04 Nisan 2018

Paraya ihtiyacımız yok

İhtiyaç fazlası üretilen malların pazara götürülerek bunun karşılığında lazım olan şeylerin tedarik edilmesi için gereken takas işleminde kolaylık olsun diye bulunan ve değerli maden karşılığı olarak hayatını sürdüren para, 1970'lerden itibaren karşılıksız basılmaya başladığından beri her şey altüst oldu.

Daha 1850'lerde dünya toplamının dört katı parası olan küreselci hanedanlardan sadece birinin ekonomik gücünün bu kadar büyümesi bile yanlışlığın eskiliğini ve büyüklüğünü anlatmaya yeter.

Sanayi devrimlerinin daha birincisi gündemdeyken ve üretim sistemlerinin değişmesi ile insanlığın ve tüm doğanın ne kadar üretirlerse üretsinler, makineler ile açılan arayı kapatmalarının mümkün olmadığını ve bu şekilde kurulan sistemle mücadele edilemeyeceğinin anlaşıldığı yılları çoktan geçtik.

Şimdilerde ise her şeyin sanal, dijital, otonom olarak üretildiği ve yapay zekânın önümüzdeki çok kısa zamanlarda geleneksel, doğal ve kadîm olan her şeyi ezip geçerek, temel yaşam ve düşünce sistemlerimizi formatlayarak bizi kendilerinin belirledikleri şekilde yaşamaya ittikleri bir dönemin eşiğindeyiz.

Dünyada yıllık olarak üretilen gayrisafi milli hasılanın on katı para dünya ekonomisinde dolaşıyor.

Bu demek oluyor ki var olan her şeyimizin sadece %10'unun karşılığı var ve gerçek.

Yani %90'ı yalan bir dünyada yaşıyoruz.

Biz daha kredi kartının ne olduğunu anlamaya çalışırken ve ülke olarak kredi kartı faizinin altında inim inim inlerken ve bereketimizi kaybederken bir de blockchain teknolojisi ile üretilen kripto bitcoin paralarla neyin değerini nasıl ölçeceğiz veya kimin eli kimin cebinde belli değil, nasıl anlayacağız?

Peki, bir şeyin fiyatı mı önemli yoksa değeri mi?

Dağ başında mahsur kalmış ve ısınmak için elindeki paraları yakmak zorunda olan bir insanın halini düşünün.

Ya da belindeki kuşağın içinde kazandığı altınlarla Amerika'dan yurda dönerken batan gemiden kurtulmak için bindiği filikadan atılan Koca Yusuf için o an altınların ne önemi olabilir?

Fani dünyayı imar etmek için gönderilen insanoğlunun, her güzel iş için o güzelliğin mimarı deyimini kullanması manidardır.

Yeryüzünün halifesi olarak Allah'ın yanında, şeytana karşı, rızayı kazanmak ve güzel sona ulaşmak için mücadele etmesi gereken insanoğlunun, sünnetullaha uygun hareket ettiğinde ilahi rahmet gereği karnının doyacağı, giyineceği ve barınacağı apaçık ortadayken nedir bu telaş ve haksız kazanç faaliyetleri?

Ağzımıza götürdüğümüz lokmadan alacağımız enerji, o lokmayı ağzımıza götürürken harcayacağımız tüm enerjiden daha fazla olduğuna ve Allah CC imtihan olsun diye yeterince veya fazlasıyla vermesine rağmen nasıl oluyor da bu kadar zulüm ortalıkta kol geziyor?

Allah'ın arzı geniş ve rahmeti ile bereketi bol iken, yaratılmış her şeyin yaşamamız için emrimize verildiği bir dünyada sadece takas için bulunmuş para nasıl oluyor da maldan, mülkten, üretilmiş tüm metadan daha değerli oluyor?

Düşünün bir kere. Dünyadaki tüm para yok olsa kime ne olur?

Hayatını sürdürmek için didinen, çalışan, üreten insanları.

Tarlayı sürmüş, tohumu saçmış, koyunlar merada otluyor, tavuklar bahçede eşeleniyor, inekler otlakta geziniyor, balıklar denizde, kuşlar dallarda ötüyor, taşları üst üste koyarak damını da inşa etmiş.

Paraya ne hacet. Kira ödemiyor, kredi borcu yok, kredi kartını kullanacağı bir ihtiyacı yok, bu arada kira geliri de yok, emekli maaşı ne ki.

Kanaat ediyor, çalışıyor, herhangi bir konuda meslek sahibi yani usta, belki marangoz, belki terzi, belki de demirci.

Eser sahibi yani. Emeğini satmıyor. Zamanını maaşa heba etmemiş. Ürettiği metanın değeri var. Yok mu?

Faiz geliri yok, rantiyeci değil, kirada mülkü de yok. Cehennemde yanmayacak yani.

Bugün geçmişten bir şekilde günümüze ulaşmış folklorik birçok şey çok değerli. Müzelerde ya da muhtelif yerlerde dekor malzemesi olarak kullanılmıyor mu?

İşte tam da bu malzemeleri, tekniği ve yaşam şeklini yeniden gündemimize almanın ve bunlarla yaşamayı öğrenmenin vakti geldi de geçiyor bile.

Amaç para kazanmak mı yoksa geçimimizi sağlamak mı?

Lazım olan kadar para yeter. Çok para olsun da her şeyi satın alırız demek şeytanın kurduğu düzene odun taşımaktan ibarettir.

Hayatımızı kolaylaştırdığını zannettiğimiz ve çok olduğunda sevindiğimiz parayı ve teknolojik şeyleri tetkik etmenin vakti geldi de geçiyor.

 

https://twitter.com/Mimarserkanakin