VF kat sol
VF kat sağ

16 May 2018

Ramazan ayı israf ayına dönüşmesin

Ramazan ayı tüm güzelliği, heyecanı ve bereketi ile geldi çok şükür. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş bir basın toplantısı düzenleyerek Ramazan'ın önemine dikkat çekti.

Mübarek Ramazan'ın müslümanları çok yönlü eğiten bir okul gibi olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Ramazan ayı her yıl, bizlere, yeni bir can ve heyecan katmak, bizi kendimizle buluşturmak, değerlerimizi yeniden hatırlatmak, ibadet bilincimizi tazelemek, nefsimizi arındırmak, kardeşliğimizi onarmak için gelmektedir” ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanlığının 2018 yılı ramazan ayı teması olarak "İsraf Olmasın" başlığının belirlendiğini ifade eden Diyanet İşleri Başkanı, "Maalesef bir yanda açlığın, yoksulluğun ve sefaletin pençesinde kıvranan; ekmek, su gibi en temel gıda maddelerinden mahrum milyonlarca insan hayatta kalma mücadelesi verirken, diğer yandan çılgınca bir tüketim ve israfın varlığı maalesef acı bir gerçektir."dedi.

Başkan Erbaş, iftar sofraları başta olmak üzere ramazan vesilesiyle yapılan etkinliklerin ve buluşmaların bir gösterişe ve eğlenceye dönüştürülmemesinin altını çizerek, “Samimi bir niyet ve mütevazı bir yaklaşımla bu ayın bereketini kazanmayı ve hayatımıza kattığı güzellikleri ahlaka dönüştürerek kalıcı hale getirmeyi ana gaye edinmeliyiz” şeklinde konuştu.

Yardım ederken din, ırk, köken ayrımına gitmeyelim

Prof.Dr. Ali Erbaş sözlerine şöyle devam etti:

“Dinimizin bizden istediği en önemli hasletlerden ve tarihten bugüne milletimizin yaşattığı güzel ahlak örneklerinden biri olan yardımlaşma ve dayanışma, Ramazan ayında adeta bir seferberliğe dönüşmektedir. Bireysel çabalarla ya da sivil toplum kuruluşları aracılığı ile yurt içi ve yurtdışında paylaşma ve dayanışmanın en güzel örnekleri yaşanmaktadır. Bu konuda İslam'ın infak ahlakının ilkeleri oldukça önemlidir. Öncelikle yardım eden de yardım edilen de kulluğun gereğini yerine getirmektedir ve birbirlerine hiçbir üstünlüğü yoktur. İster bireysel ister organizasyon eliyle olsun, yardımlaşma ahlakını üstün kılan, mümkün mertebe gizlice, onur, itibar ve haysiyeti zedelemeden yapılmasıdır ve bu ahlaki yaklaşımdan asla ödün verilmemelidir. Bu konuda bir başka önemli husus da şudur; yardıma ihtiyacı olan muhtaç kimsenin asla dini, dili, mezhebi, inancı, ibadeti, bölgesi, rengi ve etnik kökenine bakılmaksızın yardım elini uzatmak iman ve kulluk sorumluluğudur.

Ankara, İstanbul ve Almanya'da kitap fuarı açılacak

Artık Ramazan ayının vazgeçilmez bir unsuru olan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından gelenek haline dönüştürülen Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı'nın bu yıl 37'ncisi gerçekleştirilecek. Vatandaşlarımızın büyük ilgi gösterdiği kitap fuarlarımız bu sene yeniden İstanbul Sultanahmet meydanında 16 Mayıs 2018 tarihinde, Ankara'da ise Gençlik parkı karşısındaki Melike Hatun Camii avlusunda 18 Mayıs 2018 tarihinde kapılarını kitapseverlere açacaktır. Yine ülke sathında pek çok ilimizde, yurtdışında ise Almanya'nın Köln şehrinde vakfımız işbirliğiyle il defa bu yıl kitap fuarları açılacaktır.

Ramazan ayında 90 bin camimizin, ibadetin huzur ve huşu içinde yapılabilmesi; kadınlarımıza, engelli vatandaşlarımıza, çocuklarımıza hazır hale getirilmesi için bütün illerde ve ilçelerde gerekli çalışmalar tamamlanmıştır. Tüm camilerimizde mukabeleler okunacak, her il ve ilçede en az bir camimizde hatimle teravih namazı kılınacaktır.”

