14 Temmuz 2020

Saatli bomba: sosyopat

 

 

Dikkat, bir sosyopat yetiştiriyorsunuz! Bu uyarıyı veto etmeden önce zihninizin kilidini açıp söyleyeceklerime kulak veriniz. Zira kendinizi sorumluluk sahibi birey, ebeveyn (ebeveyn adayı)  yahut bir eğitimci olarak görüyorsanız söyleyeceklerim bir hayli ilginizi çekecektir.

Yetişkinler olarak çocuk yetiştirirken elimizdeki tüm imkânları seferber edip, iyi niyetimiz ve sevgimizle bir gelecek büyütüp toplumun bağrına bırakırız. Kundaktan mezara sorumluluğunu üstlendiğimiz; iyi niyet ve sevgi ile büyüyen bu nesiller nasıl olur da birer sosyopat oluyorlar? Sanırım iyi niyet ve sevgimizin kurbanı olarak doğruluğuna inandığımız bazı düşünceleri zihin hapishanemizden tahliye etmezsek bu soruya cevap bulamayacağız.

Peki nedir bu tahliye edilmesi gereken savlar? Küçük yaşta çocuklarımıza sunduğumuz abartılı hizmet, aşırı korumacılık, arzulara sınır koymamak gibi davranış kalıpları ile korkunç bir sosyopat meydana getirmiş oluruz. Mesela bir düşünün; Çocuğumuz bize gelip su istediğini söyleyebilecek kadar gelişim göstermiştir. Fakat çocuk isteğini tam söylemeden sözünü kesip adeta bir can kurtaran edasıyla ona hemen su verdiğimizi düşünelim. (Pek yabancı gelmedi değil mi?) Kendini ifade edebilme gücünü ve isteğini elinden aldığımız bu yavrucak, artık isteklerini dile getirmeden veya tek kelime ile zahmetsizce arzularının yerine getirildiğini gördükçe bunu benimseyecektir. Kendi elimizle yarattığımız ve buyurganlığa teşvik ettiğimiz çocuk; artık şımarık ve bencil kişiliğe sahip olmakta gecikmeyecektir.

J.J. Rousseau, Emile adlı kitabında  ebeveynlerin abartılı hizmet sunmaları ile ilgili şöyle düşünceler paylaşır: "Anne babaların birçoğu çocuğun istediği her şeyi önüne koymakla ona iyilik yaptıklarını zannederler. Gerekçeleri şudur: 'Ben yokluk çektim, çocuğum rahat yaşasın.' Ancak tüm arzularının yerine getirilmesine alışan bir çocuğun günün birinde bazı şeylerden yoksun kaldığında yaşayacağı yıkım  hiç düşünülmez."

J.J Rousseau'nun da bahsettiği gibi yoksunluk karşısında büyük bir yıkım yaşayan bu saatli bombalar birer yetişkin olduklarında "hayır" cevabını alıp reddedildiklerinde her an toplumun bağrında patlayabilirler. Maalesef yaşadığımız çağda toplumun her kesimine ulaşan; şiddet olaylarının, öfke krizlerinin, cinayetlerin inanılmaz artışı da büyüttüğümüz sosyopatların meziyetleridir. Sevgili okur, çocuk yetiştirirken boşvermişliğin hiçbir çeşidine yer vermeyecek kadar kaygılanmayı etik buluyor, bunu bir ödev ve görev olarak zihinlerimizin ilgi merceklerine sunuyorum...

 

 

Kübra Değirmenci