13 Şubat 2017

Referandum bizleri ayrıştırmamalı

Anayasa değişikliğini 18 maddesiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanının onayıyla beraber referandum süreci başlamış oldu. 16 Nisan 2017 de sandık başına gideceğiz.

Geçtiğimiz hafta süreçle ilgili olarak gereksiz bir tartışma başladı. Bir mizah dergisini kastini aşan karikatürü sosyal medyada epeyce gündem oldu. Bu karikatürde Şeytan figürüyle oturan biri;

-Cidden sen nasıl Şeytan oldun? Diye soruyor,

-Emredilence tüm melekler evet, dedi

-Sen?

-Hayır…

Cümleleriyle meram anlatılmaya çalışılırken cidden olmaması gereken bir pot kırılmış… Baştan sona yanlış, baştan sona problemli, baştan sona gereksiz bir karikatür…

Türkiye'de insanlar dertlerini anlatırken bir birlerine saygı duyarak bir şeyler yapmak zorundalar, sonuçta yapılacak olan Meclisin kararı, Cumhurbaşkanının onayı ile işlemin halka sunulmasından öte bir şey değil…

Türkiye referandumda EVET derse, hükümet sistemi değişecek, Hayır derse eski tas eski hamam olmaya devam edecek… Ucunda kıyamet yok… Ülkeyi gereksiz germeye gerekte yok…

Hayır cephesi bu ülkede müthiş çalışıyor, ortamı dakika dakika germeyi çok iyi biliyorlar. Meral Akşener'in toplantısında elektriğin kesilmesi ve bunun yansıtılma biçimi, Sivas'ta bir Cem evinde çıkan yangının farklı bir yere doğru çekilmesi, Kanal D de artık yeterince ilgi çekmeyen bir sunucunun işten çıkarılmasının “Hayır”cılığa bağlanması ve önümüzdeki süreçlerde göreceğimiz nice sunum biçimleri bu çabaların göstergesidir.

EVET cephesi, tüm maddeleriyle haklı bir değişim olsa da ilk dakikadaki sunum biçimiyle ben bu işin altında mı kalsam havasında… Dini figürler üzerinden, Sayın Cumhurbaşkanı üzerinden yapılacak bir propaganda bu işin iyi tanıtılamadığının da nişanesi olarak ortada… 15 Temmuz yorgunluğunu henüz üzerinden atamamış bir halk var. Hala kendine gelememiş, peki bunun bana ne faydası var havasında olanlar ve en önemlisi 7 Haziran öncesi gibi ciddi kırgınlar ve kızgınlar var. Hükümetin burnunu tekrar sürtelim diyenler. İktidar Ne kadarını okuyabildi alanda göreceğiz. Bir de üstüne bakın ben EVET propagandası yapıyorum deyip işin içine zehir katanlar var ki, o da hepsinden beter bir hava… Durmadan sağa sola saldıranlar, bu davanın esas erlerini küstürme hevesinde olanlar… Darbe girişimi gecesi ortalıktan yok olup bir gün sonra kahramanlık havasıyla ortada fink atanlarda EVET'e darbe vurma yolunda emin adımlarla ilerliyorlar.

EVET cephesi bu yarışı kazanacaktır, çünkü bu ülkede yıllardır gelen her iktidar Başkanlık sisteminin gereklerinden bahsetti durdu. Parlamenter sistemin eksikleri konuşuldu. 7 Haziran seçimiyle ortaya çıkan sonuç ve hükümet kurulamaması da bu gerekliliğini tüm çıplaklığıyla önümüze koydu. Halk 7 Haziranı unutmadı unutmayacak. 15 Temmuzu da unutmadı. Lakin yapılacak bir yanlış çok şeye mal olabilir. EVET cephesinin en az hayır cephesi kadar çalışması gerekiyor. Bu sistem değişikliği acil dertlerimizin hızlı çözümü olarak önümüzde duruyor. Ama yanlış bir alan çalışmasına karşı da uyanık olunmalı…

Mesele ne Recep Tayyip Erdoğan ne de başka biri değil, dünyada faniyiz, bugün Erdoğan var yarın kimin olacağı belli değil, hedef heder edilmeyen bir ülke olmalı ve kimse ideolojik yaklaşımlarla bu ülkenin geleceğine ket vurmamalı… Biz de buna müsaade etmemeliyiz… Kaldı ki bu referandum da dünyanın ne ilk günü ne de sonu…

Selam ile efendim…