Osmanlı'da Ramazan gelenekleri
Osmanlı Medeniyeti bünyesinde birçok güzelliği barındırdı. Önemli günlerde çok çeşitli geleneklere sahipti. Osmanlı döneminde Ramazanlar bir başka ihya edilirdi. Camiler mahyalarla süslenir, tatlı bir telaşla ramazan hazırlıkları yapılırdı. Evler, camiler, sokaklar baştanbaşa temizlenirdi. Mübarek Ay’da birçok gelenek de kendini gösterirdi. Osmanlı medeniyeti şüphesiz insan odaklıydı. Tebaasının huzuru, refahı Osmanlı’nın en önem verdiği konulardan biriydi. Osmanlı’da halkın Ramazan’ı huzurlu ve rahat geçirmesi bütün tedbirler alınır, fiyatların artırılmaması için esnafa tenbihnameler gönderilirdi. Ayrıca bu tenbihnamelerde halkın 5 vakit namazı cemaatle kılmaları, mazereti olmayanların oruçlarını tutması istenir, teravih namazı saatinde dışarıda bazı mekanlarda oturanlara ceza verileceği belirtilirdi. Bununla birlikte satılacak ekmeğin numunesi padişaha gönderilir, onun onayı alındıktan sonra fırıncılara iletilirdi. Ekmeğin fiyatı da önceden belirlenir ve fırıncılara gönderilirdi.
Ramazan
ayı geldiğinde başta Saray olmak üzere paşa konakları, zengin evlerinin
kapıları ardına kadar açılır, sofralar kurulur, oruçlu olan herkes bu sofralara
davet edilirdi. Her konakta tam bir ziyafet sofraları kurulurdu. Yemekler
yenir, yemekten sonra, kahveler içilirdi. Misafirler evden uğurlanırken bir de
onlara altın veya çeşitli hediyeler verilirdi. Misafirler yerler, içerler en
güzel şekilde ağırlanırlar ve bir de üzerine harçlık alırlardı. Bundan maksat
ev sahibi manen şunu ifade ederdi. Siz geldiniz, yemeğimi yediniz bana sevap
kazandırdınız. Bana sevap kazandırırken dişleriniz yıprandı. Bunun için bu
verilen yıpranma bedelidir. Bu bedelin adı diş kirasıdır.
Osmanlı’da
Ramazanlar en latif bir şekilde payitaht İstanbul’da da ihya edilirdi. Başta
Selatin Camileri olmak üzere bütün camiler mahyalarla süslenirdi. Bu gelenek
Mescid-i Haramın Ramazan ve Hac dönemlerinde aydınlanması için yakılan
kandillerden ilhamını alırdı. Ramazan ayında olunduğunu en güzel ifade eden
temaşadır Mahya geleneği.
Ramazan
ayında hayat camii merkezlidir. Teravihler kimi camilerde Enderun usulü
kılınırdı. Aralarda ilahiler, kasideler okunurdu. Payitaht İstanbul’da teravih
namazı sonrası büyük camilerin avlularında camiinden çıkan cemaate şerbet
ikramı yapılması ramazan geleneklerinden biriydi. Buna güzel bir misal Eminönü
meydanında bulunan ve Valide Sultan hayrı olan Yeni Camii’nde teravihten çıkan
cemaate şerbet ikramı uzun yıllar devam eden Ramazan geleneğiydi. Yaza denk
gelen ramazan gecelerinde soğuk şerbet, kışa denk gelen Ramazan gecelerinde ise
sıcak şerbet ikram edilirdi. Bu şerbet attika balından yapılırdı. Attika ise
Anzerdi. Yani ikram edilen şerbetler en kaliteli Anzer balından yapılırdı.
Ramazan’ın
gelişi Osmanlı’da bir bayram gelmesi gibi bir mutluluk vesilesiydi. Bütün
millet bu mübarek aya göre işlerini düzenlerlerdi. Mekteplerde ilim tahsil eden
talebeler, Ramazan’ın son 15 günü tatile girerlerdi. Memurların mesai saatleri
bu aya özel olarak düzenlenirdi.
Osmanlı’da
Ramazanlarda gayrimüslimler de Müslüman komşularına ayıp olmasın diye ulu orta
yerlerde yiyip içmezler, çocuklarına da dışarıda yiyip içmemelerini sıkı sıkıya
tembihlerlerdi ve hatta tembihe uymayan çocuklarını cezalandırırlardı. Bununla
birlikte davulculara emir verilir. Sahur vaktinde gayrimüslim mahallelerinde
davul çalınmaması istenirdi.
Osmanlı’da
Ramazan ayında Zimem defterleri satın alma geleneği yardımlaşmanın,
dayanışmanın en güzel örneklerinden biridir. Zimem borç demektir. Osmanlı’da
Ramazan ayında hali vakti yerinde olanlar mahalle bakkallarına gider, mahalle
bakkalında veresiye borcu olanların borçlarını satın alırlardı. Ya defterin bir
yaprağını ya bir kısmını ya da tamamını alırlar ve borcu olanları borçtan
kurtarırlardı. Dinimiz İslam’ın hayır düsturu olan veren el alan eli, alan el
veren eli görmüyordu.
Hülasa,
Rahmet ve Bereket Ayı On bir ayın Sultanı. Kuran-ı Kerimin indirildiği,
içerisinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini barındıran Ramazan Ayı
Osmanlı’da böyle yaşanırdı. Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek olsun. Selam ve dua
ile…