Oy kullanmak şirk midir?
Siyasete girerek mücadele etmeyi veya oy kullanmayı hatta oy kullananlara sevgi besleyenleri bile müşrik kabul ediyorlar.
Bu konuya da Kuran-ı Kerim’den ayetlerle delil getiriyorlar.
"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta
kendileridir."
"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler zalimlerin ta
kendileridir."
"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler fasıkların ta
kendileridir."
(Maide Suresi, 44-45-47)
Türkiye şeriatla yönetilen, hükümleri İslam’a göre verilen
bir ülke olmadığı için bu ayeti kerimeleri günümüze yorumlayarak oy kullanan
Müslümanlara kafir, fasık ve zalim diyorlar.
Peki gerçekten öyle mi? Tabii ki değil. Birkaç delil
yazmadan önce şunu belirtelim ki; bu fikrin akıl babaları aslında Müslümanları
oy kullanmaktan uzaklaştırarak Müslümanca düşünmeyen insanların oylarıyla kendi
istediklerini başa getirmeyi amaçlamaktadırlar. Bu fikri savunanların çoğu bunu
bilmese de.
Bu ayeti kerimelerin indirilmesinin sebebi Yahudilere zina
eden bir erkekle kadın için “Tevrat’taki cezası nedir” diye sorulduğunda:
"Celde yapılır, yüzleri karartılır. Eşeğe ters bindirilir, sokak sokak
dolaştırılarak teşhir edilir" dediler. Aslında Tevrat’ta recm geçmekteydi
ve Yahudiler bu hükmü değiştirmiş, kendilerince hükümler koymuşlardı. İbni
Abbas (ra): "Bu üç ayet Yahudiler hakkında, bilhassa Beni Kurayza ve Beni
Nadr Yahudileri hakkında nazil oldu." demiştir. (Ebu Davud)
Mezkûr ayetlerimizin tefsirlerinde Fahreddin Razi:
"Bir kimse Allah'ın hükümleriyle hükmetmezse dahi, kalbiyle
o hükümlerin doğruluğuna inanırsa kâfir olmaz. Zira küfür, hak olan hükümleri
kalbiyle inkâr ve lisanıyla reddetmektir. Fasık, kalbiyle tasdik ettiği için mü’mindir.
İmanla beraber Allah'ın hükümlerinin aksi ile hüküm vermek diğer günahlar
kabilindendir. En doğru olan görüş budur." buyuruyor.
İbni Abbas, Katâde ve Dahhak: "Bu ayet-i celile
kâfirler ve Yahudilerden Allah'ın hükümlerini tağyir eden kimseler hakkında
nazil oldu. Zira, Müslüman olan bir kimse, Allah'ın kitabıyla hükmetmediği için
her ne kadar büyük günah işlemiş olsa dahi ona kâfir denilemez."
demişlerdir.
İbni Abbas ve Mücahid’in (ra) beyanlarına göre bu ayet-i
celilede gizli bir kayıt vardır ki, bunun takdiri şudur: "Her kim Kur’an-ı
reddederek ve Rasulullah’ın sözünü inkâr ederek Allah’ın indirdiği ile
hükmetmezse, o kâfirdir."
Elbette Allah’ın kanunlarının hüküm sürdüğü bir beldede
onları inkar ederek, bilerek ve isteyerek değiştirir, yerine beşeri kanunları
getirirse, bu ayetlerin muhatabı olabilir. Ancak ayetleri, manasını genelleme
yaparak günümüze göre yorumlamak yanlıştır. Eğer ayetler genelleme yapıldığı
gibi mutlak olarak İslam’ın hakim olmadığı bir düzende idareci olmak veya ona
destek vermek küfür olsaydı Hz. Yusuf elinde hükümleri düzeltmeye yetkisi
olmadığı halde şirk düzeninde yönetici olmayı istemezdi.
Yusuf Aleyhisselam diyor ki:
"Beni ülkenin hazinelerine bakmakla görevlendir. Çünkü
ben, iyi koruyucu ve bilgili bir kişiyim." (Yusuf Suresi, 55)
Yusuf Aleyhisselam, kralın ve halkın gayrimüslim olduğu bir
toplumda tüm uygulamaların önüne geçemiyordu. Ancak gücü nispetinde yapmaya
çalışıyordu. Zaten Rabbimiz kullarını güçlerinin yetmediği ile sorumlu tutmaz.
"Allah hiçbir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını
yüklemez." (Bakara, 286)
"(Allah) din (işlerin)de size hiçbir güçlük yüklemedi."
(Hacc, 78)
"Size yasakladığım şeyden uzak durun. Size
emrettiğimden gücünüzün yettiği kadarını yerine getirin". (Buhari)
Allah-u Teala, benim kanunlarımla hüküm vereceksiniz diyor.
Peki buna şu an güç yetiyor mu? Yetmiyor. Gücümüzün yettiğini yapacağız. Ehven-i şer kabilinde de olsa bir seçim
yaparak İslam’a ve Müslümanlara daha yakın olan yöneticiyi başa getireceğiz. Şu
an elimizden bu geliyor ve bundan sorumluyuz. Dört mezhep müftüsü iki devrin
ulu alimi Ahıskalı Ali Haydar Efendi Hazretleri şöyle diyor: “Oy kullanmayan,
küfre oy kullanmıştır.” Müslümanlar oy kullanmazsa yönetici olarak İslam
düşmanları başa geçecek ve yakın tarihte olduğu gibi Müslümanlara
zulmedecekler.
Bu sebeple bırakın oy kullanmanın şirk
olmasını bilakis her Müslüman için zaruri bir vazifedir.
Peki oy verdiğimiz kişi İslama uygun
olmayan bir icraat yaparsa biz sorumlu olmaz mıyız?
Yukarıda Ehveni şerr kabilinden
demiştik.
Ehveni şer demek; Önünüzde iki fasık,
iki günahkar, iki seçenek var. Birisini seçmek zorundasınız. Yani seçtiğiniz
kişinin Müslüman olup olmamasına, yaptıkları icraatlere veya sözlerine,
bakmazsınız. Sonuçta, bu bir parti niyetleri doğru olsa bile bu sistemin
içersinde her şeyi İslama göre yapmaları zaten beklenemez ve bunu beklemekte
doğru değildir.
Eğer İslama uygun olmayan bir icraat
yapsalar siz bundan sorumlu olmazsınız. Sizin vazifeniz sadece İslama daha az
şerri olanı seçmektir.