Psikoloji'de yeni umut: Mthfr geni
Modern dünyada stres, kaygı, panik atak, anksiyete, bağışıklık düşüklüğü, kronik hastalıklar artmış durumda. Çünkü az uyuyoruz, kalitesiz uyuyoruz, düzensiz ve sağlıksız besleniyoruz, yeteri kadar hareket etmiyoruz. Ayrıca çok önemli bir konu: Zihnimizi meşgul edip, bizi kaygılandıran konular arttı. Hal böyle olunca vitamin, mineral, hormon dengemiz bozuldu.
Dünya’da
bilim insanları birçok yeni gelişmeler ışığında psikoloji bilimine katkılar
sunuyorlar. Mthfr geni analizi de bunlardan bir tanesi. Dr. Kelly Brogan, Kendine Ait Zihin adlı kitabında şöyle
diyor: “Bu mutasyonlar düşündüğümüz kadar nadir değildir. Sekiz yılda
hastalarımda bu gen için rutin testler yaptım, değişkenliği olmayan sadece beş hastam
vardı.”*
Güzel
haber şu ki: Mthfr Gen mutasyonunuz varsa bile bunu tolere etmenin yolu var,
çözümü var. Ama bunu bilmediğiniz vakit doktor doktor gezersiniz, size psikiyatri
ilaçları verilir vb. Bu hem bir kısır döngü olur hem de kendinden şüphe edersin,
kanıksarsın yaşadıklarını. Oysa senin elinde değildir birçok şey. Kanında her
an gerçekleşen tepkimeler sonucunda sende bazı şeyler eksik bazı şeyler de
fazla salgılanıyordur normal birisine göre. Ama sen bunu bilmezsin.
Bilmediğinde de başka başka branşlarda gezersin, dolaşırsın, boşa pedal
çevirmek gibi olur.
GENETİK DEMEK ÇÖZÜMÜ YOK DEMEK DEĞİL.
Mthfr
gen mutasyonun varsa bunun anlamı şudur: B12 vitaminini, Folat (B9) vitaminini
metil hale dönüştürecek enzimler sende eksiktir. Böyle olunca ne kadar bunları
içeren besinleri yersen ye sistem normal çalışmıyor. Bunların metil halini
dışarıdan alarak metilasyon döngüsü denen döngüyü normal çalıştırmak lazım.
Nedir onlar? Metilfolat ve metilkobalamin. Tabi uzman bir hekim kontrolünde.
Çünkü fazlası da iyi değil… Dengede olması gerekiyor, burası mühim. Mthrf geni
mutasyonlu olan kişilerde hayati önemi olan bir değer: Homosistein yüksek
seyreder. Bu değer düşmeden, metilasyon döngüsü normal çalışmadan siz en maharetli
terapistlerin yanında yatın kalkın iyileşemezsiniz! Hatta en meşhur psikiyatri
doktorlarına gidin bunu çözmeden yine iyileşemezsiniz.
Aynı
zamanda yeni nesil magnezyumlar, B6, d3k2 ve omega3 de çok önemli bu süreçte.
Bunlar da ihmal edilmemeli.
Birçok
iyileşme hikâyesi var bu anlamda. Bunları keşfeden, öğrenen kişiler
hayatlarında çok ciddi dönüşümler yaşıyorlar. Bu “bütüncül vizyon” çokça şifa oluyor.
Bu vizyonun üç önemli sacayağı var: 1)Beslenme 2)Vitamin, Mineral ve Hormon
Dengesi 3)Psikoloji (Terapi Yolculuğu)
Bu
üç madde çok önemli, birini ihmal edince denge bozulur.
Bu
bütüncül vizyon ile tecrübeli uzman doktorların rehberliğinde düşündüğünüzden
çok daha fazla güzel sonuçları almak mümkün.
Bu
anlamda okumanızı önerdiğim öncelikli kitaplar var: Dr. Deniz Şimşek’in Birim,
Dr. Mustafa Kalkan’nın Akılcı ve Bilimsel Takviye Kullanımı, Dr. Ben Lynch’in
Kirli Genler, Dr. Kelly Brogan’ın Kendine Ait Bir Zihin, Dr. Levent Sepit’in
Kronik Hastalıklara Çözüm Var, Dr. Dan Purser The’nin 85% Solution vb.
Türkiye’de
ve Dünyada bu konular, bu bütüncül vizyon, bu bilimsel gelişmeler hızla
yayılmaktadır. Bu alanda Dr. Deniz Şimşek gibi doktorlar eğitimler düzenlemektedir.
Yüzlerce eczacı, doktor bu eğitimlerden istifade etmektedir.
BEN BU HİKÂYENİN ATTAN DÜŞEN YANİ KULLANICI KISMINDAYIM
Bizzat
tecrübe ederek fayda gördüğüm şeyleri aktarıyorum. Tıbbın birçok kulvarını
deneyerek, tecrübe ederek araştırdım. Homeopati, Schüssler tuzları, el, yüz ve göz
okumaları, hacamat, sülük, enerji dünyaları, terapiler… Açlık uygulamaları… Fitoterapi, aromaterapi, ozon gibi IV
uygulamalar. Birçok aktar tanıdığım oldu vb… Lakin bütüncül tıp felsefesi
başka... Öncelik bu perspektif olmalı.
