05 Aralık 2017

Semih Kaplanoğlu ve TYB edebiyat mevsimi

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı iş birliğiyle ‘Sinema ve Edebiyat' temasıyla düzenlenen, "9. İstanbul Edebiyat Festivali ödül töreni ile son buldu.

Dolu dolu geçen bir etkinlikti. Sinemanın her alanında hizmet veren çok değerli konuklar gelip gitti. Yazarlar, eleştirmenler görüşlerini açıkladılar. Etkinliğin son gününde  'Buğday' filmi ile dikkatleri çeken ve çok sayıda ödülün sahibi olan ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu ile TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı'nın söyleşisi vardı. Yoğun bir katılımla gerçekleşen söyleşi de Kaplanoğlu son filmi 'Buğday' ve diğer çalışmaları konuşuldu.
Seyirci de çok ilgiliydi. Çoğunluk filmi izlemiş. Görüşlerini bildirenlerin hepsi de filmi çok beğendiklerin ifade ettiler. Semih Kaplanoğlu yoğun ilgiden son derece memnun kaldı. Samimi bir ortamdı. Böyle olunca içten bir muhabbet oluşuverdi. Yaptıklarını anlatırken yapacağı yeni projeler hakkında müjdeler de verdi.

Semih Kaplano__lu ve TYB Edebiyat Festivali

Yönetmen Kaplanoğlu, "Buğday" filminden sonra iki proje üzerine daha çalıştığını belirterek, "Mimar Sinan ve Süleymaniye üzerine çalışıyorum. O, bence bir medeniyet ve merkezi düşüncenin billurlaşmış halidir." dedi
Kaplanoğlu, şu an üzerinde çalıştığı projelerine ilişkin şunları kaydetti:
"Mimar Sinan'ın o dönemde bir sanatçı ve mimar olarak, hangi iştiyak ve düşüncelerle bu işleri gerçekleştirdiğini merak ediyorum ve öğrenmeye, anlamaya çalışıyorum. O dönemlerdeki İstanbul ile bu dönemin İstanbul'u çok farklı olsa da o düşüncenin inşasını görmek izlemek çok müthiş bir duygu. Sinemanın bir görsel ve işitsel sanat olmadığını sürekli tekrarlarım, sinema bir zaman inşa sanatıdır. Diğer çalıştığım konu ise Niyazi-i Mısri'nin yolculuğu ve arayışı üzerine çalışıyorum. Ömrüm yeterse bu ikisini yapmak istiyorum."
Söyleşinin ardından ünlü kanun sanatçısı ve Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülü Sahibi Göksel Baktagir'in kanun dinletisi gerçekleşti.
Dinletinin ardından ödül törenine geçildi.
TYB İstanbul Şubesi Başkanı ve Festival Koordinatörü Mahmut Bıyıklı, ödül töreninde yaptığı konuşmada, kültür ve sanata yılmadan, yorulmadan, vefa duygusuyla hizmet etmeye devam edeceklerini söyledi.
Bir hafta boyunca İstanbul'un kalbi Sultanahmet'te gerçekleşen festivalde edebiyatın ve sinemanın bütün yönleriyle ele alındığını vurgulayan Bıyıklı, şöyle devam etti:
"Festivalde bir hafta boyunca düzenlediğimiz etkinlikler, farklı fikirler ve bakış açılarıyla, bir arada olmanın ve hep birlikte Türkiye olmanın fotoğrafını hepimize gösterdi. Edebiyat festivalinde her sene olduğu gibi bu sene de 'vefa'yı ön planda tuttuk. Bu akşam ödül alan kıymetli sanatçılarımıza, yönetmenlerimize ve yazarlarımıza ülkemizin kültür ve sanatına verdikleri değerli katkılar nedeniyle çok teşekkür ediyoruz. Bizler, onları takip eden, izleyen ve sanat çalışmalarından esinlenen insanlar olarak, 'sizlerin yanındayız, omzumuz sizin omzunuzun yanındadır' demek için bu beratları ve ödülleri kendilerine sunuyoruz. Festival süresince emeği geçen bütün ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum."

