28 Nisan 2020

SENİN ORUCUN!

Bir Müslüman adam düşünün. Oruçlu ve Kur'an okuyor. Kur'an'ı okuduktan yarım dakika sonra herhangi bir nedenden ötürü eşine veya çocuğuna kızıp bağırıyor. (Sanırım okuduğu şeyi anlamıyor, henüz kendisine inmemiş.)

Bir Müslüman kadın düşünün. "Aç insanların hâlinden anlamak için oruç tutuyoruz" diyor. İftar ve sahur sofralarını öyle bir donatıyor ki aç insanı, yoksulu o sofralarda hatırlamak ve anlamak mümkün olmuyor.

Müslümanlar düşünün. Okudukları Kur'an, tuttukları oruç ve kıldıkları namaz onların zihinlerine/kalplerine ve eylemlerine hiç tesir etmiyor. Yani bu ibadetler henüz ruhlarına inmemiş.

Ali Şeriati, "Dine Karşı Din" kitabında çoğu Müslümanın oruçla olan imtihanı ile ilgili şöyle der:

"Orucun, öğlen ve akşam yemeğinin yerlerini değistirmekten ibaret idi!"

Yani senin orucun düşüncelerini, davranışlarını dizginleyemiyordu. Sadece mideni birkaç saat dizginliyordu. Senin orucun zihnine/kalbine inememişti. Ruhun aç kalmış ve orucun bereketinden nasiplenememiş, ruhuna doygunluk hissi katmamıştı. İnsanlarla olan ilişkilerin de, orucun hikmet ve bereketinden uzak düşmüştü. Senin orucun, seni insanlık sahasına da indirememişti. Çünkü senin orucun, daha hayırlı ve iyi işler yapman konusunda seni teşvik edememişti. Ve senin orucun, bir yetimin, yoksulun yüzünü güldürememişti. Senin orucun, senin ruhuna ve bedenine sadece açlık korkusu, doyumsuzluk hissini bulaştırmıştı. Yani senin orucun, amacından çok uzaklara sapmıştı.

 

Yine Ali Şeriati, kitabında şöyle devam eder:

"Zira ramazan ayından sonra öncesinde yaptığın şeylerin aynısını yapmaya devam ettin, fikirlerin de tıpkı eskisi gibi devam ediyordu. Ramazan bitince düşüncen, ahlâkın, özelliklerin ve yolun hiç değişmedi. Üstelik ramazan ayında dahi aç kalmak dışında işinde, eylemlerinde hiçbir değişiklik olmadı. Yani her şey eskisi gibi, aynı tas aynı hamam!"

Sevgili okur, ramazan ayı zaten mübarektir, bereketlidir. Bu bolluk ve  bereketi sadece iftar sofralarında aramak doğru değildir. Bu, orucun hikmetinden son derece uzak bir eylemdir. Bu bereketi zihnimizde/kalbimizde ve insan ilişkilerimizde aramak asıl gayemiz olmalıdır. Yani benim orucum, yetimleri, yoksulları her zamankinden daha fazla güldürmeli. Benim orucum, ahlâkımı ve insan ilişkilerimi daha güzel sınırlara ulaştırmalı. Aynı zamanda benim orucum, Kur'an'ı anlayarak okuyup hayatıma da indirmeli. Hâsılı benim orucum, beni Allah'a bir adım daha yaklaştırmalı.

Hepimize ramazanın hikmetini kavrayacak bilinç ve feraset; eyleme geçirecek şuur ve cesaret diliyorum. Böylece bizim orucumuz da mübarek olsun..