VF kat sol
VF kat sağ

07 Ocak 2019

Robot Sophia Kimin Çocuğu (2)

Allah CC'nün İblisin kötülüklerine dair Âdem AS'a daha önce yaptığı tüm uyarılara rağmen Cennette Âdem AS ile İblis arasında geçen sahne çok dramatiktir.

İblis, daha önceden yapacağını belirttiği gibi Âdem AS'a yaklaşarak yasak olan işi yapmasını tavsiye eder ve o işi güzel gösterir.

Söylediği yasak işte kullandığı ikna argümanı sonsuzluktur.

Sonsuz güç ve sonsuz ömür.

İnsana imtihan konusu olması ve duruşunu göstermesi hasebiyle sonsuzluk hususunda bir açık pozisyon algısı yüklenmiştir.

Sonsuz güç ve sonsuz ömür; hükmetmenin, en büyük sözü söylemenin, geri dönülmez adımları atmanın velhasıl ilahlığın bir belirtisi ve yansımasıdır.

Sonrasında İblisin aldatmasına kanarak o yasak işi yapan Âdem AS ve Havva anamız, hata ettiklerini anlarlar, tövbe ederler ve tövbelerinin kabul edilmesi sonucunda yeryüzüne gönderilirler.

Bu, Hz. Âdem ile İblis arasında geçen ilk hadise değildir.

İlki Hz. Âdem AS'ın kelimeleri sayınca İblisin buna saygı duymaması, ikincisi ise İblisin Hz. Âdem AS'ı sonsuzluk duygusuyla kandırarak Cennetten çıkmasına sebep olması.

Yeryüzüne indirildikten sonraki diğer bir hadise ise Hz. Âdem AS'ın çocuklarından Kabil'in Habil'i öldürmesidir.

Yine burada İblisin insanlara vesvese ve fitnesi söz konusudur.

Kabil ile Habil arasındaki basit bir ticari hususu fitne konusu yaparak Kabil'in Habil'i öldürmesini öğütleyen İblis, Kabil'i şeytanileştirmiş, kendi tarafına çekmiş ve yeryüzündeki ilk ve büyük fitneyi başlatmıştır.

Yaratılış esnasında, cennette ve insanlığın yeryüzünde geçirdiği ilk anlardaki bu fitne, İblisin günümüze kadar devam ettirdiği ve kıyamete kadar da sürdüreceği bir tavırdır.

Bunu bu şekilde sürdüreceğine dair beyanları da ortadadır.

Allah'a inananlar ve Habil'in yolundan gidenler ile İblise inananlar ve onun yolundan gidenlerin bu çatışması ilelebet sürecektir.

Söz konusu çatışmanın dünyadaki yansıması ise düzenin bozulması şeklinde olmuştur.

Doğal yaşam,

İnsanlar ve toplumlar arası ilişki,

Üretim şekli,

Ticaret,

Yeryüzünün paylaşımı,

Kaynakların bölüşümü,

Özgürlükler,

Dini yaşam

Ve benzeri tüm konular daha ilk baştan itibaren barış ya da savaş sebebi olmuştur.

Bir tarafta daha en başından itibaren İblisin tarafında olan küreselci, paganist, şeytani, firavunların ve nemrutların soyundan gelen, hatta kendilerinin Niburi gezegeninden geldiklerine inanan, yeni dönemde de 4. sanayi devriminin sahipleri, bir yol bir kuşak projesinin hamileri, yapay zekâcı, otonom sistemci, transhümanizmci, robotçu, nesnelerin internetini planlayan, Marsa gitmeyi hayal eden ve son olarak teknolojinin her şeyi çözdüğünü iddia edenler…

Diğer tarafta, doğal, normal, sünnetullaha ve yaratılışa uygun, insani, kadim, örfi, peygamberi, teknik üretimci ve Allah'ın sözünün tarafında olanlar…

Daha en başında yaratılış esnasında bu fitneyi ve kargaşayı sorgulayan meleklerin tavrı tarafsız, temiz, sarih ve fasih aklı temsil etmektedir. Böylece Allah'a itaat eden bu akıl suçsuz ve masumdur.

İlahi hikmet sonucunda oluşan insani erdemi, temiz aklı, varlığımızı sürdürmemizi sağlayacak sünnetullaha uygun kavram ve kelimeleri reddeden, buna karşılık hasedi, fitneyi, sonsuzluğu, isyanı, kan ve bozgunculuğu savunan, önceleyen ve her haliyle sürdüren İblis ve şeytani tavır suçludur ve günahkârdır.

Ve bu tavır en başından itibaren Allah'ın insana verdiği değeri çekememekte ve yok etmeye çalışmaktadır.

Bunun için teknolojik gelişme yalanına başvurmaktadır.

Son yok oluş projelerinin başlangıcı 18. yüzyılda makinenin yani motorun icadı iledir.

