VF kat sol
VF kat sağ

20 Mart 2019

Ölüm Kusan Batıya Karşı İslam’ın Silahsız Zaferi

En savunmasız anlarında vuruldu kardeşlerimiz. Toprağa saçılan tohum misali savruldu bedenleri. Başka bir zeminde ve başka bir iklimde yeniden hayat bulmak üzere. Ölen sadece bedenleriydi ve bu ölüm diğer ölümleri kıskandıracak güzellikteydi. Allah'ın yolunda, Allah'ın evinde ve bir bayram gününde gelen kutlu bir ölümdü. Ruhları, inançları ve isimleri can buldu, henüz tenleri soğumamışken.

Bugün, Afganistan'da, Suriye'de, Filistin'de, Yemen'de, Uygur'da, Myanmar'da, dün Bosna'da, Irak'ta, Libya'da öldürülen Müslümanlar da aynı korku ve nefret yüzünden öldürüldüler. Çocuk, kadın, genç, ihtiyar demeden zalimlerin bombalarıyla vuruldular.

Hristiyan Batılı devletlerin yaşadığı korkunun ve Müslümanlara duydukları nefretin nedeni, İslam'ın yaklaşan zaferidir. Bunu ben söylemiyorum. Bizzat kendileri söylüyor, araştırma sonuçlarıyla ortaya koyuyorlar. Ve onlar kendilerince son derece tehlikeli olan bu durumu fark edeli çok uzun zaman oldu.

İngiliz Daily Mail gazetesinin 2007 yılındaki haberi bu korkuyu ve nefreti çok belirgin şekilde ortaya koyuyor. Gazetedeki haberin başlığı “İngiltere Bir Gün Müslüman Olacak mı?” şeklinde. Haberin içeriğinde oldukça önemli tespitler var. Müslüman kadınların doğum ortalamasının 3,5, Avrupa kıtasındaki kadınların doğum ortalamasının ise 1,4 olduğu ifade ediliyor. Haber çok dikkat çekici şu cümlelerle bitiyor, “İngiltere'deki Müslümanların büyük çoğunluğu hoşgörülü ve yasalara saygılı ancak çekingen davranmanın zamanı değil. Düşman azınlık olabilir ama içinde, silahlı ve tehlikeli olanlar var ve bununla başa çıkmak zorundayız” (https://www.dailymail.co.uk/news/article-452815/Will-Britain-day-Muslim.html). Haberde, Müslümanları, düşmanları olarak tanımlıyorlar.

Uluslararası düzeyde yapılan başka bir araştırmanın sonuçları oldukça manidar. Pew Research Center tarafından yapılan araştırmaya göre, İslamiyet, dünyada en hızlı büyüyen din. Araştırmada, dünyadaki Müslüman sayısının 1,6 milyar, Hristiyan sayısının ise 2,17 milyar olduğu ifade ediliyor. Nüfus değişimine ilişkin tahmin modellemelerine göre 2070 yılına gelindiğinde İslam dininin en büyük popülasyona sahip din olması bekleniyor. Yine araştırmaya göre, Avrupa kıtasındaki 19 milyon Müslüman nüfusunun 2050 yılında 35 milyona ulaşması bekleniyor (http://www.pewforum.org/2017/11/29/europes-growing-muslim-population/).

Özellikle Avrupa kıtasında İslamiyet'in yükselişini gösteren çok sayıda işareti ve bu durumun yol açtığı kaygıyı görmek mümkün. Gatestone Institute isimli düşünce kuruluşu tarafından ele alınan raporun başlığı “Allah Kiliseleri ve Sinagogları Devraldı” şeklinde ve haberde Avrupa'da kapanan veya Müslümanlar tarafından satın alınan kiliselerden ve sinagoglardan bahsediliyor. Örneğin, Almanya'da 1990 ve 2010 yılları arasında Alman Protestan Kilisesine ait 340 kilisenin kapandığı belirtiliyor. Hamburg'da, Müslüman toplum tarafından bir Lutheran kilisesinin satın alındığı, yine Hollanda'nın Friesland eyaletinde bulunan 720 kiliseden 250'sinin satıldığı veya kapandığı belirtiliyor (https://www.gatestoneinstitute.org/8005/europe-mosques-churches-synagogues).

Bugün Müslümanları zulümle ve ölümle yok edeceğini zanneden vahşi batılılar bilmelidirler ki, bu beyhude bir çabadır ve ancak başlarına gelecek olan büyük azabı hızlandırmaktadır. Zira Allah'ı Zülcelal Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır, “Kuşkusuz Allah katında din İslâm'dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki hak tanımazlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah'ın ayetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur” (Âl-i İmran Suresi- 19. Ayet).

Müslümanlar olarak, Allah'ın ipine sımsıkı sarıldığımız ve değerlerimizi koruduğumuz müddetçe endişe etmeye gerek yok. Asla karamsarlığa ve yeise kapılmamalıyız. Sezai Karakoç üstadın buyurduğu gibi “Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır”. Bu bahar bugün, Yeni Zelanda'daki şehit kardeşlerimizin mezarlarından, tüm cihanı kaplamak üzere yükselmektedir.

Vesselam…