Onlarca
doktora sadece ben kendim, kendi tecrübelerim üzerinden bu vizyonu ve çözüm
önerilerini aktardım. Bu kitaplardan hem işin uzmanlarına hem de kullanıcılara
yüzlerce dağıttım. Çok olumlu geri dönüşler aldım.
Benim
bu anlamda hiçbir maddi beklentim ve çıkarım söz konusu olmadığı gibi hem
vaktimden hem de nakdimden bu işlere ayırıyorum, harcıyorum. Vicdani, insani
bir sorumluluk gereği yapıyorum bunları. İnsanlar biraz daha erken tanışsın bu
gelişmelerle, derdim bu…
BAZI KLİNİKLER İLE ORTAK ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ
Bursa’da
bir psikoloji kliniğinde bu vizyonun hayata geçmesi için katkılar sağladık.
Ekiplerine doktor aldılar, diyetisyen aldılar. Doktor vitamin, mineral ve
hormon dengesini yönetiyor. Diyetisyen kişiye özel fonksiyonel beslenme
önerilerinde bulunuyor. Terapist ise o kişiye uygun terapi yaklaşımları ile
ruhsal süreci ele alıyor. Böylece bütüncül anlamda hareket edilmiş olunuyor.
Bugüne
kadar Bursa Genetik Araştırmalar Merkezine onlarca kişiyi yönlendirmiştik kendi
gen analizlerini bilsinler diye. 12’li kardiyovasküler analiz diye geçiyor.
Mthfr A ve Mthfr C genleri onun içinde. Mthfr C geni bu anlamda daha önem arz
ediyor.
Bahsini
ettiğim klinik ile bu gen merkezi anlaşma yaptı. İmkânı olan birçok danışan
burada genlerini analiz ettiriyor, ona göre çözümleme yapılıyor. Mthfr
genlerinde özellikle mutasyon varsa biyokimyasal olarak burası dengeleniyor
öncelikle ve diğer sacayakları ile eş olarak süreç yönetiliyor. Yaklaşık
örneklemde 100 kişinin geni analiz edildiğinde bu işin uzmanları ile
paylaşılacak. Yüzde kaçında Mthfr gen mutasyonu var diye. Bu süreçte çok güzel
iyileşme hikâyeleri oldu ve olmaya devam ediyor.
Aile
sorunları düzelen insanlar, okul sorunları düzelen öğrenciler, yeniden doğdum
diyen birçok insan, balkona çıkmaya yaşam enerjim yok derken artık düzenli
olarak sosyal hayata katılan insanlar, birçok örnek var.
Sadece
burası değil. Onlarca doktor arkadaşımız kendi çevrelerine bu anlamda katkı
sağlamaya başladı. Bunları gördükçe mutlu oluyoruz.
Ve
bu iyileşme tek boyutlu bir şey değil kesinlikle.
Vitamin
mineral hormon dengesi, beslenme, psikoloji (terapi), inandığı gibi yaşayabilmek…
Bütüncül yaklaşım çok mühim.
ÜLKEMİZDE HERKES KENDİ GÜNDEMİ İLE BÜYÜLENİYOR
Misal
kimisi terapi her şey diyor, duygular her şey diyor. Duyguları deşarj et tüm
hastalıkların şifa bulsun diyor. Genetiği, beslenmeyi vb. hafife alanlar var.
Kimisi de her şey genetik diyor. Duyguları, travmaları, beslenmeyi hafife
alıyor. Kimisi beslenme her şey diyor. Kimisi bağırsak, kimisi iyot her şeye
şifa diyor. Kimisi İngiliz karbonatı, kimisi sirke, kimisi çörek otu… Hep bir
aşırı gitme hali… Oysa olması gereken bütüncül bir denge… Kişiye özel makul bir
çözümleme. Tecrübem bana bunu gösterdi.
Ben
şuna inanıyorum: Aynı olayı A kişisi yaşıyor onda bu travma oluşturmuyor çünkü
kutucukları dolu, hormonlar doğru, vitamin mineral yerinde, o bunu göğsünde yumuşatıyor
indiriyor, oynuyor, diğerine bu füze gibi geliyor. Dengeleyemiyor. Çünkü elinde
değil… Depoları boş, bu onda yüksek duygu dalgalanmaları oluşmasına yani
travmaya sebebiyet veriyor. Çözümü ise dış etkenlere dikkat ederek mümkün…
Her şey
tabi ki de biyokimyasal değil. Ama çok büyük kısmı bu sorunlardan kaynaklanıyor.
En azından buralara bakılması lazım ilk olarak. Burada her şey yolundaysa o
zaman psikoloji biliminden, terapi yöntemlerinden faydalanmak daha hızlı sonuç
verecektir. Tabi şuna da değinmeden geçemeyeceğim, ruhu hesaba katmayan bir
psikoloji yaklaşımı da hep eksik, kısır kalacaktır. Orada da bütüncül yaklaşım
çok mühim. Bu anlamda Tahir Özakkaş, Mustafa Merter, Malik Bedri, Deniz Şimşek
vb. isimlerinin harmanlandığı bir
psikoloji vizyonu… Benim kendimi ait hissettiğim harmanlama böyle olurdu. Yeni
nesil öğrenciler bu vizyon ile çok daha güzel iyileşme hikayeleri anlatacaktır,
buna inanıyorum.
* Kendine
Ait Bir Zihin, Dr. Kelly Brogan, Çev: Nurçin Çağlar, Akademisyen Yay., Ank., İst., 2020,
s.
219