SAVAŞ VE ÇOCUK

İstanbul'da gerçekleşen "Çatışma Bölgelerinde Çocukluk Uluslararası Konferansı"ında önemli konular masaya yatırıldı. Savaş nedeniyle yaşanan göçlerden en çok etkilenen ise kuşkusuz çocuklardır. Büyüme ve gelişme çağında yaşadıkları zor bir durumdur. Bir birinden önemli sunumlar gerçekleştirildi.  

“Archikidture” ekibi Proje koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Masoumeh Khanzadeh ekibin 2018 yılındaki ilk atölye çalışmasını, çeşitli yönleriyle çatışma bölgelerindeki çocukların gerçeği (sosyolojik, psikolojik, kültürel vb.) kapsamlı oturumda sundu. “Türk ve Çatışma Bölgelerden Gelen Çocukların Birlikte Tasarladıkları Çok kültürlü Bir Mahalle'' başlığı ile çalışma anına kadarki tüm sürecini paylaşarak ekibin, beraber daha iyi neler yapılabileceğinin peşinde olduğunu aktardı.

Atölye çalışmanın amacı; farklı coğrafyalardan gelen (çatışma bölgelerinden) öğrencilerin kişisel maharet, yaratıcılık ve hayal güçlerini bir araya getirerek farklılığın ve birlikteliğin potansiyeli açığa çıkarmaktır. Bu keşif sürecinin tetikleyicisi olan mimarlık disiplini, düşünsel ve mekânsal üretimleri de olanaklı hale getirmektedir. Temelde, mahalle olgusunu mimari ölçekte ve mekânsal ilişkiler ağı içerisinde pekiştirmeye yönelik gerçekleştirilen “Benim Mahallem” adlı etkinlikte, ilk olarak yapı strüktürü ve cephe elemanları ile beden iskeleti ve vücudu kaplayan deri arasındaki benzer ilişki tariflenerek, yapılacak çalışmanın bir tasarım yaklaşımı olarak yeniden tanımlanması hedeflendi. Çocuklara kendi yaşadıkları mahalleler üzerinden “Bizim tasarlayacağımız mahallemizde neler olmalı?” sorusu yöneltilerek tartışma ortamı oluşturuldu. 3-E sınıfı öğrencilerinin her biri, kendi kullanıcısı üzerinden mahalleye yönelik mekân oluşumlarını gerçekleştirdi. Ayrı ayrı tasarlanan yapılar, çocukların gözünden bir kurgu ve içerikte bir araya getirilmeye çalışıldı. Üretimlerden sonra, beklentileri karşılama durumu ve memnuniyet halleri, her öğrencinin kendi maketini anlattığı ve atölyenin tamamını değerlendirdiği röportajlarla ölçülerek atölye tamamlandı.

ARAP GAZETECİLER İSTANBUL'DA BULUŞTU

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Anadolu Ajansının birlikte organize ettikleri 'Arap Gazeteciler İstanbul Buluşması' programı kapsamında 18 ayrı ülkeden gelen 60 gazeteci kaldıkları bir hafta süre içerisinde İstanbul'da bir çok noktayı gezerek yetkililerden bilgiler aldılar. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Mevlüt Uysal, Kültür ve Truzim Bakanı Numan Kurtulmuş ve Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile de bir araya gelen misafir gazeteciler ülkemiz ve gündemi hakkında bilgiler aldılar. Program kapsamında  3. Havalimanına da giden gazeteciler yerinde görüp inceledikleri havalimanına hayran kaldılar.

DERGİ FUARI SONA ERDİ

Türkiye Dergiler Birliği (TÜRDEB) ve Dünya Dergiler Birliği (World Periodical Union -WPU) tarafından düzenlenen "9. Uluslararası Dergi Fuarı" sona erdi. Bu yıl fuar, "Çocuk Dergiciliği" temasıyla düzenlendi. Dünyada "ilk dergi fuarı" olma özelliği taşıyan fuara bu yıl 25 ülkeden150, Türkiye'den ise 500 dergi katıldı. Yaklaşık 250 etkinliğin düzenlendiği fuarın bu yılki onur konuğu dergisi ise "İtibar" dergisi idi.

