Bağışlayan ve acıyan Allah’ın adıyla başlarım. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun!

Şehrimiz Amid için yapacağımız hizmetlerin neler olabileceğiyle ilgili önerilerimi anlatmaya devam ediyorum. Özellikle, Diyarbakır’a aşkla hizmet eden, Sayın Valimiz ve Belediye Başkanı’mızdan; “Halka hizmet, Hakk’a hizmettir.” anlayışına sahip olduğuna sığınarak bu önerilerimin dikkate alınacağını ümitle bekliyorum.

Şehrimizin Elazığ Bulvarı ya da halk arasındaki adıyla Elazığ yolu, günümüz trafik yoğunluğuna cevap veremeyecek durumdadır. Yapıldığı yıllarda çok geniş ve rahat görünmüş; ancak bugün daracık bir cadde durumuna gelmiştir. Özellikle kavşaklarda darlıktan ötürü sorun daha da belirgin hale geliyor. Adı geçen caddenin imkanlar ölçüsünde her iki tarafının kaldırımlarından alınarak ya da atıl durumda olan yerlerin değerlendirilmesi ile üç şeritli yapılması; eğer planında varsa sağlı sollu olarak yan yollarının yapılması ile bir rahatlama olabilir. Caddenin bazı yerlerinde yan yol var; ancak karşı tarafında yan yol yok! Her iki tarafında da yan yol olması halinde trafik açısından bir rahatlama olur. Elazığ Bulvarı’ıyla diğer caddelerin birleştiği yerlerdeki kavşaklar ihtiyaca cevap veremeyecek kadar daracık durumdadır. Mahabat, Kayapınar ve Bağcılar’daki caddelerin üzerindeki kavşaklar gibi geniş ve rahat kavşakların yapılması yerinde bir hizmet olur. Elazığ Bulvarı’nın kavşaklarında kırmızı ışıkta iki araç zor yan yana durabiliyor. Adı geçen caddeler oldukça geniş ve rahat; üç veya dört şeritli olup yan yolları olduğu halde neden Elazığ yolunun bu özelliği olmasın? Her ne kadar Elazığ Bulvarı, önceki dönemde yapılmış olsa da mevcut durumuyla da revize edilebilir. Karayolları Bölge Müdürlüğümüze önerim şudur: Bulvarın imar planındaki gibi yeniden gözden geçirilip düzenlenerek genişletilmesi ve şehrimizin modernleşmesi, güzelleşip hemşehrilerimizin hizmetine sunulması çok yararlı bir hizmet olur.

Daha önceki yazımda da yazmıştım; öneminden ötürü yinelemek istiyorum. İşlek yerlerdeki cadde ve sokaklarımızın üzerinde bulunan esnaf ve iş yeri sahipleri dükkanlarının önündeki park yerlerini haksız yere işgal ediyorlar. Özellikle sur içinde park yeri sıkıntısı olduğu için araç sahipleri çok zor durumda kalıyorlar. Oysa iş yerleri önündeki yerler ne dükkan sahiplerine aittir ne de araç sahiplerinin; burası halkın belediyesine aittir. Yani halkın ortak malıdır ve herkesin yararlanma hakkı vardır. Bazı okurlarımızın içlerinden şunu söylediklerini tahmin ediyorum: “Araç sahipleri de araçlarını otoparka koysunlar!” Haklısınız; ancak Sur İçi’nde otopark sayısı az olduğundan çabuk doluyorlar ve ihtiyaca cevap verecek durumda değiller.

Söz Dicle’nin güzelleştirilmesinden açılmışken geçen hafta bu köşede yayınlanan Dicle’nin İstekleri (Dicle’nin İstekleri 2) adlı yazımdaki isteklerin devamını aşağıdaki şiirde Diyarbekir aşığı Haristani’den dinlemeye devam edelim:

Dicle’nin İsteği II

Takın, gerdanımda parlasın uzun setim,

Göğsüme çarpan suyla dolsun göletim!

Kavuştur cesur yiğidim, beni kuğulara!

Ne olur, ağzımı eğdirme namert kullara!

Ey yetkili ve etkili sevdalı büyüklerim!

Gerçekleşirse saydığım bu isteklerim:

Kanatlanır sevinçten havalara uçarım!

Güzel olmaktır, benim asıl muradım!

Süzülsek de Vadi’mle Anadolu’dan,

Mavi yılan gibi, kıvrılsak ovalardan!

Dolansak da Şeyhmalan ve Harran’dan,

Seslensek de dünyaya Büyük Okyanus’tan!

Kavuşsak da Körfez’in yeşil sularına,

Baksak da uzun uzun su yosunlarına!

Turlasak da dünyayı; Anadolu’dur yuvamız,

Çıksak da Kaf Dağı’na, Anadolu’dur ocağımız!

Son söz, gönül dostu Yunus’un olsun:

“Bizi bilmeyen, ne bilsin,

Bizi bilenlere selam olsun!”

Haristani

Şehrimizin yetkililerine de iki önerim var: Birincisi; Urfa Kapı’dan Sur İçi’ne girerken Sarı Saltık Kavşağı; çok düzensiz ve çok yoğun bir trafiğe rağmen ışıklandırma olmadığı için araç izdihamı oluyor. Trafik kazaları olmadan acilen buraya trafik ışığı yapılmalı! İkincisi; Melikahmet Caddesi’nin devamı olarak Balıkçılarbaşı’ndan Yenkapı’ya kadar bir caddenin açılıp Urfakapı’nın Yenikapı ile birleştirilmesi çok yerinde ve Şehrimizin hem turizm hem sosyal açıdan gelişmiş olması bakımından çok iyi olur. Dicle Vadisi’nin eski canlılığını kazanması ve güzelleşmesi için hazır bu bölge yeniden imar edilirken böyle bir çalışmanın yapılması çok yerinde olur.

Şehrimizde rahat ve huzurlu bir şekilde yaşamamız için inşallah sonraki yazılarımda da önerilerime devam edeceğim! Amacım kimseyi eleştirmek değildir; toplumsal bir hizmete önayak olmaktır. Öneri bizden, başarı Allah’tandır!