğretim yılında okullaşma oranı %55,48 seviyesine yükselmiştir.

Millî Eğitim Bakanlığının bu konudaki gayreti takdir etmekle birlikte bazı hataların yapıldığını düşünüyorum. Okul öncesi eğitimde nitelik boyutundan ziyade nicelik yönünün önemsenmesi ve okullaşma oranlarının artırılması için uygun olmayan yerlerde anasınıflarının açılması en çok eleştirilen hususların başında geliyor. Daha 2009 yılına kadar lise mezunlarının ücretli öğretmen olarak okul öncesi eğitim kurumlarında çalışabiliyor olmaları da ayrı bir garabet idi. Bahçesi olmayan, çok katlı anaokulları ise bir diğer önemli problem.

Okul öncesi eğitim en önemli basamaktır!

Okul öncesi dönem, gelişimin doğumdan sonra en hızlı olduğu dönemdir. Bu dönemin önemini bilimsel olarak açıklayan çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmaları tek tek sayarak yazıyı araştırmalara boğmak istemiyorum. Bununla birlikte okul öncesi dönemin ve okul öncesi eğitimin önemine dair bazı bilgilere yer vermenin de gerekli olduğunu düşünüyorum.

Çocuğun beyin gelişiminin %80'i okul öncesi dönemde gerçekleşmektedir. Yetişkin bir insan, kullandığı söz dağarcığının %50 sini 8 yaşına kadar edinmektedir ve okul öncesi yıllar, dil gelişiminin en hızlı olduğu yıllardır.

Çocuğun benlik saygısı ve ilk sosyal ilişkileri bu dönemde oluşur. Çocuklar özgüven duygusunu bu dönemde kazanırlar.

Okul öncesi eğitim ortamı öğretmen, program, materyal ve arkadaş gibi sağlıklı bir gelişim için gerekli olan pek çok unsuru çocuğa sağlar.

Okul öncesi eğitim çocukları ilkokula ve hayata hazırlar. Araştırmalar okul öncesi eğitim alan çocukların, okul öncesi eğitim almayanlara göre tüm eğitim kademelerinde daha başarılı olduklarını, daha az suça bulaştıklarını, daha az okul terki yaptıklarını göstermektedir.

Bugünün gelişmiş ve müreffeh ülkelere bakıldığında, bu ülkelerin en büyük yatırımı okul öncesi eğitime yaptıkları görülebilir. Üstelik bugün %55 seviyesinde olan okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranımız bu ülkelerin çoğunda 20 yıl öncesinde dahi %100 seviyesindeydi.  

Anaokulu bakımevi değildir!

Okul öncesi eğitimi, millet olarak doğru anladığımızı düşünmüyorum. Bunu 10 yıl görev yaptığım anaokullarındaki gözlemlerime ve deneyimlerime dayanarak söylüyorum.

Okul öncesi eğitim kurumları çocukların yalnızca oyun oynadıkları, yemek yedikleri, şarkı söyledikleri yerler olarak görülüyor.

Bazı anne babalar için anaokulu işte olduğu zamanlarda çocuklarını bırakabileceği “çocuk emanet etme kurumu”. Belki bazılarımız için de oyun veya oyuncak evi.

Anaokulları adeta bir bakımevi gibi görülüyor. Sadece çocukların beslenme ve öz bakım ihtiyaçlarının karşılandığı bir sosyalleşme ortamı.

Oysaki okul öncesi eğitim kurumları çocuğun hayatına giren ilk resmî kurumlardır. Çocuğun kişiliğini, ahlakını, özgüvenini, sosyal becerilerini ve diğer pek çok özelliğini şekillendiren ve tüm yaşamını etkileyen en önemli eğitim kademesidir.

Okul öncesi öğretmeni bakıcı değildir!

Öğretmenlik mesleğine karşı yaklaşım genellikle öğretmenlerin eğitim verdiği yaş grubuna göre şekilleniyor. Yaşı en büyük olana eğitim veren öğretmen en zor işi yapan ve saygıyı en çok hak eden öğretmen olarak görülüyor.

Öğretmen en kutsal mesleği ifa eden kişidir ve hangi kademede çalıştığının önemi yoktur. Öğretmenlik mesleğine eğitim verilen öğrencinin yaşına göre değer atfetmeyi doğru bulmuyorum. Bununla birlikte okul öncesi öğretmenliğinin de doğru anlaşılmadığını düşünüyorum.

Okul öncesi öğretmeni, yalnızca çocuklara kesme-yapıştırma ve boyama etkinliği yaptıran, oyun oynatan veya çocuklara masal anlatan değil, çocuğun kişiliğini şekillendiren, çocuğa özgüven kazandıran, yaşam becerilerini öğreten, çocuğun değer yargılarını ve ahlakını şekillendiren, çocukları ilkokula hazırlayan kişidir.

Merhum Nurettin Topçu'nun ifadesiyle öğretmen, “ruhlar sanatkârıdır”.

Güzel ülkemin tüm çocuklarının okul öncesi eğitimden faydalanmasını geleceğimiz adına en hayırlı işlerden biri olarak görüyorum…