Festival Özel Ödülü'ne değer bulunan yönetmen Semih Kaplanoğlu, kendini iyi ve mutlu hissettiğini belirterek, festivalin hazırlanması sürecinde emeği geçenlere teşekkür etti.
Kaplanoğlu, şunları kaydetti:
"Sinemayı, edebiyatı ve sanatı çok daha fazla halkla bütünleştirmemiz, onlarla birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Temelde ülkemizi, temellerimizi tanımamız lazım. TYB'den acizane talebim, ülkemizin enerjisini hissetmemiz için önemli olan bu etkinliklerin sadece İstanbul ile sınırlı kalmadan, Anadolu'ya da taşımasını, bizleri oralarda düzenleyecekleri etkinliklere davet ederek, insanlarla buluşturmalı diye düşünüyorum. Bu ödülü ise 15 Temmuz şehitlerine adamak istiyorum. Çünkü şehitlerimizin içinde sevdiğim, tanımaktan onur duyduğum Erol Olçok da vardı. Bugün eğer burada toplanıp geleceği konuşabiliyorsak, onlara çok şey borçlu olduğumuzu düşünüyorum."

Üstün Hizmet Ödülü İhsan Kabil'in

Üstün Hizmet Ödülü'ne layık görülen, sinema yazarı İhsan Kabil de "Burada bir hafta boyunca harika zaman geçirdik. Sinema ve edebiyat ilişkisini bir araya getiren, farklı soruları açımlamaya, anlamaya çalışan, bağ kuran, farklılıkları irdeleyen, çok değerli sinema ve edebiyat insanlarını yad ettik, saygılar sunduk. Çok verimli ve bereketli bir çalışma oldu. Gelecek yıllarda uluslararası faaliyetlere dönüşecek olan bu etkinliklerde, sinema yine yer alır ve bu çalışmalar bir adım daha öteye gider diye umut ediyorum." ifadelerini kullandı.

Vefa Ödülü Rahmetli Ömer Lütfi Mete'nin

Rahmetli Ömer Lütfi Mete ise "Muhtevalı senaryolarıyla, sinemaya sırat-i müstakim üzerine istikamet kazandırması" nedeniyle Vefa Ödülü'ne layık görüldü. Ömer Lütfi Mete'ye verilen Vefa Ödülü'nü kızı Hicaz Mete aldı.

Üç büyük ödülün yanı sıra, sinema ve edebiyat alanında ürün ortaya koymuş ve emek vermiş, umut vadeden yazar ve yönetmenlere takdir beratı takdim edildi.

Takdir Beratı ödülleri

Eda Tezcan, Seyid Çolak, Yeşim Tonbaz, Ensar Altay ve Bedir Acar'a da takdir beratları verildi. Teşvik beratına ise Yiğit Ege Yazar layık görüldü.

 

İHSAN KABİL MEDYA'DA NEDEN YOK

 __hsan Kabil

İhsan Kabil ‘kültür sanat' alanında geniş bir kitle tarafından kabul görmüş duayen bir yazarımızdır.  Her konuyu tartışabileceğiniz entelektüel bir isimdir. Türk ve dünya sinemasını yakından takip eden biridir.Festivallerin aranan ismidir. Kendi fikrini empoze etmeden kendi düşüncelerini anlatan ve bir derdi olan kişidir. Herhangi bir grup ya da ideolojiyle bağlantılı değil.  TYB Edebiyat Festivali'nde Üstün Hizmet Ödülü'nün de sahibi oldu. Toplayıcı, birleştirici kişilere çok ihtiyaç olduğu günümüzde neden gazeteler İhsan Kabil'e yer açmazlar. O kadar çok kanal olmasına rağmen neden böyle dolu bir kişi ekranda olmaz.

