09 Mart 2016

Perhiz nedir, ne değildir?

Perhiz kelimesine dair onlarca tanıma rastlayabilecek olsak da halk nezdinde perhiz, “zayıflama!” amacıyla bir süre gündelik yeme içme oranlarında kısıntı yapma manasında anlaşılmıştır. Oysa perhiz, sadece günlük yeme içme oranlarının kısılması manasına gelmez. Daha geniş bir tanımla perhiz, bedensel ihtiyaçlar konusundaki fıtrattan sapma durumunu tekrar fıtrileştirmektir ve bu durumu bir bilinç olarak korumak demek.

Yaptığımız tanım doğrultusunda halka tavsiye edilen ve çeşitli mecralarda propagandaları yapılan perhizlerin yanlış bir bilinçle hazırlandığını söyleyebiliriz. Beden ihtiyaçlarını karşılama bozukluğu (BİKAB diyelim) modern (geleneksel dönemde de elbette şişmanlar, obezler ve sair vardı ama bu durum kitlesel bir problem değildi) bir kahır olarak yıkım alanını her geçen an genişletiyorsa, karşısına çıkan mücadele yöntemleri yaptığımız tanım doğrultusunda ne kadar etkindir?

BİKAB sahibi insanların birçok diyet uygulamasının ardından tekrar eski düzensizliklerine kavuşması, birçok diyet denemesinin insanları bıktırıp mide ameliyatları ve sentetik ilaçlara yöneltmesi ve çeşitli perhizleri denemiş kişilerin artık umutsuzlaşması…

Perhiz bedendeki yağların çeşitli yeme içme tedbirleri ile yakılarak bedenin daha ince, zarif bir görüntüye kavuşması olarak algılandığı için sorun salt bir yeme problemi olarak algılanıyor. Oysa diyet aynı zamanda uyku saatlerinin ayarlanmasını da kapsar. Aynı zamanda yenmesi ihmal edilmiş birçok besinin vücuda alınmasını, çeşitli baharatların yemek alışkanlığına ilavesini ve sair…

Bedenin incelmesi sorunu ve bu sorunun çözümü için alınan kalori hesabı, öğün boyutları, kibrit kutuları, tatlı kaşıkları vücudu belki bir beden inceltiyor lakin bedene kazandırdığı zayıflık cabası. Modern eğitim almış birçok uzmanın tavrı da çözümsüzlüğün başka bir kaynağı! Gıda endüstrisini öve öve bitiremeyen ve her şeyi ile fıtrata savaş açmış modern teknolojinin nikmetlerini kutsayan enteresan tavırlar! GDO yu öven birçok makale son elli yılda insanlık nezdinde kanserin katlanarak artışına bir anlam veremiyor.

Paketli gıdaları ve reklam kültürünün ekonomiye faydasını öven birçok diyetisyen! 15 yaş altındaki binlerce çocuğun şeker ve tansiyon rahatsızlıklarının, birçok gıda katkısı yüzünden gerçekleşen erken ergenleşme sorunlarının sebebine dair doyurucu açıklamalar yapmıyor. Sebze, meyve, et fiyatlarının sürekli yükselirken abur cubur fiyatlarının sudan ucuzlaşması sadece bir ekonomik hal olarak açıklanırken etkileri konusunda birkaç belgesel film dışında eleştiri yok. Son olarak da “beden” denen olgunun avam gözünde insan estetiğinin yegâne unsuru, kemâlatın ifadesi tek ikon haline gelmesi...

Bütün beslenme çabasının tek gayesinin ince ve zarif olma kaygısına dönüşmesi, bütün hesabın bedenin daha alımlı hale getirilmesi olması perhiz probleminin bir BİKAB önleme yöntemi olması gereğini değiştiriyor.

Dolayısıyla baştan beri söylemeye çalıştığımız üzere sadece bedeni baz alarak hazırlanmış her türlü diyet faaliyeti BİKAB süreçlerinin değişik bir türüdür. Çözüm sadece bir makalede sunulacak düzeyde birkaç tavsiyeden ziyade orta boy bir kitabın konusu olacak yoğunlukla çeşitli konu silsilelerini kapsar. Yinede biz şunları söyleyebiliriz. Günümüzde özellikle diyet mevzularının halka yönelik tek mecra olan medyayı kullanma imkânı olan uzmanlarla diyet tavsiyelerinin geleneksel yönlerine dair de tartışmak gerekir. Halka ulaşılabilen her türlü mecrada da geleneksel ve daha açık söylemiyle ‘Tıbbı Nebevi'den beslenmemiş her türlü çözüm arayışının insanı istenen sonuca ulaştırmayacağı, elde edilen çeşitli çözümlerinde geçici olduğu vurgulanmalıdır.

Beslenme düzeni, bir sünnette ittiba ve kulluk şuuru şubesi olarak algılanmadan insanın arzuladığı sağlık seviyesine ulaştırmayacaktır. Başta Amerika ve körfez ülkeleri olmak üzere, devletlerin devasa bütçeler ve akıl almaz tedbirlerle BİKAB sorunlarına karşı aldığı tedbirlerde hiçbir şey elde edememesi aslında iddialarımızı doğrular. Konu “neden beslenme” probleminin gayesini, sağlık için mi, güzellik için mi, kulluk için mi? Sorularının cevapları doğrultusunda gelişecektir. Çözüme dair konuşmak aslında çok zor olmasa da, çözümün kendilerini ciddi derecede iktisadi zarara sokacağı devasa kurumların tavrı, çözümün halka ulaşmasında etkili olacak gibi görünüyor.