Güneş her gün vaktinde doğup batarken, buğdaylar yeterince başak, tavuklar yeterince yumurta, inekler yeterince et ve süt verirken ne oldu da makine icad edildi?

Çalışması için sürekli enerji, üretmesi için hammadde ve ürettiği ürün yığınlarının tüketilmesi için sürekli bir çaba sarf edilen bu “canavar” niçin icad edildi ve düğmesine basıldı?

İlk zamanlarda kara kömür ile kara düzen çalışan makine daha sonraları elektrikle çalıştı.

Bir sonraki adımda çalışma, üretim ve stok dengelemesini hesaplamak için işlemciler ve bilgisayarlar icad edildi.

Son 25 yıldır ve bundan sonraki gelecekte ise en büyük hainliklerini, fitnelerini ve zulümlerini gerçekleştirmek üzere internet ve yapay zekâyı ortaya koydular.

Bunların tamamını fırsatçı ve faydacı bir şekilde, daha hızlı, daha kolay, daha güçlü, daha konforlu, daha hassas, daha ucuz, daha güzel ve benzeri kavramlarla insanlara kabul ettirdiler.

İlk başlarda dayanıklılık, sağlamlık gibi kavramları kullandılar ama artık bu kavramları kullanmalarına gerek kalmadı.

Tüm bunları yaparken, meleklerin gayb âlemindeki temiz sorgulama tavrını bize unutturarak, niyetlerine dair hiçbir şeyi fark etmemize müsaade etmeden planladıkları adımları atmaya devam ettiler.

Buna karşılık hedefledikleri gelişmenin vardığı son nokta itibarıyla yapay zekâ, 3D print teknolojisi ve robotları hayatımıza sokmaya hazırlanıyorlar.

Tamamıyla doğadaki yaşamdan esinlenerek kopyalanan robotların vardığı son noktada, kanat çırparak uçan kuşlar, yüzgeçleri ile yüzen balıklar, atlar gibi koşan, eşekler gibi yük taşıyan ve insandan daha mükemmel ters takla atan robotlar yavaş yavaş gündemimize sokulmaya başlandı.

Sentetik deriyle kaplanmış, hızlı işlemciler ile donatılmış, öğrenip karar vererek irade ortaya koyma becerisi kazandırılmaya çalışılan robotlardan bahsediliyor.

Cloud teknolojisi ile her şeyin kaydedildiği, dijital gözlükleri ve artırılmış sanal gerçeklik ile desteklenen yeni nesil bir medeniyet geliyor.

Drone'lar ile her şeyin ayağımıza getirildiği, insanların sosyal medya ile dönüştürüldüğü ve bireyselleştirildiği, eko kentler, smart kentler ve lojistik kentler ile yeni nesil bir yaşamın vaad edildiği bir ortamda bir de sembol robotlar insanlara gösterilmeye başlandı.

İlk başta Alan Turing'in enigma şifresini çözen mekanik makinesinin şifreyi çözdüğünü Almanlara hissettirmemek için rastlantısal bir algoritma ortaya koyma gayretinden matematiksel bir işlemi çözen ilk bilgisayarlara, sonra PC'lere, oradan da süper hızlı internet ve bilgisayarlara gelindi.

İlk olarak Robot Asimonun merdiven çıkması ve Davos zirvesinde kısacık boyuyla dünya liderleri ile tokalaşması hafızamıza kazındı.

Bu arada merdiven çıkmak için gereken iş ve eylemlerin ne kadar zor, karmaşık ve estetik olduğu gerçeği karşısında insanlar olarak ne kadar şükretsek az olduğunu belirtmek isterim.

Arada Deep Blue bilgisayarlar ve insan olarak süper şampiyonumuzun yenildiği satranç maçlarını konumuz olmadığı için anlatmıyorum.

Şimdiler de ise Sophia adlı, dişi ama saçları olmayan robotun, kadınların araba kullanmasının bile yasak olduğu Suudi Arabistan'ın vatandaşı olduğunu, evlenmeyi düşündüğünü ve insanları öldürmek istediğine dair sözler sarf ettiğini söylesem ne düşünürsünüz?

Bu arada öğrenen ama öğrendiğini gizlemeyi öğrenen yapay zekâlardan bahsedildiğini de belirteyim.

Ayrıca beyinden beyine iletişimin sağlandığını, beyindeki düşünceleri resmeden makineler yapıldığını, hafızanın ve şuurun bilgisayarlara aktarılmaya çalışıldığını biliyoruz.

Tüm bu bilgiler ışığında ölen bir kimsenin tamamıyla kopyası olan bir robot ve o robota aktarılan hafıza ve şuuruyla yaşamını devam ettirebilme ihtimalinin İblisin cennetteki sonsuzluk teklifi içeren yasak işle ilgisini hatırlayın.

Bu arada “yapay zekâlı Sophia'nın annesi zaten yok da atasının kim olduğunu” zaten anlamışsınızdır.