TYB Edebiyat Mevsiminde İhsan Kabil ile ilgili özel bir oturum yapıldı. Sevenleri dostları oradaydılar. Konuşmacılar onu o kadar güzel anlattılar ki, ilk kez gören ve tanıyan kişi bile eline sarılıp öpmek istedi. Oturum Başkanı TYB İstanbul Başkanı Mahmut Bıyıklı programı kapatırken şöyle diyordu: “ "İhsan Kabil, hem ağabeyliği hem yazarlığıyla ufuk açmaya devam ediyor ama çok acıdır ki onu okuyamıyoruz. İhsan Kabil'in bu topraklara katacağı çok büyük hizmetler var."

 

 

“ALİYA MESLEK HAYATIMIN EN ÖNEMLİ PROJESİDİR”

 

Bosna Hersek ‘in merhum Cumhurbaşkanı Alija İzetbegoviç'in hayatını konu alan ve TRT'de yayınlanacak "Aliya" dizisinin oyuncularından Berke Üzrek, Aliya” projesi meslek hayatımın en önemli projesi olduğunu söylüyor.  

Büyük devlet adamı Aliya (Alija) İzetbegoviç'i canlandıran Berke Üzrek, Bu önemli projeye  hazırlanırken beni bu kadar motive eden husus Bosna Hersek'te yaşananların üzerinde bıraktığı psikolojik etkinin büyük rol oynadığına vurgu yaparken şöyle diyor: ” Alija İzzetbegoviç tarihe mal olmuş bir şahsiyettir. Gelecekte çok daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum. Böyle bir projenin çekiliyor olması başlı başına büyük bir olaydır. Umarım tüm seyirci yanı başımızda yaşanan ve hatta yaşanmaya devam eden Bosna Hersek meselesinin iç yüzünü anlatmaya gayret ettiğimiz bu projeye gereken ilgiyi gösterir. Çünkü bu sadece basit bir tv dizisi olmaktan çok öte, gerçek bir tarihi meselenin iç yüzünün  yıllar sonra gün yüzüne çıkmasına vesile olacak çok değerli bir projedir”

 

"İSLAM'A HİZMET ÖDÜLLERİ"

 Dost islama hizmet __d__lleri

Türk Kadınları Kültür Derneği (TÜRKKAD) ve Kerim Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı tarafından bu yıl 14'üncüsü verilen "DOST İslam'a Hizmet Ödülleri" törenle sahiplerini buldu.

Haliç Kongre Merkezi'nde "Hz. Peygamber ve Fütüvvet" başlığıyla düzenlenen törenin açılışında konuşan AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, 14 yıl boyunca böyle güzel bir faaliyeti, istikrarlı biçimde sürdürmenin her kuruluşa nasip olmayacağını dile getirdi.

Törende bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Avcı, "Onun için bu 14 yıl boyunca, inşallah nice 14 yıllar boyunca, bu faaliyetleri tanzim eden, gayret eden, emekleriyle bu geceyi hazırlayan tüm kardeşlerime ayrı ayrı, bu ziyafetten hissedar olan davetliler adına çok teşekkür ediyorum." dedi.

Her yıl Mevlid Kandili'ne denk gelen haftada yapılan törenle sahiplerini bulan ödüller, bu yıl İslam medeniyetine kattığı kalıcı değerler vesilesiyle Türkiye'den İslam Bilim Tarihi Araştırmacısı Prof. Dr. Fuat Sezgin'e, yurtdışından ise Cezayir halkının Fransızlara karşı verdiği mücadeleye önderlik eden 19. yüzyılda yaşamış ilim ve devlet adamı Emir Abdülkadir Cezairi'ye verildi.

Emir Abdülkadir Cezairi adına ödülü 4. kuşaktan torunu Ömer Said Aintouni, Sultan 2. Abdülhamid'in 4. kuşaktan torunu Orhan Osmanoğlu'ndan aldı. Sağlık problemleri nedeniyle törene katılamayan Prof. Dr. Fuat Sezgin'in ödülü ise Nabi Avcı tarafından Yrd. Doç. Dr. Dilek Güldütuna'ya verildi.

