Paşam, memleket kurtulursa hepimiz kurtulacağız yahut Erzurumlu Nafiz Kotan
Ankara Ulus’ta bir apartman; büyük şehrin hay huyu içerisinde artık köhneleşmiş bir semt haline gelen, Kale’nin eteklerinde ticarethanelerin hay huyu arasına karışmış duran Nafiz Bey Apartmanı. Ankara’da dolaşıp sorsanız nerde diye bu apartman, Nafiz Bey kimdir diye, koca Başkentte böyle şehir ve apartman sevdalısı birilerine denk gelmediyseniz cevap alamazsınız. Öyle bânisi gibi ihtişamlı ama Onun hatıraları gibi mazinin külleri arasında kaybolmuş bir halden bakar size Nafiz Bey Apartmanı. Nafiz Bey öyle asil bir Türk evladıdır ki İstiklal savaşında yaptıklarının bilinip duyulmasında hicap eder. Zaten haysiyetli insanlar ateşten elleri yanarak bir canı çıkarsalar bile o iyiliği hatırlamaktan bile teeddüp ederler. Edeb sahibi insanlar böyledir. Nafiz Bey de yaptıklarının duyulmasını istememiş hatta bundan rahatsızlık duymuştur. Milli Mücadeledeki en önemli konulardan birisi bu mücadelenin mali gerekleri idi. İşte Nafiz Bey o karanlık günlerin kahramanlarından biridir.
Erzurumludur Nafiz Bey. Apartmanın köhneleşmiş kapısında
da Erzurumlu Nafiz Bey apartmanı 1922 yazılıdır. Ticaret erbabıdır. İstanbul’da
ticaret yaparken edindiği yabancı tanıdıklar İstiklal harbi için malzeme
temininde yardımcı da olmuştur. Nafiz Bey Milli Mücadele döneminde bütün mal
varlığını satarak Ankara’ya taşınmıştır. 10 bin altın değerindeki parasına
bankada Mustafa Kemal Paşa dilediği zaman istediği kadar kullanabilir şerhini
koymuştur. Milli sermaye hayali ile yıllardır menfaat-güzarlık eden cümle için
tarihten önemli bir ders olarak Nafiz Bey apartmanı o unutulmuş yerinde bu
güzel hatıranın ihtişamlı ama sessiz bir abidesi olarak durmaktadır.
Anadolu’ya
gönderildiği ifade edilen silah, malzeme, personel ve para gönderme işinin
Milli Mücadeledeki önemli isimlerinden birisidir Erzurumlu Nafiz Bey. Milli
Mücadele uçak meselesi önemli bir konudur. Henüz uçaklar harp tarihinde 2.
Dünyas savaşından sonra alacakları yeri alamamış olsalar da savaşta artık
uçaklar da vardır. Osmanlı Devleti elindeki uçaklardan yararlanmak da zor bir
haldir. 6-7 Haziran 1920’de Türk havacıları Maltepe Hava İstasyonu’ndan Anadolu’ya
hareket için geçmek birlikte bir gayrete girmişlerse de Anadolu‟ya kaçırılması
düşünülen uçakların tamamı zayi olunca
bu plan gerçekleşememiş lakin pilotlarımız Anadolu’ya geçmişlerdir. İşte burada Nafiz Bey devreye girmiş kendi
birikimi ve dış irtibatları ile 2 adet İtalyan ve ardından 2 uçak daha alarak
Milli Mücadele’nin emrine vermiştir. Bu
olay üzerine 30 Ocak 1921 tarihinde Mustafa Kemal Paşaya bir telgraf çeker.
Telgrafta; “Büyük Millet Meclisi Reisi
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine.. İstanbul’dan satın aldığım ve buraya
getirmeye muvaffak olduğum tayyare, uçarak bugün geldi. Orduya namıma teberru
ediyorum. Kabulünü istirham ile düşman üzerine ilk bombayı atacak zata 200 lira
nakti mükâfat takdim edeceğim. Milletimizin geleceğinin selamete kavuşmasını ve
muvaffak olmasını Cenab-ı Hak’tan temenni eder hürmetle ellerinizden öperim.
