05 Haziran 2015

SEÇMEN EĞİLİMİNE KLOZET OPERASYONU TUTMADI

Demokratik erdemin ayaklar altına alındığı bir seçim atmosferinin sonuna yaklaştık.

Normal demokrasilerde, siyasi partiler, seçimleri kazanmak için yarışır. Gelişmiş demokrasi kültürüne sahip siyasi örgütlenmeler, seçimleri hem kendileri hem de toplumun geleceği açısından etkili ve yön verici bir unsure olarak görür. Bu nedenle de seçimlere katılan her bir siyasi parti, seçmen tercihini etkileyebilecek reel söylemler üzerinden yoğun bir çaba sarfeder.

Bütün bu sürecin sonunda sandığa yansıyacak sonuç üzerinden de, seçimlerde bir siyasi partinin iktidar partisi mi yoksa muhalefet partisi mi olacağı belirlenir.

İktidar mücadelesi verilen seçimlerde, siyasi örgütler, seçmenlerin oy verme davranışları üzerinde hangi faktörlerin etkili olacağını tespit edip kampanya süreçlerini de bunun üzerine kurarlar.

Bu çerçevede yapılan bütün akademik çalışmalarda, Türk seçmenin oy verme eğiliminin, siyasi iletişim ve etkin kampanya planlamasına dayandığı gözlemlenmiştir.

Batılı demokrasilerde, bu etkin kampanya planlamasıyla siyasi iletişim tek tek adaylar üzerinde de yoğunlaşırken, Türkiye'de sadece liderler üzerinde toplandığı tartışma götürmez bir gerçek olarak duruyor karşımızda.

Lider etrafında toplanan bu kampanya ve iletişim süreci haliyle lider profilini de ön plana çıkarıyor. Liderin imajından söylemine, hitabından temasına birçok faktor seçmen eğiliminde önemli bir belirleyicilik gösteriyor.

İşte bu veriler ışığında, yaklaşık 3 aydır süren kampanya sürecinde bilhassa muhalefetin izlediği çizgi demokrasiyi ve demokratik erdemi yerle bir etti.

Seçim beyannamelerinde yer verdikleri sosyal politika argümanlarının ve ekonomik kazanım vaadlerinin altını dolduramayan muhalefet partileri, kampanya enstrümanlarını seçmeni kin ve öfkeye yönelten bir mecraya taşıdı.

Seçimlerden iktidar olarak çıkmak yerine iktidarı yıpratarak çıkmak gibi cılız bir hedef koyan muhalefet partileri, iktidarı yıpratacak her türlü veriyi araştırıp sorgulama gereği bile duymadan kullanmaktan imtina etmedi.

Toplumun yüzde 80'ine yakın bir kesminin, Türkiye'nin bölgesinde güç ve oyun kurucu olarak algılayabileceği MİT'in örtülü operasyonunun bir Casusluk faaliyetiyle deşifre edilmesini bile propaganda malzemesine dönüştürecek akıl tutulmasının esiri oldu muhalefet.

CHP'nin ve Fetullahçı örgütün bu söylemlere sarılması yadırganacak bir durum değildi pek. Ancak bilhassa MHP'nin bu ihanet operasyonu üzerinden geliştirdiği söylemler, tam bir akıl tutulmasıydı.

Suriye'deki Türkmen gruplara gönderildiği açıklanan yardımların ifşa edilip Türkiye'yi Lahey'de yargılatmayı amaçlayan bu casusluk eyleminin MHP tarafından seçim malzemesi olarak kullanılması, MHP'nin CHP'ye yakınlaşan yeni çizgisi ile Fetullahçı örgüt tarafından esir alınan iradesinin de tezahürüydü.

Muhalefetin akıl ttulması bununla da sınırlı kalmadı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin maliyetinden, Külliye'deki tuvaletlerin cinsine, seçmen nezdinde tepki çekecek bir çok dedikoduyu propaganda ve siyasal iletişim malzemesi olarak kullandı muhalefet. Bu seçmen eğilimini klozetle belirleme gibi absurt bir yaklaşım, tarihi bir hataydı.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu yerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzerine kurguladı eleştirilerini. Bu bile kendi başına seçimlerin, Erdoğan karşıtlığı üzerine kurulduğu algısının oluşmasına yeti. Muhalefet, bu tavrıyla, 1 yıldan bile az bir zaman once Erdoğan'a oy veren yaklaşık yüzde 52'lik seçmen kitlesini karşısına aldı.

Bütün bunlara HDP'nin baraj altında kalmaları durumunda iç savaş çıkacağına dair tehditleri klenince, seçmeni 7 Haziran'da sandığa götürecek eğilim, normal demokrasilerdeki enstrümanlardan çok farklı temellere dayandı.

Kitle iletişimindeki baş döndüren hız ve çok alternatiflilik üzerine olşan seçmen psiklojisinin tehditlere ve anlaşılması zor ittifaklara teslim olmayacağını göz önünde bulundurursak, Türk seçmeninin 7 Haziran için belirginleşen eğiliminin herşeye rağmen güven ve istikrardan yana olacağını tahmin etmekte zorlanmayız.

Hele hedefinde iktidar olmayan, piyangodan çıkacak bir koalisyonrıza gösterecek kadar yenilgiyi peşinen kabullenmiş bir muhalefet ve kan ve terörden beslendiğini, iç savaş tehdidi ile pekiştiren etnisiteye dayalı siyasetin adresi HDP'nin yer aldığı bir seçimin sonucundan, başka sürprizler beklemek siyaset dışı merkezlerce kurgulanan mühendislik çalışmalarına