Türk Kızılayı Genel Başkanı, Kızılay ve Kızılhaç Dernekler Federasyonu Avrupa Başkanı Dr. Kerem Kınık, Cezayir Büyükelçisi Lahssan Boufares, Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve davetlilerin katıldığı tören, La Edri Türk Tasavvuf Musikisi Topluluğu'nun Hicaz Duası ile sona erdi.

 

 ENDERUN SOHBETLERİ

İstanbul'un her köşesinde bir kültürel etkinlik var. Bu etkinliklerin çoğu belediye ve kamu destekleri ile olurken bazıları da özel gayretlerle kafede, lokantada, kitapevinde ve bir çay ocağında kendiliğinden oluşuveriyor. ‘Enderun Sohbetleri'de bunlardan birisidir.

Bu tür sohbetler resmiyetten uzak oldukları için oldukça sıcak ve samimidir. Dinleyicileri de konuşmacıları da gönül ehli insanlardır. Sohbetin birinde türküler karışır semaya. Bazı kahvede hep şair vardır. Şiir tadında sözler yükselir orada. Türkü, şiir, hikaye, sohbet olurda çay olmaz mı?

‘Enderun Sohbetleri''de Perşembe günlerini iple çektirecek programlardan birisi olacak.  Kültür adamı Recep İncecik'in Cağaloğlu'nda yeni açtığı “Bâbıâli Lokantası”nda yeni başlayan sohbet programının ilk konuğu  basınımızın ve fikir hayatımızın mümtaz ismi Mehmed Şevket Eygi Beyefendi idi. Önümüzdeki Perşembe ise yine basınımızın ve fikir hayatımızın değerli bir ismi Gürbüz Azak olacak. Onu da muhtemelen yine değerli bir isim olan Üstün İnanç büyüğümüz takip edecek.

Bu sohbet ortamları hazine değerinde. Konuşmacıların çoğu bir döneme damga vurmuş kişiler. Çok değerli hatıralara sahipler. Vakti müsait olanların kaçırmamaları gereken programlar. Büyük bir gayret ve özveri ile bu sohbet ortamlarının devamını sağlayan yüce gönüllü insanları da ayrıca yürekten tebrik ediyorum. İyi ki varlar.. 

ENGELLİLER İÇİN AVRUPA'DAN ASYA'YA PEDAL ÇEVİRDİLER

Engelliler i__in Avrupa___dan Asya___ya pedal __evirdiler1

Bağcılar Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen 8. Uluslararası Barikat Film Festivali kapsamında yüzlerce bisikletli Avrupa kıtasından Asya'ya pedal çevirdi. Aralarında Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı'nın da bulunduğu bisikletli grup, farkındalık oluşturmak amacıyla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü bir saatliğine trafiğe kapattı. Köprünün üstünde ise engellilerin önündeki barikatların kaldırılması için balonlar patlatıldı, zil ve düdük çalındı.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle Bağcılar Belediyesi farklı bir etkinliğe imza attı. 8. Uluslararası Barikat Film Festivali kapsamında yüzlerce duyarlı vatandaş saat 12.00'de Mecidiyeköy'deki Cevahir Alışveriş Merkezi önünde toplandı. Engelsiz vatandaşlar ve engelliler beraber bisikletlerine binip “Sessiz Çığlık Bisiklet Korteji” adıyla yola çıktı. Tekerlekli sandalyeleriyle gelen engelliler de onlara eşlik etti. Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı da engellileri bu özel günde yalnız bırakmadı. Çağırıcı da bisikletine binerek onlarla birlikte pedal çevirdi.

“Zihinlerdeki engelleri kaldırırsak hiçbir engelin kalmadığını göreceğiz”

Sessiz Çığlık Bisiklet Korteji'nin geçişi nedeniyle 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Avrupa'dan Asya yönüne doğru trafiğe kapatıldı. Yol boyunca çevredekilerden yoğun ilgi gören bisikletli grup köprünün ortasında durdu. Engellilerin önündeki barikatları kaldırmak için katılımcılardan bazısı bisikletlerindeki balonları patlattı bazıları da zil ve düdük çaldı.

