25 Nisan 2021

​Pozitif Kültür ve Negatif Kültür

Kültür sözcüğü Latince kökenli bir sözcüktür. Bu sözcük Latincede ‘’cultura’ ’sözcüğü,  ‘’hayvan yetiştirme’’ ve ‘’toprağı ekip biçme’’ anlamlarına gelir.  Voltaire, kültür sözcüğüne; insan zekâsının oluşumu ve gelişimini belirleyen kavram olarak da bir anlam kazandırmıştır. Alman tarihçi Herder’’ bütün insanların kendine özgü bir kültüre sahip olduğunu söyler.

Kültür kavramı, batıdan doğu ülkelerine de yayılmış olup, İranlıların dilindeki ‘’ferheng’’ kavramı kültür yerine kullanılmıştır. Türkiye’de de sosyolojinin gelişiminde büyük katkıları olan Ziya Gökalp ’’cultutura’’ sözcüğünün, Arap kökenli ‘’hars’’ ve ‘’tezhip’’ kavramlarının karşılığı olduğunu söylemiştir.

Her toplumun kendine özgü kültürü vardır. Bunun yanında bölgeden bölgeye şehirden şehre köyden köye değişen kültürün geleneği de vardır.

En geniş anlamıyla İngiliz antropolog Taylor kültür için; ’’Bilgi, inanç, sanat, ahlak ve hukuk ve örf ve adaletten ve insanın, toplumun bir üyesi olarak elde ettiği bütün yeteneklerden oluşmuş bir bütündür’’ der.

Sosyolojideki kültür kavramı da farklı kullanılmıştır. Etkileşimlerin süreçlerini bu etkileşimlerin yönleri ile bir ilişkisini, toplumsal rollerin işleyişini ve daha iyi anlaşılmasına katkı sunmuştur.

Kültürün anlam değişikliği, kullanıldığı bağlam ve kimin tarafından ne amaçla kullanıldığı da önemli olup, farklı tanımlanabilen bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.

Buradan hareketle kültürün kaynağı nedir? sorusunu sorduğumuzda, kültürün oluşumunda etkili olan faktörlerin; aile, din, eğitim, çevre siyasal yönetim sistemi başta gelmektedir.

Kültür; bir toplumu diğer toplumdan ayırt etmekte temel bir belirleyici yöne sahip. Toplumsal değerlerin ortak paydalarını kültür bir araya getirir. Toplum bireyleri arasında ortak bir dil olan kültür, bireyler arasında yaşayan bir dil olarak sürekli paylaşılabilmesi ile bir dayanışma örneğini de sunar. Toplumsal yapının bir yönü ile genel karakterini ifade eden kültür, sosyal yapının anlaşılmasında kopya niteliğindedir.

Kültürü oluşturan faktörler içerisinde en belirgin özellik toplumdan topluma da değişmektedir. Örneğin farklı dini inançlar bu belirginliğin başında gelir. Ancak her toplumda kültürün oluşumunda diğer etkili temel etkenler vardır. Bunlar; dil, örf ve adetlerdir. Bu temel unsurlar kültürel çeşitliliğinde kaynağını oluşturmaktadır.  Genel kültür, altı kültür,  maddi ve manevi kültür, karşıt kültür bu çeşitliliklerdendir.

Toplumsal değişimde kültürün pozitif ve negatif etkileri de vardır. Yaşanan kültürün medeniyet inşasında ve toplumun refah düzeyine katkısı oranında kültürün negatif ve pozitif yönleri olduğunu söyleyebiliriz. Kabul edilmiş toplumsal davranışlar kültürün oluşumundaki kitle davranışları psikolojisi ile de direk ilintilidir. Bu psikolojinin ne yönde eğilim göstereceği önceden bilinememekle beraber yönlendirilebilir. Özellikle toplumların tüketim kültürü bu yönlendirmeye örnektir.

Pozitif kültür negatif kültür yüzeysel kültürün temel değerler üzerindeki etkisi:

Kalabalıkların kazandığı alışkanlıklar bir kelebek etkisi ile başlar. Tarihin bir yerinden başlatılmış bu etki zamanla halk arasında sözlü olarak yayılması, sonra eylemle bütünleşerek bir toplumsal eyleme dönüşme sürecini oluşturur. Bu kültürel etkileşim, tabanda bireyler arasında, adeta bir gönüllü propagandaya dönüşerek halk arasında kitlesel bir kabule dönüşür.

Artık çoğunluğa ulaşılmış, çoğunluğun kabul ettiği bir olgu haline gelmiş, doğruluk derecesindeki temel kabul kriterleri kalabalığın kabulü olarak görülmeye başlanmıştır. Kalabalıkların bir yanlışı kabul etmesi böylesine toplumda tabanda başlayan güçlü bir alt yapı ile gelişmektedir.

Bu gelişimdeki olumsuzluk olarak görünen her şeyin düzeltilmesi için yine aynı doğal metodik çalışmayla, tabandan ve bireyden bireye başlaması, karşı bir tez gibi kelebek etkisi oluşturulmaya çalışılmalıdır. Aksi halde oluşmuş bu negatif kültürün (parçalanmış aynı hedefe gitmeyen çatışmacı kültürel guruplar) olumsuz etkilerini pozitif kültür (toplumun medeniyet kurma ve refah düzeyini arttırmada barışçı ortak hedef) kabulü ile tepeden kurallar konarak verilmeye çalışması da hedefine ulaşmayacaktır.

O halde, pozitif kültürü (medeniyet kurma ve refah düzeyini arttırmada barışçı ortak hedef) oluşumdaki temel etmenler itici güç unsuru olarak kullanılırken, bütün toplumun refah düzeyini arttırıcı ve bununla beraber adil bir sistemik yapılanmayla bu refah düzeyini arttırmada kalıcı kurumların oluşturulması gerekir.

İyi insanların kötü işleyen kurumların içinde başarılı olması mümkün değildir. Toplumsal davranışların refah düzeyine katkı sunabilmesi içinde kurumların da davranışları yapısal kurallar olarak toplumu destekleyerek öncülük yapması gerekir.

Birey, toplum, kurumlar ve sistem ilişkisinde; bütün toplumun temel değerleri olan değişmezlerle toplumun mayalanması toplumsal barışa katkı sunarken, aynı zamanda güçlü toplum yapısını oluşturarak; güçlü bir devletin, güçlü bir milli savunmanın, güçlü bir milli kalkınmanın ve güçlü bir milli eğitimin oluşmasında büyük katkısı olacaktır.

Selam ve dua ile.