800 KİŞİLİK SALONUN DAR GELDİĞİ MUHTEŞEM KONSER

Şef Ali Eser Yönetimindeki İbrahim Turhan Mesleki Teknik Anadolu Lisesi Türk Sanat Müziği Korosu dillere destan bir konser gerçekleştirdi.
Esenler Adem Baştürk Kültür Merkezinin alt ve üst salonlarının ağzına kadar dolduğu, merdiven basamaklarında bile oturanların olduğu bir konser..
Okulun değerli Müdürü Selahattin Dal, müdür yardımcıları, öğretmenlerinin ve Ali Eser hocamızın öz verili çalışmaları ile kısa sürede harika bir koro ortaya çıktı. 
Özenle seçilmiş şarkılar-türküler büyük bir coşku eşliğinde keyifle söylendi. Konserin sonunda iki yıl önce TV 8 de 'O Ses Türkiye' yarışmasının ikincisi olan Aziz Kiraz'da sürpriz yaparak sahneye salonu coşturdu. Gülsüm Karaman hanım da tatlı hoş sunumuyla programı daha da güzelleştirdi.
Konseri sonuna kadar izleyen Esenler İlçe Milli Eğitim Müdürümüze, okul müdürlerine, misafirlerimize desteklerinden dolayı Esenler Belediyesinin değerli başkanı M. Tevfik Göksu'ya çok teşekkür ediyoruz.

USTA YAZAR VE GİZLİ YARDIMSEVERİ KAYBETTİK

Mehmed Niyazi Özdemir diye bilge- şahsiyetli- örnek- güzel bir insan göçtü bu dünyadan. Onu tanıdıkça yaşarken tanışmadığınız için çok üzüleceksiniz.

‘Yazılamamış Destanlar' ‘Çanakkale Mahşeri' ‘Yemen Ah Yemen' romanları okuyucuları tarafından çok çok sevilmişti. Kitapları baskı üstüne baskı yapmıştı.

Usta yazar Mehmet Niyazi Özdemir aynı zamanda yardımseverliği ile de biliniyordu. Kendisi yemiyor yediriyor, giymiyor giydiriyordu. Sayısız öğrenciye burs veriyor bunun da duyulmaması için büyük çaba sarf ediyordu. Bir öğrenciye daha fazladan yardım etmek için simit yiyor, fazla kıyafet almıyor ama öğrencilere yardımını yapıyordu. Allahım rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.

KAHKAHA

Birkaç yıldır postacılar zilimi fazla çalar oldular. Her çaldıklarında evime bir birinden güzel dergi, kitap, gazete getirirler. Bazen “Bunların hepsini okuyor musun?” diye şaka da yaparlar.

En son gelen kitabı gerçekten çok beğendim. Bazen yüksek sesle kahkaha attığımdan dolayı diğer odadan “Hayırdır ne oldu” sesleri yükselir. Bazen de hüzünlendirir.  Kitabın ismi “Kahkaha” ama ilk K harfi askıda. Onun için kitap hüzün ile, kahkaha arasında gidip geliyor. Yazarı Kontv'nin değerli sunucularından Kübra Aktaş. Anılarını, izlenimlerini anlatmış Kübra. Bu arada Konya ve Trabzon'u değişik açıdan harika anlatmış.

Kübra Trabzonlu. Kitapta da kullandığı dil Trabzon dili. Okurken Karadenizli biri ile sohbet ediyormuş havasına giriyorsunuz.  Mutlaka temin edin ve okuyun. İnanın pişman olmayacak dönüp dönüp tekrar okuyacak ve bana tavsiyeden dolayı teşekkür edeceksiniz.

Kitaptan kısa bir örnek

‘Her Şeyi Bil de Yapma!'

“Her şeyi bil de yapma” sözünü ilk kim buldu?  Bu taktiği en güzel hangi anne uygular? Ve telkinle her şeyi öğrenmek zorunda kalıpta ‘Bana ne yaa? Biliyorum ama yapmayacağım !”   diyebilen kaç kız vardır.

En masum çağında bu telkinle büyütülüp “ El evine gidecesun, bilmey demesunlar” cümlesiyle gaz verilen biri olarak  kendimi küçük abimle harç karararken, büyük abimle yaylada tırpanla çayır biçerken, babamla kamyon lastiği değiştirirken buldum. (….) Ben en fazla en ince yaprak sarması nasıl yapılır onu öğrenmeliydim. Gerçi iki saat boyunca ince ince yaprakları saracağım millet gelip iki dakikada löp löp yiyip bitirecek hee…

Uuuuuu  gaç gaç o kadar uğraşmışım ben. Yok yok . Ver ağabeycim ordan çimentoyu, şu taşları toplayalım, şu tırpanı da bileyleyin. Şu lastik de sanki hava kaçırıyor ona da yama yapalım.  Sarma da yemeyiverin..