Başkan Çağırıcı yaptığı konuşmada “Bizim yapmış olduğumuz etkinlik zihindeki engelleri kaldırmak. Eğer zihinlerdeki engelleri kaldırırsak hiçbir engelin kalmadığını göreceğiz. Bundan sonraki süreçte kimsenin engelli olmaması dileğiyle Dünya Engelliler Gününü icra ediyoruz. Bu amaçla bugün 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeyiz. Bu vesileyle de 15 Temmuz şehitlerimizi de yad ediyor rahmetle anıyoruz” dedi.

 

Festival Başkanı Hüseyin Nacar da engellilerin sesini duyurmak için burada olduklarını söyleyerek "Amacımız engelli kardeşlerimizin sesi, gözü ve kulağı olmak. 'Bir düş kuruyoruz barikatları kaldırmak için' diyerek çıktığımız bu yolda onların seslerini dünyanın dört bir yanına duyurmak için yüzlerce bisikletli ile pedal çevirdik"

 

ÇİN-TÜRKİYE SİNEMASI KONUŞULDU

 

  1. Randevu İstanbul'da CRI (China Radio International) ve Bahçeşehir Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirilen “Çin'e Bak, Dünyayı Gör”bölümü kapsamında film gösterimlerinin yanı sıra Odak Ülkeile Türkiye arasında hem kültürel alışveriş hem de sektörel iş birliği oluşturmayı hedefleyen “Çin-Türkiye Sineması Panelleri” sinema yazarı Tunca Arslan'ın moderatörlüğünde 2 Aralık Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi Galata Kampüsü'nde gerçekleşti. 

 

Çin ve Türkiye sinemalarının güncel durumlarına, bu sektörlerdeki yeni açılımlara ve vizyonlara ışık tutarken, bir yandan da Türk ve Çin kültürleri arasındaki ortak geçmişi ve geleceğe dönük paylaşım ile iş birliği olanaklarını, iki kültürün birbirine katabileceklerini tartışmayı amaç edinen paneller gün boyu üç ana başlık altında yer aldı. 

 

Panelin açılış konuşmasını TÜRSAK Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Yaşar yaptı. Yaşar konuşmasına, ‘'Büyük bir kültür, büyük bir sinema endüstrisi ile birlikte olmaktan mutluluk duyuyoruz'' sözleriyle başladı ve şöyle devam etti: ‘'Kültürel değerlerinden erişebildiğimiz kadarıyla yararlandığımız Çin kültürüne, Çin'in son yıllarda yaptığı ataklara ve Çin sinemasındaki gelişmeye bu paneller sayesinde daha yakından bakacağız. Kültürel olarak yakın olduğumuz, akraba kültürler sayıldığımız, coğrafi olarak da yakınlıklarımızın olduğu Çin ve sineması ile sinema potansiyelimizi ortak ürünler etrafında bir araya getirebilmek istiyoruz. Karşılıklı deneyimlerimizden fayda sağlayarak ortak iş birliklerini arttırmayı görevlerimizden biri olarak görüyoruz. 26 yıllık bir vakıf olarak ilk adımı atıyoruz. Türsak Vakfı olarak bunu yapmaktan, bu buluşmayı ilk kez Randevu İstanbul çatısı altında gerçekleştirmekten gurur duyuyorum.” 

 

İpek Yolu'nun iki ucunda bulunan ve bu ticaret-kültür yolunun tarih boyunca en aktif belirleyicileri olmuş Türkiye ve Çin sinema sektörlerini buluşturmak, geçmişten gelen kültürel bağlar üzerinden geleceğe dönük iş birliği, ortak yapım ve yeni pazar olanaklarının araştırmak amacıyla gerçekleştirilen ve Çinli sinemacıların ortak yapım projelerini sunmasıyla başlayan İpek Yolu Sektör Buluşması ise her iki ülkenin sinemacıları tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı.