27 May 2015

PROTO-ATATÜRKÇÜ MU'TEZİLE VE 'KEVSER'

561 sayfadan oluşan bir vesika geçti elime. Uzun zamandır peşinde olduğum bir vesikaydı bu. Hikayesi uzun. Tek cümleyle özeti ise, Fetullahçı Terör Örgütü'nün manifestosu...

Edindiğim bilgilere göre Emniyet içerisindeki örgüt kadrolarına yön çizmek için 1993 yılında Polis Koleji öğrencilerine özel olarak hazırlanmış.

100 adet civarında basılıp dağıtılmış örgütsel bir doküman. Dağıtıldıktan yaklaşık bir ay sonra muhteviyatı nedeniyle deşifresi durumunda örgüte vereceği zararlar hesap edilmiş olmalı ki toplatılmış.

Bir kitap olarak hazırlanan vesikada yazar belirtilmemiş olsa da satırı satırına Fetullah Gülen tarafından hazırlandığı mutlak. Gülen'in halen devam eden sohbetlerinin yayınlanış sistematiği ile onun söylemleri tıpa tıp vesikada yer alıyor.

Vesikanın ismi ise bir hayli eneteresan. Kevser denilmiş. Örgütün kurulduğu günden bu yana izlediği çizgi itibarıyla taban toplamak ve insanları sömürmek için Allah'la aldattığını hep dile getirdim. Ama burada yani vesikaya Kevser adının verilmesindeki maksat kendi başına Allah'la aldatmak değil.

Vesikaya Kevser adı verilmesinin asıl sebebi Bediüzzaman Said-i Nursi üzerinden insanları yönlendinmek. Gülencilere göre "Bediüzzaman'ın risale-i nur külliyatında yer alan ancak hiç basılmayan ve Nur cemaati içindeki birkaç kişide bulunup gizli tutulduğuna inanılan Kevser Risalesi isimli bölüm" sözkonusudur. Said Nursi'nin böyle bir risalesinin olduğuna dair hiçbir yazılı kayıt olmamasına karşın, Fetullah Gülen örgütü, bu risalelerin kendilerinde olduğu yönünde tezvirat yapar.

İşte elimdeki Kevser isimli vesikadan hedeflenen de kendilerine böyle bir üstünlük atfetme çabasıdır.

Peki vesikada ne var?

561 sayfalık vesika tabii ki sadeleştirmeye muhtaç. Fetullah Gülen'in bugün sohbetleri arasına sıkıştırdığı örgütsel mesajlarını, örgütün kimi zaman tabanının kimi zaman da uyuyan hücrelerinin harekete geçişi ile çözümlemekte zorlanmıyoruz.   

Ancak 1993 yılında, devletin kılcallarına sızıntı sürecinin yaşandığı dönemlerde örgüte verilen gizli mesajlarını tam anlamıyla çözümlemek için zannedersem onun literatürüne hakim olmak gerekiyor.

Farklı bir literature sahibi olmadan anlaşılabilecek metinler bölümüne göz attığımda ise, Kevser isimli vesikadaki temel felsefenin, örgütteki tanım karşılığı "Resmi Hizmet" ayağı olan, emniyetteki Fetullahçı örgütlenmeye mensup öğrencilerin zihinlerini örgüt felsefesi doğrultusunda dizayn edip bu yönde davranış modeliyle donatmak, sürekli atıf yapılan ayet ve hadislerle de örgüt içi motivasyonu en üst düzeyde tutmak olduğunu söyleyebilirim.

Vesikayı incelemem devam ediyor. Fetullahçı Terör Örgütü'nün bilhassa emniyet ayağının genetic kodlarının bu vesika ile çözümlenceğinden şüphem yok. Ama buradan bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.

Fetullahçı Terör Örgütü yapılanmasının mu'tezile felsefesini referans aldığını müteakip kereler ifade etmiştim. Çok ilginçtir, elimdeki vesikanın 17. sayfasında, İmam Eş'ari ve Mu'tezile üzerine görüşler beyan edilmiş ve örgüt mensuplarının mu'tezilecilike yönlendirilmesi amaçlanmış.

Bilindiği gibi İslam dünyasında büyük tartışmalara sebep olan Mu'tezileciliği birçok İslam alimi reddetmiştir.

İslam felsefesi ile Antik Yunan felsefesi arasında sentez kurmayı temel edinen Mu'tezilecilik, laisizmin de temel ayakları arasında kabul edilir.

18. yy'da sona erdiğine inanılan mu'tezileciliğin yerini ise çok ilginçtir "proto-Atatürkçü mu'tezile" anlayışı almıştır. İşte Fetullah Gülen Örgütü'nün de referans aldığı bu anlayış bir CIA projesi olan Ilımlı İslam ve Dinlerarası Diyalog temelli Yeşil Kuşak projesinin de temel taşlarıdır.

İslam'daki "hikmet inanışını" kökten reddederek Yunan felsefesiyle sentez kurulmasını öngören mu'tezileciliği İslam'a yatkın kabul ederek savunan bilim adamlarından biri de kimdi dersiniz?

Prof.Dr. Ekmelleddin İhsanoğlu...

Hani 10 Ağustos'ta Erdoğan'a karşı Fetullahçı örgütün dayattığı çatı aday... Bugün de yine Fetullahçıların kontenjanından MHP milletvekili olan zat.

Oyun büyük Türkiyem...