Açık söyleyelim; Avrupa'yı terör diplomasisi ile esir alarak AYILIK yapanlar, tarihte yaptıkları gibi Türkiye'yi de terör diplomasisi ile esir almak isteyecektir.

Yapılan tüm uyarılara rağmen sınır ihlalini sona erdirmeyen Rus savaş uçağının, uzun süredir gündemde olan Türkmen Dağı yakınlarında Türk Savaş uçaklarınca düşürülmesi, bir anda dünya gündemine oturdu.

Bölgede var olan savaş hali, hemen sınırımızda olan Yamadi köyü civarına düşen Rus savaş uçağıyla yeni bir boyut kazandı.

Uluslararası sözleşmeler ve hukuk çerçevesinde belirlenen angajman kuralları açık…

Bir ülke sınırlarının ihlal edilmesi durumunda, gerekli uyarılara cevap alamayınca, bu angajman kurallarına başvurur.

TSK'nın kamuoyu ile paylaştığı radar izlerinde sınır ihlalleri çok açık görülüyor. Bu durumda Türkiye, uluslararası sözleşmelerden doğan hakkını kullanmış; bu çok açık.

Asıl cevaplanması gereken sorular, Rusya'nın, bu sonucu getiren gerilimi neden tercih ettiği ve bundan sonra nasıl bir yol izleyeceği?

Belli ki uzun zamandır bu ihlalleri tekrarlayan, bu yöndeki uyarıları yok sayan Rusya'nın asıl amacı gerilimi daha da tırmandırmaktı.

Olayın hemen akabinde “sınır ihlalinin söz konusu olmadığı” açıklaması, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un Türkiye'de düzenlenecek olan Rusya-Türkiye Ortak Stratejik Planlama Grubu toplantısı programını iptal etmesi, Putin'in Güvenlik Konseyini acil toplantıya çağırması planlı bir gerilim olduğu algısını güçlendiriyor.

Amacı neydi peki?

Rusya'nın buradaki en temel amacının, Türkiye'nin Türkmen Dağı ve Bayır Bucak bölgesine müdahale alanını daraltmak olduğu aşikâr. Zira Türkiye, Rusya'nın bu bölgeye yönelik hava saldırılarını derhal durdurması çağrısı yapmış, bu yönde Büyükelçi'yi de Dışişlerine çağırarak uyarmıştı.

Rusya, bu gerilimi fırsat bilerek, Türkiye'nin kendisi için hem soy bağı hem de stratejik önemi olan bölgeye müdahalesini uluslararası gündem üzerinden engellemeyi hedefliyor.

RUSYA ŞİMDİ NE YAPABİLİR?

Peki sadece bununla mı yetinecek? İzleyeceği yol ve cevabı sadece bu mu olacak?

İşte orası tehlikeli bir alan…

DAEŞ'in düzenlediği Paris patlamaları ile Rusya diplomatik olarak Avrupa'yı adeta esir almış durumda. Paris patlamalarının arkasında Rusya'nın karanlık diplomasisinin olduğunu bilmek için âlim olmaya gerek yok. En kötü olasılıkla İran üzerinden yürüttüğü bir terör diplomasisi bu…

Uluslararası aktörleri, Rusya'nın Suriye politikasına (Çin ve İran ile birlikte) itaat ettirmek isteyen Rusya, terör diplomasisi yürütüyor ve bunun yansımalarından biri de Paris saldırıları.

Paris saldırılarının, bunun dışında Küresel Sistem tarafından da desteklendiğini, İngiliz aklının kontrol dışına çıktığı bir stratejinin yansıması olduğunu da bir kenarda tutalım.

Gelelim bugüne… Rusya, Türk F 16'ları tarafından düşürülen Rus savaş uçağı için Rusya nasıl bir yol izleyebilir?

Açık söyleyelim…

Avrupa'yı terör diplomasisi ile esir alarak AYILIK yapanlar, tarihte yaptıkları gibi Türkiye'yi de terör diplomasisi ile esir almak isteyecektir.

Onlar için içerde işbirlikçi bulmak kadar kolay bir şey de yok. Hele milli menfaatler söz konusu olduğunda bu menfaatlere kastedenler kim olursa olsun, onlarla aynı yatağa girenler, ayıyla aynı yatağa girmek için bir dakika bile düşünmezler.

Bu nedenle sadece sınır ihlali değil egemenlik haklarımız doğrultusunda da angajman kuralı uygulaması olan bu hamle, çok dikkat etmemiz gereken dönemin de başlangıcıdır.

Bilhassa İstanbul ve Gaziantep en dikkat edilmesi gereken bölgeler…

Rabbim yâr ve yardımcımız olsun…