VF kat sol
VF kat sağ

04 Ocak 2016

RTÜK, RANTSAT ve erotik sektör lobisi

TÜRKSAT'ı RANTSAT'a dönüştürmek isteyenlere karşı gerek yönetmelikle gerekse Üst Kurul kararlarıyla direnen RTÜK, erotik sektörü ve korsan pazarlamacıların hedefi oldu; bu da doğal. Peki buna iktidara yakın kalemlerle medya nasıl alet oldu?

RTÜK'le ilgili yürütülen tartışmalarda bir bit yeniği olduğunu düşündüğümden, bu tartışmalara hep şüpheci yaklaştım.

Bazı yazarların ortaya attığı iddialar konusunda, RTÜK kanununa göz atınca, şüpheci yaklaşmamak da mümkün değildi. Çünkü bu iddialar içerisinde, AK Parti yanlısı görünen medyaya yönelik kapatma kararlarından kaynaklı suçlamalar da vardı ki; bu RTÜK kanununda karşılığı olmayan iddialardı.

6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un Doküzüncü Bölümünde, “Seçim Döneminde Yayınlar” başlığıyla, RTÜK'ün buradaki yetkileri tamamen YSK'ya dayandırılıyor. Bir nevi sekreterya görevi tevdi ediliyor RTÜK'e.

Mesela ilgili bölüm, Madde 30'da;

(1) Seçimlerle ilgili olarak seçim dönemlerinde yapılan yayınlara ilişkin usul ve esaslar Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenir.

(2) Üst Kurul, medya hizmet sağlayıcılarının seçim dönemlerindeki yayınlarını Yüksek Seçim Kurulunun kararları doğrultusunda izler, denetler ve değerlendirir.

(3) 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 149/A maddesinde düzenlenen hükümler, Yüksek Seçim Kurulu kararlarını müteakip Üst Kurulca yerine getirilir.

İfadeleri, seçim yasaklarına dair tüm yaptırımların, YSK kararlarının uygulanmasından ibaret olduğunu tartışma götürmez bir gerçek olarak seriyor önümüze.

Yine “Siyasî reklam” başlığı altındaki Madde 31'da yer alan düzenlemelerde de partilerin seçim reklamlarının düzenlenmesi YSK'ya bırakılıyor.

RTÜK Kanunu'nun 30 ve 31. Maddeleriyle, yaptırımların YSK kararlarına dayandığını anlamak için ön hukuk bilgisine bile sahip olmaya gerek olmadığını söyleyebilirim.

Hal böyle iken, yine bazı dindar yazarların başını çektiği ve RTÜK'ün lağvedilmesine varan eleştiri korosunun asıl maksadı ne peki?

RTÜK'te Paralel Yapılanma olduğu iddiaları, RTÜK'ün sadece sekreterya görevi ifa ettiğini ispatlayan kanun maddeleri gözardı edilerek köpürtülürken, TÜRKSAT'ı RANTSAT'a dönüştüren çarpık ilişkiler yumağı mı örtülmek isteniyor?

Bu en kritik sorunun cevabını, bir sonraki yazımda ayrıntılarıyla ele alacağım; lakin RTÜK'ün Paralel Yapı iddiaları nedeniyle lağvedilmesi teklifinde bulunanlara şunu sormak istiyorum:

Bu mücadele samimiyetinizle(!), Paralel Yapı'nın 4 bini aşkın mensubunun cirit attığı yargı, onbinlerce mensubunun hala at oynattığı emniyet, 1991'den bu yana sistematik olarak yapılandığı kamu yönetimi ve Ali Babacan'dan güç alarak hegemonya alanına dönüştürdükleri Hazine gibi kurumlar için de aynı teklifi yapabilecek misiniz?

Bu soruya cevap bile veremleyeceğinizi biliyorum; zira “ışık yakmak” yerine “karanlığa küfretme” kolaycılığı daha cazip geliyor size.

Seçimler öncesinde, YSK'nın radyo televizyon yayınlarına dair sınırsız yetkilerinin kısıtlanmasını teklif eden kanuna (Haziran ayında) AK Parti'nin neden destek vermediğini sorgulamak ya da RTÜK kanununda düzenleme teklif etmek yerine, kurumun kökten lağvedilmesi kolaycılığına başvurmanız da bu cazibeye esaretinizden.

Bütün bunları anlayışla karşılayacak olsam bile, radyo ve televizyon yayıncılığının denetime tabi tutulmasının bir egemenlik sorunu olduğunu idrak edemeyişinizi anlayamıyorum.

Bunları da bir kenara geçtim; şu soruların cevcabına ulaşmak zorundayız:

- RTÜK'le ilgili Paralel kamuflajlı saldırı korosunu 21 Kasım 2015 günü harekete geçiren şey ne?

- 25 Kasım günü yapılan RTÜK Üst Kurul toplantısına sunulmak üzere hazırlanan ve erotik hizmet(!) ve ürün sektörü dahil bir çok zararlı yayının uydudan indirilmesine direnen TÜRKSAT'a yasal yaptırım da öneren teklifle bu iddialar arasındaki zaman ilişkisi tesadüf mü?

Hiçbir somut veri olmadan, Paralelci ithamına maruz kalan üst düzey RTÜK bürokratları imzalı bu teklif ve 26 Haziran 2015 tarihli yönetmeliğin uygulanmasına dair haklı ısrarcılık, ister istemez bu iddialarla, RANTSAT'a dönüştürülmek istenen TÜRKSAT arasındaki bağı da açığa çıkardı.

TÜRKSAT'ı RANTSAT'a dönüştürmek isteyenlere karşı gerek yönetmelikle gerekse Üst Kurul kararlarıyla direnen RTÜK, erotik sektörü ve korsan pazarlamacıların hedefi oldu; bu da doğal. Peki buna iktidara yakın kalemlerle medya nasıl alet oldu?

Gücenmece darılmaca yok; yarınki yazımda, bu sorunun cevabını, RTÜK kanununu arkadan dolaşarak rant elde etmek isteyen taşeron firmaları ve TÜRKSAT'ın RTÜK'e yönelik keyfi tutumuyla, RTÜK'ü hedef alan saldırıların ibretlik öyküsünü ele alacağım.

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir