08 Nisan 2019

Seçim gasbından parti içi darbeye giden yol

İstanbul seçimlerinde milletin gerçek iradesinin sandığa yansımasına engel olan bir organizasyonun sonuçlara yönelik örgütlü müdahaleleri çırılçıplak biçimde ortada! Böyleyken yüzlerinde ebleh bir gülümsemeyle “salağa yatıp” yumuşacık bir sevecenlikle, kitleleri tahrif edilmiş seçim sonuçlarını kabullenmek gerektiğine ikna etmeye çalışan odaklar var. Onlar, seçimlerdeki tertibi örgütleyen iradenin ardı sıra yürüyüp kendilerine tevdi edilmiş görevi bilinçli şekilde yerine getiren ardıl süpürgeciler. Herkesin eli herkesin cebinde erenler... Hiç vakit kaybetmeden hızla parçadan bütüne gitmek zamanı! Atama ve parti içi görevlendirmelerde şahısların kişisel hikayelerini, kariyer haritalarını analiz ederken, kasten ve ısrarla gözden kaçırılan bu yönteme bigâne kalınması sebebiyle hükümet uzun süredir bir bakar kör durumunda. Bu yüzden de yediği yumruğu nereden aldığını görmeden grogi durumda ringte geziniyor gibi bir hâli var.

Kişisel kariyer haritalarındaki kara noktaları anlaşılmaz bir aymazlıkla görmezden gelmeye yönelik bir teamül oluşturuldu. FETÖ kültünün çok güçlü olduğu, onlardan izinsiz nefes bile alınamadığı ve mutlak hakimiyetlerini tesis ettikleri kurumlar içerisinden bürokrasiye girmiş, yükseltilmiş, terfiler almış, kendisine ek unvanlar ve mâkamlar dağıtılmış, parlatılmış, lehlerine lobi çalışmaları yapılmış adamlar ve kadınlarla vığıl vığıl kaynıyor devlet.

17/25 Aralık tarihlerini milât kabullenip öncesini ibrâ etmeyi sıradan bir memur ve kamu görevlisi için esas kabul edebilirsiniz ama bakanlıkları, başkanlıkları, bürokrasiyi, meclis sıralarını, belediyeleri, ve parti teşkilatlarını teslim edeceğiniz kimseler için bu kriteri kullanamazsınız!

İnsanlarınızın hafızalarında taptaze şekilde kendileriyle ilgili bir yığın rahatsız edici, söz, görüntü ve ilişkiler ağı bulunan şahısları kamu görevlisi, parti yetkilisi veya aday olarak halkın karşısına çıkaramazsınız.

Görev yaptığı bakanlıkları bu FETÖ kültünün çiftliğine çevirdiği sâbit olan adamlara parti organlarını ve teşkilatlarını teslim edemez bu yapıları onların onay, tavsiye ve ret filtresinden geçmiş isimlerle dolduramazsınız. Aksi taktirde sandıklarınıza müdahale edilirken oturup seyreden ve sahayı bomboş bırakarak muarızlarınıza tertipleyecekleri desise ve komplolar için alan açan adamlar size karşı başka teşebbüsler de hazırlarlar.

Meselâ parti içi bir darbe gibi!

Örneğin Ak Parti MYK, MKYK'sını oluşturan isimlerin yukarıdaki kriterlerle incelenmesi hâlinde karşımıza nasıl bir tablo çıkacağını merak ediyorum. MYK, MKYK ne ise meclis grubunun da öyle olduğunu düşünüyorum. Ancak şimdi öncelik seçimlerin gasbının engellenmesi! Fakat yukarıda söylediklerimi bir kenara atarak hiç bir konuda mesafe kaydedilemeyeceğini bilmelisiniz. Seçimlere dönerken yukarıda söylediklerimi zihninizin yedeğinde bulundurun.

Son İstanbul seçimlerinde YSK'nın kamudan yaptığı görevlendirmelere bakın! Hiç bir kamu personelinin etnik kökenine, mezhebine, iline, ideolojik aidiyetine bakılmadan çalışanların genel ortalamasına uygun bir dağılımla görevlendirmeler olmalıydı değil mi? Sahadaki gözlemler ve diğer kamu çalışanlarının intibâsı, etnik asabiyet takıntılı, politik mezhepçi, muhalefeti osepsiz hezeyana dönüşmüş kimselerin özellikle sandık başlarında, birleştirme ve sayım alanlarında görevlendirilmiş olabileceği şüphesini güçlendiriyor. Hem görevli olanlar hem de görevli olmamasına rağmen orada olanlar hem de yasal olarak görevli olamayacağı hâlde resmen görevlendirilip oyların sayım ve kayıt alanlarında fink attırılarak halk iradesinin mahremiyeti üzerinde tepinenler bize bu tertiple ilgili o kadar çok şey söylüyor ki...

Millet şunu yeniden hatırlamalı! Atalarımızdan gelen “su uyur düşman uyumaz” seslenişi bir ninni değil haykırıştır. Tarihi ardın sıra yürütüp bu kadar düşman biriktirdikten sonra mezara kadar güvende değilsin. Türk'sen mezara girinceye kadar teyakkuzda olmalısın.

Bir kere daha söyleyeyim! Bütün bu saldırıları organize eden aklın Tayyip Erdoğan'ı parti içinde düzenlenecek bir darbeyle devirmeyi düşünmemesi ve bugüne kadar bunun için gerekli olan mayınlama çalışmalarını yapmamış olması imkânsız.