Erzurumlu Nafiz. Mustafa Kemal Paşa,
Nafiz Bey‟in bu davranışı karşısında yapmış olduğu hizmeti Büyük Millet
Meclisi’nde dile getirmiş ve kendisine, “Hamiyet-i
vataniyeniz şayan-ı şükrandır.” cevabını vermiştir. İsmet Bey de, “İnşallah
eseri hamiyetiniz büyük muvaffakiyetlerin kazanılmasına vasıtayı tecelli
olacaktır.” cevabı ile teşekkür etmiş ve tebriklerini iletmiştir. Erzurumlu
Nafiz-1, Erzurumlu Nafiz-2, Erzurumlu Nafiz-3 gibi isimler verilir. İstiklal
Harbi yıllarında Hava Kuvvetleri Müfettişliği yapan Muzaffer Ergüder
anılarında; “Milli mücadelenin bu ilk tayyare bölüğü Erzurumlu Nafiz Bey’in
Avrupa’dan kaçırıp bölüğe hediye ettiği 4 ve düşmandan Sakarya muharebesinde
zapt edilen iki tayyare ile kuvvetlendi. Garp cephesi ordularının harekatına
şerefle iştirak etti, şeklinde anlatılır. (Osman Yalçın, “İstiklal
Savaşı’nda Orduya Uçak Bağışlayan İş Adamı: “Erzurumlu Nafiz Beyin Hayatı Ve
Çalışmaları”, https://turkishstudies.net/turkishstudies?mod=tammetin&makaleadi=&makaleurl=1685337861_100_osman_yal%C3%A7%C4%B1n.pdf&key=15015,
s.
6-7). İşte Ankaralıların önünde metruk
ve meyus bir bina olarak belki de ne ve bânisinin kim olduğunu dahi bilmeden
geçtikleri Erzurumlu Nafiz Bey böyle yiğit bir Türk evladıdır.
Nafiz Bey’in vatan millet hamiyetini az önce
bahsettiğimiz servetini paraya havale edip Ankara’ya getirmesi sırasında konu
Gazi Mustafa Kemal’e intikal ettiği zaman oldukça duygulanır ve kendisi ile
görüşüp, “Neden böyle bir şeye ihtiyaç
duydun?” diye sorar. Erzurumlu
Nafiz’in cevabı da oldukça manidar ve günü özetlemektedir. “Paşam, memleket kurtulursa
hepimiz kurtulacağız. Fakat Allah göstermesin bir felaket olur memleketi
kaybedersek benim servetimin ne değeri kalır. O bakımdan emrinize bırakıyorum
bütün servetimi. Ne zaman, ne miktarda istenirse Milli Mücadelemizde
kullanılabilir.”(s. 9) cevabını vermiştir. Ankara’da Nafiz Kotan adına bir
park, sokak ve cadde var mıdır biz bulamadık. Varsa da biz bulamadıysak affola!
Erzurum’da adına bir park olduğunu gördük. Yok, ise Büyükşehir Belediye Başkanı
Mansur Yavaş başta olmak üzere bu konuda harekete geçmelerini naçizane
beklediğimizi ifade etmek isterim. Nafiz Bey Ankara şehir kültüründe izi olan
bugün şehre güzellik kattığını düşündüğümüz ve Ankaralıların bi-haber yanından
geçtiği Milli Savunma Bakanlığı, Türkiye İş Bankası, Sağlık Bakanlığı, Merkez
Bankası, Ankara Palas, Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü, Büyük Tiyatro, Türk
Hava Kurumu, Kara Harp Okulu, Hıfzısıhha Enstitüsü, İller Bankası, Vakıf
Apartmanları, Gümrük ve Tekel Bakanlığı, Keçiören Çocuk Esirgeme Kurumu,
Stadyum, Hipodrom, Çankaya Köşkü, Kızılay, Marmara Köşkü, ve Etnografya Müzesi
gibi önemli yapıların müteahhitliğini yapmıştır. Ankara’nın ilk kaloriferli ve
asansörlü binası olan Nafiz Bey Apartmanı da bunlardandır(s. 10)). İşte o
mahzun ve metruk yapı böyle bir adamın adını taşıyor. Dilerim o apartman bir
müze ve hafıza mekân olarak Milli Mücadele, Havacılık Tarihimiz ya da başka
konularda şehir kültürümüze daha renkli ve canlı bir yüzüyle hizmet ettiği
günlere kavuşur.Ankara’nın şehir dokusunun en güzel dokunuşlarında Mimar
Kemaleddin adı gibi Nafiz Bey de hatırlanması gereken emeklerden biri olarak
görünüyor.
Mekânın hafızasında unuttuklarımız kadar kendimizi de
düşünemez oluruz. Kendözünü tarihiyle birleştiren kahraman insanların düşünce
ve hareketi açısından Nafiz Bey müstesna bir yerde tarihten bize bakmaya devam
ediyor. Canı cananı bütün varımı alsında Hüda Etmesin tek beni vatanımdan
dünyada cüda mısralarının hangi halet-i ruhiyyeye ait olduğunun derinlerine
bakmak isteyenlerin duraklarından biri Erzurumlu Nafiz Bey’dir.
Vesselam